Doğu Akdeniz ve Ege’de ateşle oynayan Yunan ayağına sıkıyor!

Doğu Akdeniz’deki krizi tırmandırarak Türkiye’nin 2 km uzağındaki Meis adasına asker taşıyan Yunanistan’ın yine sivil gemilerle Rodos’a da birlik konuşlandırdığı belirtiliyor. Uzmanlara göre Atina, “gayri askeri statüde” bulunan adalara asker taşıyarak egemenlik hakkını kaybederken, Türkiye’ye de müdahale hakkı doğdu.
Yunanistan, Akdeniz ve Ege’de tahriklerine devam ediyor. Uluslararası anlaşmalara göre “gayri askeri statüde” bulunan Türkiye’nin 2 kilometre ötesindeki Meis adasına kameralar önünde asker sevkiyatı yapan Yunanistan’ın Rodos’a da asker sevk ettiği iddia ediliyor. Sevkiyatın yine Meis adasına yapılan sevkiyat gibi sivil gemilerle yaptığı öne sürülüyor.
KORSANLIĞA SAVUNMA
Yunanistan silahsız asker bile bulundurma yetkisi olmadığı adalara yaptığı sevkiyatları “egemenliğimiz tehdit ediliyor” diye savundu. Yunan basınına göre, Savunma Bakanlığı yetkilileri “Tehdit edilen bölgeler silahtan arındırılamaz. BM tüzüğünün 51. maddesine göre yasal savunma hakkımız var” iddialarında bulundu. Uzmanlara göre Yunanistan’ın kameralar önündeki korsan asker sevkiyatı Türkiye’ye siyasi, hukuki ve askeri müdahale hakkı veriyor.
TARTIŞMAYA AÇILIR
Marmara Üniversitesi Uluslararası Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selami Kuran, “Adaların devrinde temel şart gayriaskeri statüde bulundurulmalarıdır. Yunanistan 1960’lı yıllardan itibaren on iki ada dediğimiz Güney Ede adaları, Boğazönü Saruhan adalarından 16 tanesinde askeri yığınak yaptı. Dolayısıyla yapılan bu eylemler temel antlaşmalarının açık ihlalleridir. Bu şart ihlal ediliyorsa bu antlaşmanın geçerliliğini tartışmaya açar. Türkiye askeri alanda gerekenleri yapıyor, hukuki anlamda yapılması gereken statünün tartışmaya açılmasıdır. Deniz hava üssü kurulması sözleşmeyi ortadan kaldırmıştır. Uluslararası platformdan tartışmaya açılmalıdır” dedi.
MEŞRU MÜDAFAA HAKKI
Silahsızlandırma statüsünün bile yeterli olmadığına, gayriaskeri statünün çok geniş kapsamda yer aldığına dikkat çeken Kuran, “Hiçbir askeri varlığı bulunduramaz. İnsanlı veya insansız hava araçları bu adalar üzerinde uçamaz. Adanın nüfusuna göre kamu gücü için polis bulundurabilir. Türkiye bu askeri sevkiyatın kendi bağımsızlığına karşı bir tehdit oluşturduğunu düşünüyorsa ki bu bir tehdit haline geldi. Türkiye, Anadolu’ya göz mesafesindeki deniz, hava üssü bulunan adalarda kendi ülkesel bütünlüğüne, ülke güvenliğine karşı açık bir tehdit görüyor. Siyasi ve diplomatik girişimler sonuçsuz kalırsa BM şartının 51. maddesinin meşru savunma hakkına dayanarak gerekli askeri önlemleri alabilir. Adalarda tek tek bulunan hava, deniz ve kara askeri unsurlarını etkisiz hale getirir” ifadelerini kullandı.
DEVİR ŞARTI KALKTI
Bir televizyon kanalında değerlendirmelerde bulunan eski Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı da, Yunanistan’ın Meis adasındaki egemenlik hakkının ortadan kalktığını söyledi. Yaycı şunları kaydetti: “Meis silahsızlandırılmış bölge değil, gayri askeri statüde bir bölgedir. İkisi arasında çok ciddi bir fark vardır. Silahsızlandırılmış statüde asker getirebilirsiniz. Gemiler liman ziyaretine gelebilirler, uçaklar üzerinden uçabilirler. Ama gayriaskeri statüde bunların hiçbiri yapılamaz. Meis gayriaskeri statüdedir. Dolayısıyla gayri askeri statünün ihlali söz konusu. Oraları silahlandırırsanız egemenlik devir şartı ortadan kalkmış olur. Lozan ve Paris antlaşmalarına göre bir müfreze asker bulundurabilir. Orada asayişi sağlamak için jandarma kuvvetleri şeklinde bulunabilir. Dolayısıyla gayri askeri statü konusu çok önemlidir. Türkiye’nin elindeki en kuvvetli hukuki gerekçedir.”
MEİS ÜZERİNDEN MEB TAHRİĞİ
Meis tahriki bununla da sınırlı kalmadı. Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Rum Kesimi ile deniz yetki alanlarının sınırlandırılması için münhasır ekonomik bölge anlaşması (MEB) yapacaklarını duyurdu. Uzmanlara göre, Yunanistan ile GKRY kıyıları birbirini gören sınırlara sahip olmadığı için böyle bir anlaşma hukuken geçersiz. Ancak Yunanistan’ın Meis adası üzerinden bir sınırlama anlaşması yapabileceği iddia ediliyor. Bu formülün de hukuken mümkün olmadığı ifade ediliyor.
TEHLİKELİ İMZA
Bölgede gerilimi arttıracak adımlar atan Yunanistan ise silahlandırmasını hızla sürdürüyor. Acil silah alımı ve modernizasyon için 10 milyar avro bütçe ayıran Yunanistan, bu kapsamda ilk imzaları Fransa ile 10 Eylül’de atacak. İki ülke 12 Rafale savaş uçağı ve 2 adet savaş gemisi alımını sözleşmeye bağlayacak. Ayrıca bazı füze ve silahı sistemleri de anlaşmaya dahil edilecek.

Hakkında Editör

Taraf olmayan, habercilik yapan Net İnternet Haber, bağımsız özgür, tarafsız habercilik ilkesini benimsemiş olup, hakkın ve haklının yanında yer almayı ilke edinmiştir.

Göz Atmak İster misiniz?

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, 8 Mart’ta Türkiye’nin kredi notunun yükseltilmesinin devamı niteliğinde bir karar …

Bir yanıt yazın