Günümüz insanı çok duyarsız oldu. Acıma hislerimiz zehirlendi. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın sözü gerçek hayatımıza girdi.
Düşünün, dünya kupası maçlarının oynandığı şu günlerde dünyanın her yerinde milyonlarca insan, dev ekranlara kilitlenip maçlarla kendinden geçer, gollerle ayağa fırlayıp, kaçan gollerle dövündüğü dakikalarda Filistin’de bebekler ölmekte, atılan her golün sevincinin yanında Filistinli analar acılar içerisinde kıvranmakta. Ne yazık ki dünya insanlığı bu acılara seyirci kalmakta.
Ve düşünün ne acıdır ki, bu gamsız, dertsiz, tasasız ve umursamaz dünyalıların içinde Müslümanlar da var. Sözde Müslüman olduklarını sananlar, mükellef sofralarda rehavet içindeler. Bu gamsız Müslümanlar, zekât vermekle her türlü vazifeyi yapmış olduklarını sanıyorlar. Halbuki zekât vermek, Allahın emridir. Yani farzdır.
Dünyalı, insanlığını hatırlamamakta, Filistinli Müslümanlar, tarihin hiçbir döneminde görmediği zulümlere maruz kalmakta. Bize göre, bu yurdum duymaz dünya, huzura layık değildir. Çünkü bu Dünya; Doğu Türkistan’a kör, Arakan’a sağır, Filistin’e umursamaz, Suriye’yi kabullenmiş, Afrika’ya aldırışsız. Sizce bu vurdum duymaz dünya insanlığı huzura layık mı? Sevgili Peygamberimiz “Zulüm karşısında susan dilsiz şeytandır!” buyurmaktalar. Zulmü bir futbol maçı kadar eğlenceli hale getiren, bolca insani duygularını yitiren seyirci toplayan, Haçlı emperyalizmi çok sinsi entrikalar peşinde. Haçlı dünyası, kapitalist dünya, vahşi batı “İsrail, meşru müdafaa hakkını kullanıyor!” diyerek zulme arka çıkmakta, adeta yaptıklarınız azdır daha fazlasını yapın demektedirler.
Zulüm karşısında susan İnsanlık şunu iyi bilmelidir ki; insanlık, adil olma mecburiyetini hatırlamadıkça, Müslümanlarda kardeşlik hisleri uyanmadıkça, Filistin, kadın, bebek, çocuk ve yaşlısıyla İsrail’in insafına terk edildikçe, bu duyarsız dünya ilâhî cezadan kurtulamaz. Başka izahı olan varsa söylesin