Donold Trump ve radikal islam!

ABD’nin 45’inci Başkanı Donald Trump İncil’in üzerine sol elini koyarak radikal İslam-ı yok edeceğiz diyerek olaylı bir geleceğe işarette bulundu.

Radikal İslamiyet dediği kendilerinin eğittiği donattığı ajanlarıdır. Çünkü Donald Trump ve diğer ABD başkanlarının zerre kadar akılları olsaydı İslamiyet-i inceler ve Müslüman olurlardı. Onlar gerçek incili okumuş olsalardı Din-i İslam-ı tehlike olarak görmezlerdi. Radikal İslam dedikleri kendilerinin de İngilizler ve diğer Haçlı Ordularıyla bir olup yetiştirdikleri dinde reformcularının geliştirdikleri İslamiyet ile alakası olmayan aldatmaca bir dayatmadır.

İslamiyet, bir korku dini değildir. İslamiyet, terör, cinayet, canlı bomba olup can alan vahşi ve cani insanlar topluluğu hiç değildir. Buradan Donal Trump’a Emr-i marufta bulunuyor, iman ederek Müslüman olması için bir çağrıda bulunuyorum. Ve yine diyorum ki; Ey ABD’nin 45. Başkanı Donald Trump, İslamiyet’i size İngilizlerin anlattığı gibi görmeyiniz! Hak ve son din olan İslamiyet’i tanımanız için sizi hakikate, huzura, saadete götürecek yolu tarif ediyorum.

Yüce Rabbimiz,  bizlere Yüce bir Kitap indirdi. Örnek bir Peygamber gönderdi. İnsanca bir hayatı, Müslümanca bir duruşu Kitabında ve son peygamberi Muhammed  (s.a.s)  önderliğinde bizlere öğretti. Geliniz, Kur’an-ı Kerim’in tanıttığı ve Peygamberimizin örnek yaşantısıyla gösterdiği bir müminin vasıflarını hep birlikte bir kez daha hatırlayalım.

Müslüman, Allah’ın varlığına ve birliğine gönülden iman eden kişidir. Allah’ın meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini; ahireti, kaderi, Muhammed Mustafa (S.A.S)’in  Allah  katından getirdiklerini  tereddütsüz tasdik  edendir ve edenlerdir.

Peygamberinin örnek ahlakını hayata dönüştürendir müslüman. Kur’an’da bizlere takdim edilen Müslümanlar, yaratılış gaye ve hikmetinin farkında olanlardır. Gördüklerine duyduklarına, yaşadıklarına tefekkür, tezekkür ve ibret nazarıyla bakanlardır. Kulluk ve ibadet bilinciyle yaşayanlardır.

Namazlarını, şuur ve huşuyla eda ederek, miraç bilenlerdir. Zekâtı sırf Allah rızası için, gönülden verenlerdir.  Oruçlarını kötülüklere kalkan kılanlardır. Allah’ın has kullarıdır Müslümanlar.  Kalpleri, Allah’ı hamd ve zikirle mutmain olur. O’nun ismi anıldığında yürekten derin bir saygı duyarlar. Allah’ın ayetlerine,  emir ve yasaklarına kör ve sağır kesilmezler. Bütün bunları doğru anlamaya, en güzel şekilde yaşamaya gayret gösterirler.

Tevazu sahibidir Müslümanlar. Kibirlenmezler. Gururlanmazlar.  Üstünlük taslamazlar.  Vakurdurlar. Dünya ve ahiretlerine faydası olmayan boş söz, tavır ve tutumlardan uzak dururlar.  Cahillerin sataşmasına sadece “selâm!” diyerek karşılık verirler. Tevekkül ehlidir Müslümanlar.

Sadece Allah’a dayanıp güvenirler.  Sadece O’ndan yardım isterler.  Hata ve günahlarına tövbe ederler. Yanlışlarını bilerek, ısrarla sürdürmezler.  Her daim sabrı kuşanırlar. Zorluk ve musibetler karşısında yılmazlar, ümitlerini yitirmezler. Hayatın bir imtihan olduğu bilinciyle, “Biz her şeyimizle Allah’a aidiz ve O’na döneceğiz.” diyerek teslimiyet ve metanetlerini dile getirirler. Öfkelerini yenerler. Kendilerine yapılan kötülükleri affederler. Müslümanlar,  doğruluğu,  sadakati kendilerine şiar edinirler.

Yalandan, yalancı şahitlikten, aldatmadan kaçınırlar. Verdikleri sözden kesinlikle dönmezler. Emanete asla ihanet etmezler. Hak ve hukuktan ayrılmazlar. İffet ve haysiyetlerini korurlar. İnsanca bir yaşam uğrunda mücadeleden bir an olsun geri durmazlar. Yoklukta ve varlıkta Allah yolunda hiçbir fedakârlıktan kaçınmazlar. Birbirlerinin dostları ve kardeşleridir Müslümanlar. Birbirlerini yalnızlığa terk etmezler. Başkalarının kötülüğünü istemezler. Şerde değil, hayırda yarışırlar. Kötülükte değil,  iyilikte yardımlaşırlar. Şefkat ve merhameti elden bırakmazlar. Zulme, şiddete, vahşete geçit vermezler.  Birbirlerinin saygınlığına gölge düşürmezler, hadlerini aşmazlar. Hiçbir zaman itidalden ayrılmazlar.

Nazargâh-ı İlahî olan gönlü incitmezler.  Hele hele Allah’ın mükerrem ve haram kıldığı bir cana asla kıymazlar. Hele hele terörist hiç olmazlar.. Sizin terörist olarak yetiştirdiğiniz ve yakıştırmasını yaptırdığınız Radikal İslam nedir bilmezler.

İşte bütün bunlar,  Rabbimizin Yüce Kitabı Kuran-ı kerimde haber verdiği mümin kullarının vasıflarıdır. Bu güzelliklere sahip olanlarda ne bir korku vardır ne de bir hüzün.  Onlar, Allah’ın sonsuz mağfiretine ve ebedi cennetine ulaşacaklardır.  Orada hürmet ve selamla karşılanacaklardır. İkramların en güzeliyle ağırlanacaklardır.

Ne mutlu Allah’ın has kullarına!

Ne mutlu yaratılış gaye ve hikmetine uygun yaşayarak Allah’ın rızasını kazananlara!

Ne mutlu yolu huzura çıkanlara! Ne mutlu fâni âlemi bâki bir kazanca dönüştürenlere!

Ne mutlu ki, bu hakikati görüp de Allah’a, Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, Ahirete Gününe ve Kadere iman edenlere. Ve ne mutlu ki hakikati görüp de bütün insanlığı kurtuluşa ermesi için hak yol İslam’a çağrıda bulunanlara ve bu çağrıları hakikat görüp de Müslüman olanlara..

 

Hakkında Aziz Dağtekin

1960 yılında Elazığ'da doğdu. Öğrenimini İstanbulda tamamlayarak gazetecilik mesleğine 1983 yılında başladı. sırasıyla Hergün, Bulvar, Hürriyet ve Türkiye Gazetelerinde muhabirlik ve yazı işleri kadrolarında görev aldı. Basın sektöründen 2006 yılında emekli oldu. Halen idare yeri Adana olan ve Ulusal yayın yapan Netinternet, Ekonet Haber, Eko İntenet Haber sitelerinde Genel Yayın Yönetmenliği ve ekonomi ile alakalı yazı ve yorumlar yazmaktadır. Gazetecilik mesleği yanısara sigortacılık, pazarlama ve finans sektöründe üst düzey yöneticiliklerde bulundu. Sırasıyla İhlas Barter ve Turk Barter'da franchise ve bölge müdürlüğü görevlerinde yer aldı. 2005 yılında Turk Barter'dan ayrılarak Anadolu Barter'ı kurdu. Halen 13'e yakın şubesiyle faaliyet gösteren Anadolu Barter'ın Yönetim Kurulu Başkalığını yürütmektedir. Evli ve 2 çocuk babası olan Gazeteci-Yazar Aziz Dağtekin halen Basın Konseyi üyesi ve Adana'da Kurulu bulunan Çukurova Güreş Vakfı ile Elazığlılar Kültür ve Dayanışma Derneğinin de kurucu üyesidir.

Göz Atmak İster misiniz?

İran kime hizmet ediyor?

Aziz Dağtekin Yazdı İran gerçekten boş olduğunu bir kez daha kanıtladı. İran devlet olduğu günden …

Bir yanıt yazın