İslam aleminde her yıl heyecanla beklenen recep, şaban ve ramazanı kapsayan mukaddes üç aylar 23 Ocak Pazartesi günü başlayacak.
Müslümanlara dini hissiyat ve ibadet yoğunluğu eşliğinde gündelik hayatlarını sorgulama, yenileme ve zenginleştirme fırsatı sunan aylar yarından sonra idrak edilecek.
Regaip, Miraç ve Berat kandilleri ile Kadir Gecesi gibi özel gecelerin içinde yer aldığı üç aylarda, oruç tutma, Kur’an-ı Kerim okuma ve sadaka verme gibi ibadetlerin daha çok yapılması tavsiye ediliyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı Vakit Hesaplama Bölümü’nün “vakithesaplama.diyanet.gov.tr” internet adresinde yer alan bilgiye göre, recep ayının dördüncü günü olan 26 Ocak Perşembe akşamı Regaip Kandili idrak edilecek.
Hazreti Muhammed’in Allah’ın huzuruna yükseldiği gece olarak kabul edilen Miraç Kandili’nin 17 Şubat’ta ve “ramazanın müjdecisi” kabul edilen Berat Kandili’nin 6 Mart’ta idrak edilmesinin ardından Müslümanlarca “on bir ayın sultanı” olarak tanımlanan ramazan 23 Mart’ta başlayacak.
Kur’an-ı Kerim’de “Bin aydan daha hayırlı” olduğu bildirilen Kadir Gecesi, ramazanın 27. gecesi olan 17 Nisan’da idrak edilecek ve Müslümanlar 21 Nisan’da Ramazan Bayramı’nı karşılayacak.
ÜÇ AYLARI VE İÇİNDEKİ GECELERİ FIRSAT BİLMELİYİZ
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi İdris Bozkurt, AA muhabirine, üç aylar olarak bilinen recep, şaban ve ramazanın İslam toplumlarında çok değerli olduğunu söyledi.
Recep ve şaban aylarının Müslümanları adım adım ramazan ayına yaklaştırdığını belirten Bozkurt, üç aylar içinde birçok önemli gün ve gecenin olduğunu anımsattı.
Üç aylar ile içindeki gün ve gecelerin Müslümanların maneviyatını artırdığını ifade eden Bozkurt, “Üç ayları ve içindeki geceleri birer fırsat olarak görmeli, bunları af ve mağfiretimize vesile kılmalıyız. Yani tövbe ve istiğfar etmeli, hata ve kusurlarımızdan arınmalıyız. Varsa ihmal ettiklerimiz onları telafi etmeye çalışmalıyız.” dedi.
Özellikle recep, şaban aylarının kaza oruçlarının tutulmasına vesile olduğunu hatırlatan Bozkurt, üç aylarda meal ve tefsiriyle Kur’an-ı Kerim okumak gerektiğini dile getirdi.
Recep ve şaban aylarından sonra ramazan ayının idrak edileceğini anlatan Bozkurt, “Ramazan ayında oruç tutmak, teravih kılmak, hayır hasenat yapmak gibi çok güzel etkinliklerimiz oluyor. Aynı zamanda Kur’an-ı Kerim’deki bir sureye isim olan Kadir Gecesi de bu ayda.” ifadelerini kullandı.
ERBAŞ’TAN MESAJ
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Recep, Şaban ve Ramazan aylarını kapsayan üç ayların başlangıcı dolayısıyla yayınladığı mesajda, şu ifadelere yer verdi:
“Recep ayı ile birlikte üç ayların rahmet, bereket ve mağfiret iklimine girmiş bulunuyoruz. İnanç, ibadet ve kültür dünyamızda önemli bir yeri olan bu mübarek mevsime bizleri yeniden kavuşturduğu için Rabbimize sonsuz hamd ediyoruz. Bu mübarek günleri hakkıyla değerlendirebilmek için Yüce Allah’tan inayet diliyoruz.
Hayat, insana bahşedilen büyük bir nimet ve değerli bir emanettir. Zaman ise varoluşun ve yaşamanın imkanına istinat olan eşsiz bir sermayedir. Zaman tasavvuru ve vakit bilinci, insanın hayata dair bütün tasarruflarının hareket noktasıdır. Zamana ve onun her bir anına atfedilen anlam, bireysel ve toplumsal hayatın mahiyetini, niteliğini ve kalitesini belirleyecek en temel etkendir.
Güçlü bir farkındalıkla kadrini idrak edebilenler için ebedi kurtuluş fırsatı olan zaman, ondan gafil kalanlar için de bir hüsran sebebine dönüşebilmektedir. Bu durum, hayat boyu farkındalık gerektiren bir gerçekliktir. Bilinmelidir ki her an akıp gitmekte olan zamandan kendi payına düşen ömür sermayesini tüketirken insan, aslında ebediyete giden yolculuk için heybesini doldurmaktadır.
Sonsuz âlemde insanın karşısına çıkacak olan şey, burada heybesine attıklarından başkası olmayacaktır. Bu yüzden Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de zamana ve onun belli vakitlerine yemin ederek bu değerli sermaye hususunda müminleri bilinçli ve duyarlı olmaya davet etmektedir. Zatına gereği gibi kul olabilmek için iman, salih amel, hak ve sebat noktasında daima müteyakkız olmaya çağırmaktadır.”
“Üç aylar Müslümanlara yeniden bir canlılık ve motivasyon fırsatı sunmaktadır”
Üç aylar için Müslümanlara hayat serüveni boyunca yeniden bir canlılık ve motivasyon fırsatı sunduğunu belirten Erbaş, ”Ancak, bazı vakitler var ki onlar, hayat serüveni boyunca oluşması muhtemel sıradanlıklara karşı Müslümanlara yeniden bir canlılık ve motivasyon fırsatı sunmaktadır.
İşte üç aylar, bizler için böyle bir anlam ve değer ifade etmektedir. Bizleri kendimizle yüzleştiren, muhasebe, tövbe ve yenilenme fırsatı veren bu aylar, içinde bereketli vakitler barındıran müstesna bir maneviyat iklimidir. Nitekim rağbetimizi sadece Rabbimize yönelterek yeni bir başlangıca milat kılacağımız Regaib Gecesi, bu ayların bir habercisidir.
Peygamberimizin (s.a.s.) mucizevi yükselişine ve huzur-u ilahide çeşitli müjdelerle karşılanmasına sahne olan Miraç Gecesi, bu ayların mübarek bir dilimidir. Cenab-ı Hakk’ın lütuf ve inayetiyle müminler için af, mağfiret ve arınma vesilesi olan Berat Gecesi, bu iklimin bir esintisidir.
Allah’ın kullarına merhametinin bir nişanesi olarak 14 asırdır insanlığın ufkunu aydınlatan hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’in indirildiği Kadir Gecesi, bu iklimin bir zirvesidir. Hayatımıza sayısız güzellikler katan bu aylar, iyiliklere rağbet, kötülüklerden firkat ve büsbütün rahmet, bereket, mağfiret mevsimidir.
Bunun için Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), bu aylar başladığında ‘Allah’ım Recep ve Şaban aylarını bize mübarek kıl ve bizi Ramazana kavuştur’ diye duada bulunmuştur” ifadelerine yer verdi.
Başkan Erbaş konuşmasına şöyle devam etti:
“Kuşkusuz bu mevsimden hakkıyla istifade edebilmenin yegane yolu, sarsılmaz bir iman, kayıtsız bir teslimiyet ve samimi bir gayretten geçmektedir. Zira bizleri dünyanın aldatıcı ve oyalayıcı meşgalelerinden kurtarıp bu mübarek mevsimin manevi atmosferine gark edecek en büyük imkanımız, yüce Rabbimize olan imanımızdır.
O’na verdiğimiz söze sadakatimizdir. O sözün gereklerini yerine getirme hususundaki gayretimizdir. Öyleyse bu ayları bir daha elimize geçmeyecek eşsiz bir fırsat olarak görüp onların manevi atmosferinden azami derecede istifade etmenin yollarını aramalıyız. Tövbe, istiğfar ve dualarımızla Rabbimize yönelerek imanımızı ziyadeleştirmenin, sadakatimizi pekiştirmenin, kulluğumuzu güzelleştirmenin ve hayatımızın her anını inancımıza şahit kılmanın gayreti içerisinde olmalıyız.
Bu vesileyle idrak ettiğimiz üç ayların hayırların fethine ve şerlerin define vesile olmasını temenni ediyorum. Müslümanların birlik ve beraberliği, yeryüzünün barış ve huzuru için dua ediyorum. Yüce Rabbimiz, bu mübarek gün ve gecelerde yaptığımız dualar hürmetine bizleri, âlem-i İslam’ı ve tüm insanlığı her türlü afetten, musibetten ve kötülükten muhafaza eylesin. Bizleri hem dünyada hem de ahirette rahmet, bereket, af ve mağfiretine nail eylesin.”