Rıza Sarraf yeni bir projenin iç hesaplaşması gibi geliyor bize. Türkiye’ye her platformda aba altında sopa göstermeye kalkan ABD’nin bu tutumuna ayak direyen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan realitesi bir hesaplaşma sinyalini veriyor..
Sarraf’ın tutuklanması aslında küresel oyunun bir parçası. Küresel oyun olmasa ABD tarafından arandığını bilen biri kendi ayaklarıyla gelin beni tutuklayın der mi hiç? İran’a yaptığı yaptırımları Rıza Sarrafın deldiğini bahane eden ABD, Türkiye’deki paralel yapıyı deşifre eden ve savaş açan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir mesaj olduğu yönünde ciddi iddialar da var aslında..
Kim ne derse desin, ne yaparsa yapsın? Kimin ne hesabı varsa olsu. Önemli olan Allah’ın hesabıdır. İşte bu sebepledir ki; Amerika’ya yakınlığı ile bilinen hatta ABD ajanı olduğu iddia edilen Fatullah Gülen Cemaatinin gelir kaynaklarının kurutulması belli ki ABD’yi ciddi manada rahatsız etmiş durumda.
Oysa; Türkiye, eski Türkiye değil. Hedef ve misyonu olan bir ülke. Bu gücü Rusya denemeye kalkıştı ama başaramadı. Fakat bunu Rusya aleni yaptı. Amerika ise, sinsi planlar içerisinde. Yıllardır çaktırmadan dibimizi oymaya çalışıyor. Bütün kötülük ve fitnelikleri içimize sokan, haçlı zihniyetinin ateşini körükleyen, kendisini dünya ırklarının en üstünü gören ABD’dir.
Türkiye, ne zamanki istikrarı yakalamaya kalktıysa, yada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir verimli ziyareti olduysa şer odakları, ya seyahat öncesi, ya da sonra kaos çıkarıp bombalar patlatıyor. Yıllardır bu böyle. Türkiye’ye bir el dur daha fazla ileriye gitme. Az olsun benim olsunlarla yetin diyor. Yüzyılları kapsayan hedef ve projelerin olmasın. Kısacası biz aya gidelim, siz kalın yaya teorisini bize enjekte etmeye çalışıyorlar..
Şimdi gelelim Rıza Saraf’a…
Rıza Sarraf yakalanacağını bile bile Miami’ye gidiyor. Ne kadar tesadüf değil mi? Güzide bankamız olan Halkbankasının adını kirletiyor. Bunların hepsi safsata aslında. Bize göre ; hedefte Suriye’nin Kuzeyi’nde kurulacakolan bir terör devletinde Türkiye’yi masadan uzak tutmak var. Rıza Sarraf’da bu oyunun bir piyonu..
Türkiye’ye bir diğer mesaj da “ Paralel Yapı” ile fazla uğraşma. O zaten bizim himayemizde. O proje zaten bizim projemizdir mahiyetindedir.
Şimdi piyon olan Rıza Sarraf kimin adamı? İran’nın mı, Türkiye’nin mi, yoksa ABD’nin mi? Bu soruların cevap bulması lazım. Sözde 17-25 Aralık yolsuzluklarının baş mimarı olan Rıza Sarraf kim? Ya da kimler tarafından yönetiliyor? Gerçekten bu zevatın bilinmeyen yönlerinin eğer devlet sırrı değilse kamuoyuna açıklanması gerekir diye düşüyorum.
Yoksa bu dereden daha çok şaibeli Rıza Sarraflar akar. Vicdanlarda ve insanlıkta ter temiz yeri olan ülkemiz, insanlığını kaybeden emperyalist ve sömürgeci vicdanların destekleriyle kirletilmek isteniyor. Gelin emperyalistlere ve piyon Rıza Sarraf gibilerine fırsat vermeyelim. Ülkemizin küresel kirli oyunlarda adının geçmesini engelleyelim..