İnsan, İman ve hayat

Muhterem Müslümanlar!
Cenâb-ı Hak ayet-i kerimelerde şöyle
buyurmaktadır: “Biz insanı en güzel biçimde yarattık.
Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik. Ancak iman
edip yararlı işler yapanlar müstesna! Onlar için
kesintisiz bir ödül vardır.”1
Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili
Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Allah’ı Rab,
İslâm’ı din, Muhammed’i peygamber olarak gönülden
benimseyen kimse imanın tadını almış olur.”2
Aziz Müminler!
Yerlerin ve göklerin yegâne sahibi olan Yüce Allah,
insanı mükemmel biçimde yaratmıştır. Ona, doğru ile
yanlışı ayırt etmeye yarayan bir akıl ve iyilik yolunda
rehberlik eden bir vicdan vermiştir. Güçlü, bilinçli, irade
ve sorumluluk sahibi bir varlık olarak insan, kâinatın
gözbebeğidir.
İnsanı yoktan var eden, onu yediren, içiren,
doyuran, koruyan Allah Teâlâ’nın ondan istediği ise iman
etmesi ve güzel işler yapmasıdır. İnsanın var oluş sebebi,
bir kul olarak emaneti yüklenip dünyayı insanlık için
huzurlu, adil ve yaşanabilir bir yuva kılmaktır.
Kıymetli Müslümanlar!
İnsanoğlu son derece üstün niteliklere, ayrıcalıklı
güç ve yeteneklere sahiptir. Bunlar sayesinde iyiliğe niyet
edip hayatı iyi yönde idare edebilir. Ama kötülüğü isteyip
dünyaya zulüm de yayabilir. Sabırlı, azimli, fedakâr,
barışçıl ve adil tavırlarıyla mutlu bir dünya inşa
edebileceği gibi cahil, bencil, hırslı, aceleci ve nankör
tutumu yüzünden kendini ve çevresini tehlikeye de
atabilir.
Bu yüzden Rabbimiz, insanı hiçbir zaman başıboş
bırakmamıştır. Yarattıktan sonra kenara çekilip, dünyayı
kendi haline terk etmemiştir. O her an görür, gözetir,
yönetir. Rabbimiz, insanın hayatta yalnız, nimetsiz ve
yardımsız kalmasına izin vermemiştir. O her an
yanımızda, şah damarımızdan daha yakınımızdadır.
Cenâb-ı Hakkın bizlere en büyük desteği ise peygamberi
ve kitabı aracılığıyla yol göstermesidir.
Değerli Müminler!
Allah’ın insanlığa rehber, hayat ışığı ve kurtuluş
kaynağı olarak gönderdiği, akıl sahiplerini
peygamberimizin getirdiği bu kurtuluş reçetesini kabule
davet eden ilâhî kanuna din denir. Din, ilk insanla birlikte
var olmuş ve son güne kadar da var olacaktır. Bu cuma
vakti, bu mübarek mescitte buluşan müminler olarak
hepimiz biliyoruz ki, “Kuşkusuz Allah katında din
İslâm’dır.”3 Kıyamete kadar bütün insanlık, Sevgili
Peygamberimize ümmet olmakla, onun davetine icabet
etmekle mükelleftir. Zira “Kim İslâm’dan başka bir din
arama çabası içine girerse, bilsin ki bu kendisinden
asla kabul edilmeyecek ve o âhirette ziyan edenlerden
olacaktır.”4
İnsanın sorularına cevap alabileceği, sorunlarına
çözüm bulabileceği en sağlam bilgi kaynağı dindir. Dinin
davetine uyarak iman eden kimse, hayatının en doğru
kararını vermiştir. Müslüman olmuş, şeref bulmuştur.
Herhangi bir zorlama olmadan, kendi tercih ve arzusuyla
Allah’a yönelmiştir. İçten bir bağlılıkla O’nun emir ve
yasaklarını kabul etmiştir. Artık ondan, bu imanın
gereklerini yerine getirmesi, mümince yaşaması beklenir.
Değerli Müslümanlar!
İslâm, eşsiz bir inanç, ibadet ve ahlâk sistemidir.
diyerek kelime-i şehâdet getirmek, dünya ve ahiret için
inanç, umut ve mutluluk kapılarını açmaktır. Bu kapıdan
geçen kimse, düzen ve itinayla namazını kılar. Namaz ki
dinimizin direği, kalbimizin nurudur. Aşk ve sabırla
orucunu tutar. Oruç ki nefsin ve şeytanın esiri olmaktan
bizi koruyan kalkandır. İhlas ve keremle zekâtını verir.
Zekât ki geçici dünya malını, ebedi kazanca ve kardeşliğe
dönüştüren köprüdür. Sadakat ve teslimiyetle haccını eda
eder. Hac ki Kâbe’nin eteğinde insanı kendisiyle ve diğer
mümin yüreklerle buluşturan mukaddes yolculuktur.
İslâm’da ibadetin amacı, insanın kendisiyle,
Rabbiyle ve diğer bütün varlıklarla sağlıklı bir iletişim
kurmasını sağlamaktır. Bu sebeple her bir ibadet, güzel
ahlâk ile tamamlanmayı bekler. Müslümanca bir hayat
ibadetlere olduğu gibi ahlâkî ilkelere de sahip çıkmakla
yaşanır. Hakkı korumak ve zulme izin vermemek,
merhameti yaşatmak ve şiddete engel olmak, Müslüman
olmanın vazgeçilmez gereğidir. Adalet, dürüstlük, tevazu
ve cömertlikle hayata bereket katmak, Müslüman’ın asli
kişiliğidir. Unutmayalım ki, aklını hakka, kalbini hayra
imkânlarını yararlı işlere bağlayanlar, imanın gereğini
yerine getirmiş olur.

Hakkında Editör

Taraf olmayan, habercilik yapan Net İnternet Haber, bağımsız özgür, tarafsız habercilik ilkesini benimsemiş olup, hakkın ve haklının yanında yer almayı ilke edinmiştir.

Göz Atmak İster misiniz?

Çinliler, Bayraktar TB2’den kopyaladığı İHA’yı görücüye çıkardı

Bayraktar TB2’nin neredeyse birebir kopyası olan Çin üretimi XY-I İHA, Uluslararası Havacılık ve Uzay Fuarı’nda …

Bir yanıt yazın