“Arafta Sorular” programında konuşan Op. Dr. Salih Selman, dış görünümünden dolayı kendisini yargılayanlar için “Kafalarında bir şablon var ve onlara göre böyle doktor olmaz” diyerek sitem etti.
24 TV’nin heyecanla izlenen “Arafta Sorular” programının bu haftaki Op. Dr. Salih Selman oldu.
Esra Elönü’nün sorularını cevaplayan Selman, kendisine yönelik dış görünüşünden dolayı yapılan saldırılara ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Beni kobay olarak seçmişler”
Selman, Elönü’nün, “Sizin neden kalp ameliyatı yaptığınıza inanmak istemediler?” sorusuna, şu şekilde yanıt verdi:
“İslam davasına yardım etmek önemli. Eskiden daha büyük olaylarda ses çıkarmıyorlar ve yaptıkları yanlarına kâr kalıyordu. Çapa acilin tadilata girdiği dönemde hastalardan yardım istemişiz ve ben de kolu kırık olan bir hastayı dövmüşüm. Bu şekilde gazetede manşet atıldı. Beni kobay olarak seçmişler. Neden yaptıklarını sordum. Şuuru kapalı olan hastalar geldiklerinde giysilerini çıkarırdık. Gazeteciler kadın hastaların bu hallerini başka yerlerde kullanmışlar.
“Onlar için takke ve cübbe giyen genel cerrah olamaz”
Çapa acilin başı, gazetecilerin girmesini yasakladı. Gazeteciler karşılığında bu iftirayı attılar. Karşıda ilim insanları var. Bir gazeteci. Sadece internette araştırılsa ‘Salih Selman kimdir?’ diye genel cerrah çıkar. Onlar için takke ve cübbe giyen genel cerrah olamaz ya. Bu çok acı. Kafalarında bir şablon var. Onlara göre böyle doktor olamaz. Müslüman, Osmanlı’nın doktoru gibi olur. Onların her şeyini söker takarım.
“Sohbetlere gidiyordum ama…”
İlk hocalık dönemim, ilk kez insanlara bir şeyler anlatmam, insan vücudunu anlatmakla başladı. Çocuklarımı kursa vermiştim. Dedim ki onlara vücudu anlatayım, insanı anlatayım, kalp nasıl çalışır onu anlatayım. Bunlar kendimi iyi bir Müslüman sandığım zamanlar. Bir gence kalp ameliyatı yapmıştım. Bunu başarmanın havasıyla kaç gün hastanede dolaştım ama gidip hastaya bir şeyler anlatma şuurunda olmadım. Dünyaya yönelik ilimler almışım. İnsanların kalbine tesir edecek bilgiler bilmediğimi o gün tamamen anladım. Sohbetlere gidiyordum ama tıbbi bilgim kadar manevi bilgim yoktu. Biraz yolumu değiştirmem lazım dedim. Arapça, fıkıh ve tefsir öğrendim.
“Taş atanlara hidayet için dua ederim”
Mücadele yaparsanız güçlü olursunuz. Hep antrenman olmaz maça çıkacaksın. Atılan taşlar sizin daha çok çalışmanıza vesile olur. Efendimiz Hendek Savaşı’nda banyo yapamadı. Cebrail (a.s) geldi ve silahını bırakıyor musun? Allah bırakmanı istemiyor Yahudi’ler anlaşmayı bozdu ve onların üzerine gitmeni istiyor dedi. Allah bizi mücadeleye sevk ediyor. Taş atanlara hidayet için dua ederim.”