Bayramı bayram gibi idrak edebiliyor muyuz?

Binmişiz bir alamete, hızla gidiyoruz kıyamete.  Dünyanın dengeleri, insani ve uhrevi değerleri hızla bozuluyor. Zaman gerçekten ahir zaman. Çünkü ahir zamanın bütün büyük ve küçük alametleri bir bir ortaya çıkıyor.

Düşünün İslam dünyasının dört bir yanında kan ve göz yaşı var. Birileri dinde reform yapıyor, diğeri de kırk haramiler gibi, asmak gerek, kesmek gerek türküsünü çağırıyor..

En korkuncu da  İslam dünyası dediğimiz dünya, gaflet, delalet ve hıyanet içerisinde bozulmaya alkış tutuyor. Fitne  ve fesat yangınlarıyla yanıp kavrulan bu  fesat yuvasındaki gafiller küffarın emrine girmiş durumdalar adeta.

Şimdi sormak gerekirse kıyametin büyük ve küçük alametleri  gerçekleşiyor mu diye? Kafamıza kırk sopa yeriz vallahi. Yemeye yiyelim ama gerçeklerden de kaçmayalım..

Öyleyse soralım:

Türkiye’de vahşice bir terör var mı? Var. Azgınlığın her türlüsü aleneni utanmadan arlanmadan küstahça rezilce işleniyor mu? İşleniyor. Şu Müslüman beldede dindarlık geriliyor mu? Geriliyor. Namaz kılanlar ve oruç tutanlar azınlığa düştü mü? Düştü. Faiz riba yaygın hale geldi mi? Geldi. Zina da yakın tarihimizde suç olmaktan çıkartıldı mı? Çıkartıldı?..

Müslüman halkın büyük çoğunluğu ilmihalini biliyor mu? Bilmiyor.. Tek bir Ümmet oluşturması gereken Müslümanlar, birbirinden kopuk bin parçaya, fırkaya ayrıldı mı? Ayrıldı.. Müslümanların başında, halkın kendisine biat ve itaat ettiği; râşid, âdil,  firâsetli ve  muktedir bir İmam var mı? Yok.

Müslümanlar vesayetçi egemen azınlıkların elinde oyuncak olmuş mu? Olmuş.. Peki be adam, bunca fitne, fesat, fısk, fücur, hengâme, toz duman, nifak ve isyan  içinde sen nasıl keyfine bakıyor, keyifli bir hayat sürebiliyorsun?.

Sendeki bu rahat ve keyif Rahmanî midir, şeytanî midir?.. İnsan İslam dünyasının, ülkemizin, içinde bulunduğu hale bakar da biraz üzülür.. Sen niçin üzülmüyorsun?..  Niçin zevki sefa peşinde koşuyorsun?… Günlük rutin işlerini yap ama biraz üzül, tedirgin ol yahu!.. Niçin kalp ile olsa bile, bir nebze emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmıyorsun?…

Niçin ülkemizde her gün akıtılan şehit kanına ve İslam dünyasındaki bu kadar facia karşısında biraz olsun iştahın kesilmiyor.. Kardeşlerin ölürken sen kuzu dolması yiyorsun.. Suriye Müslümanları bizim kardeşimiz değil mi?..  Ne kadar kötü, perişan, acınacak durumdalar. Onlar için niçin ağlamıyoruz?..

Ucuz Filistin edebiyatını bırak da biraz ağlasana. Bir ara Arakan Arakan diyordun, Arakan faciası devam ediyor ama sen susuyorsun.. İçindeki şeytan seni zevki sefaya, keyfe, gününü gün etmeye teşvik ediyor ve sen ona uyuyorsun..

Şeytanı kov ve Rahmanın dediklerini dinle. Akıtılan şehitlerin kanına ve Müslümanların haline, kendi haline acı ve ağla.. Gaflet gaflet gaflet… Daha ne zamana kadar bu koyu, katranî, şeytanî gaflet sürecek?.. Sorarım sana…

Müslümanların haline acıyıp ağlasan biraz olsun temizlenecek, kendine geleceksin. Şu taşkın dünya iştah ve şehvetlerini biraz frenle ve bu gün bayram olduğunu hatırla. Bayramı bayram gibi kutlayanın olup olmadığını bir bir düşün ve ayıkla..

Unutma! Bu gün bayram. Bayrama  adını veren Kurban ibadeti, kişinin manen Allah’a yakınlaşmasına vesile olurken, malî yönüyle de sosyal dayanışmayı güçlendiriyor.. Kurban ibadeti, Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’in Allah’a gösterdikleri tam sadakat ve teslimiyeti temsil etmesi yönüyle kişiyi bu yolda ileri bir mertebeye taşırken, aynı zamanda ona paylaşmayı, ötekine yardım elini uzatmayı, bütün insanları sevgiyle kucaklamayı da öğretir..

Öyleyse bu bayramın muhasebesini iyi yap. Bayramı bayram gibi idrak edebiliyor muyuz?