Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’nin Gazze için sağlık seferberliğine hazır olduğunu belirterek, “El Ariş Havalimanı’nda 20 sahra hastanesi kurmak için tüm hazırlıklarımızı yaptık. Mısır ve Filistin Sağlık Bakanlıkları ile yakın diyalog içindeyiz” dedi. Koca ayrıca, uyuz vakalarına ilişkinde bilgi vererek, artışın olmadığını söyledi.
7 Ekim’den beri Gazze’yi vuran İsrail duracak gibi değil…
Tüm dünyadan tepki almasına rağmen Gazze’yi adeta bir açık hava hapishanesine çeviren İsrail’e en büyük tepki ise Türkiye’den geldi.
Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Türk halkı, Gazze’ye yapılan zulmün durmasını istiyor.
İsrail’e savaşın durması için çağrı yapılırken, yine en büyük yardımlar Türkiye’den gidiyor.
Bu kapsamda da yardım tırları Rehaf Kapısı’na ulaşırken, sağlık alanındaki desteklere ilişkin ise Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan yanıt geldi.
Koca yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Gazze için sağlık seferberliğine hazır olduğunu belirtti.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Beştepe’deki Kabine toplantısının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
İşte Bakan Koca’nın açıklamalarından satır başları:”Gemi hazır bekliyor”
Gazze için biliyorsunuz bir gemi hastanemiz hazır bekliyor. 40’a yakın ambulans planladık ve göreve hazırlar. 8 Koca Yusuf uçakla küvözler, ventilatörler, küçüklü büyüklü çok sayıda jeneratör gönderdik. İki genel müdür arkadaşımızla birlikte 20 kişilik sağlık ekibimiz halen orada.
Hem refah sınır kapısına yakın bölgede hem de El Ariş Havalimanı’nda 20 sahra hastanesi kurmak için tüm hazırlıklarımızı yaptık. Bütün bunlarla ilgili Mısır ve Filistin Sağlık Bakanlıkları ile yakın diyalog içindeyiz. Güvenliğin sağlanması ve izinlerin verilmesini bekliyoruz. İzin verilmesi halinde derhal sağlık operasyonlarını başlatmaya hazır bekliyoruz.
“İsrail, Türk – Filistin Dostluk Hastanesi’ni hedef aldı”
Türk Filistin Dostluk Hastanesi ise 36 bin metrekare kapalı alana sahip 180 yataklı TİKA tarafından yapılıp Filistin’e hediye edilen bir hastanedir.
Hastanede görevlendirilen bir sağlık çalışanımız yok. Bildiğiniz gibi bu hastane de hedef alındı. Halen 80 hasta onkolojik tedavi için yatırılmış durumda. Fakat ilaç tedariki yapılamadığı için kanser hastalarının tedavisi ciddi oranda aksamış durumda.
Bütün bu yapılanlar ne insanlığa ne vicdana sığar. Sağlık çalışanlarının, kanser hastalarının hedef alınması, ölüme terk edilmesi ya da bombaların hedefi olması aslında bir savaş suçu içeriyor. Çocuklar hiçbir kavganın ölen tarafı olamaz. Hastalar ve yaralılar hiçbir düşmanlığın ezileni olmamalı.
Ancak gözler kin ve intikam duygusuyla yüklü, kulaklar da tüm insani haykırışlara kapalı olduğu için Savaş suçu işlemeleri de maalesef çok kolay oluyor. Fakat sessiz kalan tüm insanlık vicdan mahkemesinde bunun hesabını vermeye, mutlaka kendini hazırlamalı. Masumların çığlıkları bir gün hepimizin uykusunu bölecek ve hakkını bizden isteyecek.
Uyuz vakaları hakkında
Uyuz vakalarında endişeye sebep olabilecek bir artış yok. Kısmi bir artış tespit ettik. Çok yakın takip ettiğimiz bir durum. Erken uyarı sistemlerimiz gayet iyi çalışıyor. Bu sayede olağan dışı gelişmelere erken müdahale şansımız oluyor.
Uyuz özelinde konuya bakacak olursak, Türkiye genelinde uyuz vakalarında prevalans geçen yıl 2.03 iken bu yılın ilk dokuz ayında 2.17. Yani geçen yıla göre yaklaşık yüzde 7 oranında bir artış gerçekleşmiş. Deprem bölgesinde ise bu artış yaklaşık yüzde 13 oranında oldu. Deprem bölgesi için beklenenin altında. Dolayısıyla ciddi bir artış olmadı.
Bir salgın durumundan bahsedilmesi söz konusu değil. Son yıllarda özellikle Karadeniz ve Doğu Akdeniz bölgelerinde artışın biraz daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.