Orta Doğu Coğrafyasına huzur bir türlü gelmiyor. Her gün bomba kan göz yaşı haberleri geliyor. İslamiyet ile alakası olamayan cahillerin, haçlı taşeronlarının verdikleri zarar çok büyük.
Dinde reformcuların, vehabilikle üreyen selefilik, tüyler ürperten fotoğraflarla dehşet saçarken, şimdilerde de IŞİD dedikleri güya Irak Şam İslam Devleti, el Kaide’den kopmuş, tâlî derecede bir örgüt iken, birdenbire palazlanarak devlet olma, şeriat ve hilafet ilân etme iddialarına kadar gelmiş.
Ne kadar tuhaftır ki; IŞİD denen taşeron örgüt, 5-7 bin kişi ile ülke işgal edebiliyor? Karşısında düzenli bir ordusu bulunan Irak Merkezi Hükümeti ise, tek bir mermi sıkmadan apar topar kaçıyor. Türk Devletine karşı cesur demeçler veren Irak merkezi hükümeti ne hikmetse bize karşı cesaret damarları kabarıyor. Haçlı ve batı uşaklığına gelince de sırayı kimseye kaptırmıyor. İşte necip Türk Milleti’nin asaleti burada yatıyor. “Vatan Sevgisi İmandandır” Hadisine sımsıkı sarılan aziz milletimizin evlatları, vatana yönelen her emperyalist güce karşı koymasını bilmiştir. Vatan sana canım feda demesini bilmiştir. Bunu sözde değil eylem ile de tescil etmiştir. Bunun gerçekçi belgesi Çanakkale Destanı’dır. IŞİD kendi ayakları üstünde duran bir örgüt değildir. Koltuk değnekleri var. Bunlar bilinen sömürge devletleridir. IŞİD’i imha ile ilgili Ülkemizin Yönetim kademesindekilerin hesapları nedir bilmiyoruz. Buna rağmen IŞİD ile alakalı çok şaibeler olduğu yönünde kulağımıza gelen bir çok söylem var. Bu söylemlere inandıklarımız da var, inanmadıklarımız da.
Mesela; Kuzey Irak’ta İşgal niye olmadı da Musul ve Kerkük işgal edildi? Burası sözde Kurulacak bir devletin Başkenti diye mi? Yoksa bölgede kargaşalıklar çıkarılmak suretiyle geniş topraklı bir Kürdistan devleti kurulması için altyapı çalışması oluşturma çabası mıdır? Musul ve Kerkük’ün işgal edilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile bilinmeyen bir pazarlığın işareti midir? Türkiye’nin bu rezalete susması petrole karşı Musul ve Kerkük’ün sözde Kürdistan’a dahil edilmesine göz yumma politikası mıdır?
Petrol antlaşmasıyla Lice’de bayrak inmesi , Çok uluslu PKK’lıların Barış Sürecini baltalamak için yol kesmeleri, çocuk kaçırmaları , Mavi Marmara davasına bakan mahkemenin İsrail genel kurmay başkanıyla, dört bakan hakkında kırmızı bülten çıkartması, dev projelere imza atmamızla, halkın ilk defa bizzat devlet başkanı seçmeye hazırlanmasına denk gelmesi gerçekten tesadüf değildir.
Şu unutulmamalı. Musul asla ve asla vazgeçeceğimiz bir yer değildir. Her ne kadar Sömürgeci dünya menfaati icabı bu işgal karşında susuyor ve bir tek kelime dahi etmiyorsa, burada bir sebep aramak lazım. Irak’taki tahribat tamamlandıktan sonra, Van, Diyarbakır, Silopi, kısacası Doğu Anadolu Bölgesi ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne de işgal teşebbüsleri olabilir. Yılan küçük iken kafası ezilmelidir. Sebep ve sonuç iliksisine girmeden vatanımızın her karışına ve soydaşlarımızın her birine yönelen bu emperyalist eylemler şiddetle karşılık bulmalıdır. Uyanık ol aziz millettim. Emperyalist oyunlara gelme, boyun eğme.