Barzani olmaz, yapılmaz denilen o korsan referandumu yaptı. Hem de Türkiye’nin, İran’ın ve Irak merkezi yönetiminin ortak tatbikatlarının gölgesinde aynı zamanda gözlerinin içine baka baka geri adım atmayarak. Bu demek oluyor? Siz ne derseniz deyin ben ağa babalarımdan icazet aldım. Siz istediğiniz kadar bağırın çağırın ben bildiğimi yaparım demek oluyor.
Nitekim öyle de oldu.İran, Irak ve Türkiye tepki kodular. hatta Türkiye “Bir gece ansızın gelebiliriz” dedi. Bu sözünün üzerinden neredeyse 10 gün geçti. Geceler de ansızın gitmek de çok uzadı. Bu çıkışlar dedeleri gibi hem Kürt hem de Türk düşmanı olan Barzani’yi korkusuz kıldı. Oysa, yıllardır Doğu bölgemizde Kandil’den himaye ettikleri Ermeni asıllı PKK terör örgütü ile saldıran ve saldırtan Barzani, referandumdan sonra PKK’lı terör örgütünün yine askerimize saldırması çok düşündürücüdür. Yıllardır Kürt örgütü olduğunu savunan özünde Kürt olmayan PKK terör örgütü marifeti ile saldıran ve Türkiye’ye şirin gözükmek için hain ve sinsi yüzünü saklayan Barzani, yeni entrikaların peşindedir.
Türkiye, İran ve Irak Merkezi yönetimi davalarında samimilerse Barzani’yi alaşağı yapmalılar. Kısacası horoz dövüşünü bırakmalılar. taraflar hain Barzani’yi kahraman kılacak sözlerden kaçınmalıdır. Biz şahsen Barzani’nin hain ve gerçek yüzünü biliyoruz. Maalesef devlet erkanında onun gerçek yüzünü bilip de görmezlikten gelenler var. Bu da bizi kuşkulandırıyor. Ya kapalı kapılar ardında savaş tehdi yapın, bağırın çağırın halkın gözünde suskun kalmayın diye bir yerlerde baskı var ya da BOP değirmenine su taşıma heves ve istekleri var.
Türkiye ulusal çıkarlarını ve bölgesel güvenliğini koruma haklarına sahiptir. Bu hakları bütün dünya devletleri bilmektedir. Bu bilindiği halde neden hala Barzani ve avaneleri al aşağı edilememektedir? Bu şahsen bizi çok düşündürüyor. “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözü her daim geçerli değildir. Savaş çığlıklarının kapıya dayandığı bir anda bu sözün arkasına saklanmak ölümcül bir davranıştır.
Kahramanlıklarıyla dünyaya ün salan Mehmetçik pısırık değildir. Yeter ki emir ve komuta kademesindekiler doğru kararlar ve doğru zamanlamalar yapsınlar. Bakınız ABD’de kim gelirse gelsin, kim giderse gitsin değişmez bir devlet politikası vardır. Ufak tefek rötuşlarla 500 yıllık planları sinsi bir şekilde yürütürler. Dünyayı sömürmeye devam ederler. Bu sebepledir ki bir ABD politikası ve projesi olan PKK terör örgütü bizden çok şeyler almıştır. Almaya da devam ediyor. Ülkemizin doğusunda Barzani’nin himayesinde olan Kandil binlerce vatandaşımızın canını, malını aldı ve birçok yuvayı babasız bıraktığı gerçeği ortada iken bizim kara ve hava harekatı için operasyon başlatmamızın hiçbir engeli yoktur.
Türkiye’nin Kandili yok etmek terör yuvalarını kurutmak ve Barzani’yi indirmek için o kadar çok haklı sebepleri ortada iken, ne bekleniyor bilmiyoruz. Türkiye gerek diplomaside gerekse dış politikada çok yetersiz kalmaktadır. Eğer deli yürekli bir dış politika yürütülür şartlar oluşturulursa Musul ve Kerkük Türkiye topraklarına yapılacak bir referandum ile katılabilecek durumdadır.
Türkiye hep yanılıyor, düşmanlar hep kazanıyor. Türkiye Orta Doğu’nun garantörüdür, ecdadımızın mirasçısıdır. Türkiye hiç bir surette Orta Doğu masasında uzakta tutulamaz. Yeter ki doğru planlar yapılsın oynanmak istenen oyunların farkında olsun. Bağırmak çağırmak yerine fiili icraatlar yapılsın. Yoksa bağırmayla çağırmayla, asarım keserim demekle savaşlar kazanılmaz. Bu net olarak bilinmelidir. Savaşlar ya masada yada askeri güçle kazanılır sözle değil. Bizden söylemesi. Ferman yüce devletimizindir.