Aziz DAĞTEKİN Yazdı
Bir C-130 askeri kargo uçağımız Azerbaycan’dan havalanıyor, rotası Türkiye.
Dakikalar sonra radar bağlantısı kesiliyor. Sessizlik.
Ve ardından o görüntüler: Havada spiralle düşen, beyaz dumanlar içinde paramparça bir dev.
Ne bir acil çağrı, ne bir “Mayday”…
Sadece ölüm sessizliği.
Bu bir “kaza” mıydı, yoksa Türkiye’ye atılmış görünmez bir mesaj mı?
C-130 Hercules… Türk Silahlı Kuvvetleri’nin lojistik bel kemiği.
Bu uçak yalnızca yük taşımaz; Türkiye’nin bölgedeki askeri stratejik erişimini sembolize eder.
O uçuş sadece bir “taşıma operasyonu” değildi Türkiye-Azerbaycan askeri dayanışmasının somut göstergesiydi.
Ve işte tam da bu nedenle, o uçuş birilerinin gözünde hedefe dönüşmüştü.
“KAZA” TEORİSİYLE UYUŞMAYAN GERÇEKLER
Resmî açıklamalar temkinli: “Kaza kırım ekibi inceleyecek.”
Ancak sahadaki veriler ve görüntüler, “basit bir teknik arıza” ihtimalini zayıflatıyor.
- Uçak radardan bir anda kayboluyor.
- Hiçbir acil durum sinyali yok.
- Videolarda gövde üçe bölünüyor, düşüş sırasında beyaz duman yükseliyor.
Bu tablo, motor arızası değil, ani bir darbe veya iç patlama etkisine işaret ediyor.
Uzmanlar net: “Bir uçak bu şekilde kendi kendine parçalanmaz.”
Bu noktada şu soruyu sormak zorundayız: C-130 gerçekten düştü mü, yoksa düşürüldü mü?
Sabotaj mı, Füze mi, İçeriden İhanet mi?
Senaryoların içinde “pilotaj hatası” zayıf, “teknik arıza” ise yetersiz kalıyor.
Geride iki güçlü ihtimal var:
- Dış müdahale: Uçak, sınır hattında bir hava savunma sistemi veya taşınabilir füze (MANPADS) ile hedef alınmış olabilir.
- İç sabotaj: Kargo yükü arasına yerleştirilen bir patlayıcıyla içeriden infilak ettirilmiş olabilir.
Her iki olasılığın ortak noktası: Bu bir mesaj uçuşuydu.
Bölge, Kafkasya’da jeopolitik dengelerin yeniden yazıldığı bir dönemde stratejik bir sinyal alanı hâline geldi.
Türkiye-Azerbaycan hattını hedef almak isteyen herhangi bir küresel aktör için bu uçak, “vurulacak ideal sembol” konumundaydı.
KİMİN İŞİNE GELİR? KÜRESEL SATRANÇTA DÜŞEN BİR TAŞ
Soru basit ama tehlikeli. Bu uçak neden ve kimin işine geldi?
- Rusya: Eski Etki Alanına Yeni Uyarı
Kafkasya, Moskova’nın “arka bahçesi”dir.
Türkiye’nin Azerbaycan üzerinden Orta Asya’ya uzanan stratejik koridoru, Rusya açısından doğrudan bir jeopolitik tehdit.
C-130’un düşmesi, bu hattın “güvenli olmadığı” mesajını dünyaya duyurur.
Yani: “Burası hâlâ bizim gökyüzümüz.”
- Ermeni Diasporası ve Bölgesel Aktörler
Karabağ yenilgisinin intikam duygusu hâlâ canlı.
Azerbaycan’ın askeri üstünlüğü, Türkiye’nin desteğiyle kuruldu.
Bu uçak, o ortaklığın sembolüydü.
Bir sabotajla düşmesi, hem psikolojik hem sembolik bir “intikam eylemi” olurdu.
- Batı ve NATO içindeki rahatsızlık
Türkiye’nin son dönemde Batı’dan bağımsız savunma hattı kurması Karabağ’dan, Türk-İHA teknolojisinden, Orta Asya’ya uzanan Türk Devletleri Teşkilatı’na kadar birçok Batılı merkezde rahatsızlık yaratıyor.
C-130 kazası, bu hattı kırma girişimi olabilir.
“Türk güvenlik mimarisi kırılgan” algısı, Batı’nın işine gelir.
4. ABD – İsrail Ekseninde Yeni Hamle: “İbrahim Anlaşmaları Kafkasya’ya mı Taşınıyor?”
C-130 olayına bir de İsrail ve ABD ekseninden bakmak gerekiyor.
Son dönemde Washington ve Tel Aviv hattı, İbrahim Anlaşmaları’nı Orta Doğu’dan öteye, Kafkasya ve Orta Asya’ya yayma arayışında.
Ama bu bölgede karşılarında Türkiye-Azerbaycan-Türk dünyası ekseni var.
Bu kazanın zamanlaması manidar!
İran’ın içerisine kadar uzanan İsrail operasyonlarının hemen ardından, bu kez Türk hava sahasına yakın bir bölgede bir askeri uçak “düşüyor.”
Bu bir tesadüf mü, yoksa “İran’dan sonra sıra Türk etki alanında” mesajı mı?
Kafkasya’da artan İsrail varlığı, ABD’nin bölgeye “diplomatik normalleşme” kılıfıyla müdahale etme stratejisinin bir uzantısı olabilir.
Amaç açık:
Türkiye-Azerbaycan işbirliğini zayıflatmak,
Türk dünyasının ortak güvenlik mimarisini kırmak,
Ve Türkistan’daki diğer Türk devletlerine “korku ve istikrarsızlık” sinyali göndermek.
Yani “İbrahim Anlaşmaları” adı altında, Kafkasya’da bir tür jeopolitik dizayn denemesi yapılabilir.
Bu düşüş, o dizaynın sessiz başlangıcı olabilir.
KORKU POLİTİKASI, TÜRKİSTAN’A MESAJ MI?
Unutmayalım!
C-130 yalnızca bir uçak değil, bir koridorun sembolüydü.
Bakü’den Ankara’ya uzanan bu hat, Türk dünyasını birbirine bağlayan hava köprüsüydü.
Eğer birileri bu uçağı bilerek hedef aldıysa, mesaj çok net: Korku yayıyoruz. Türkistan’ı da, Kafkasya’yı da dizginleyeceğiz.
ABD-İsrail ekseni geçmişte İran’ı evinde vurdu; şimdi aynı “görünmez el”, Türk dünyasının kalbine mi uzanıyor?
Bu soru artık masada olmalı.
C-130 KAZASI, KAFKASYA’YA VERİLEN JEOPOLİTİK BİR UYARI MI?
Tüm tabloya bakıldığında, bu düşüş yalnızca teknik bir arıza değil; bir stratejik mesaj, bir denge testi, bir caydırma operasyonu olabilir.
Rusya, Ermenistan, Batı ve hatta İsrail-ABD hattı…
Her biri bu kazadan farklı ama ortak bir çıkar elde ediyor:. Türk etki alanını daraltmak, Türk jeopolitiğini yeniden çizmek.
Ama tarih bize bir şeyi öğretmiştir: Türk devleti korkuya boyun eğmez. Uçaklar düşse de, irade gökyüzünde kalır.
BİR KARGO UÇAĞINDAN FAZLASI, STRATEJİK BİR HEDEF
Kimse açık açık söylemiyor ama bu uçak yalnızca mühimmat değil, bilgi taşıyor olabilir.
Azerbaycan’dan Türkiye’ye getirilen stratejik ekipman, istihbarat verisi veya hassas malzeme bu uçuşun asıl nedeniydi.
Dolayısıyla düşürülmesi, bir operasyonun engellenmesi anlamına da gelebilir.
Gürcistan-Azerbaycan sınırı tesadüf değil.
Bu bölge, hem Rus istihbaratının hem ABD ile İsrail’in iştah sofrası, hem de Batı izleme ağlarının kesişim noktası.
Bir “görünmeyen savaş sahası.”
O Uçak neden düşürüldü? Cevap: Türk gücü büyüdü
Bugün Türkiye, sadece askeri değil jeopolitik bir merkez ülke haline geldi.
Savunma sanayi bağımsızlaşıyor, Türk-Azeri koridoru güçleniyor, enerji hatları güvenceye alınıyor.
Bu tablo bazı güçleri rahatsız ediyor.
O güçler artık cepheden değil, görünmez sabotajlarla vuruyor.
Bize göre, C-130 kazası bir uyarıydı: “Sınırlarını aşma. Gücünü bu kadar büyütme.”
Ama tarih gösteriyor ki; Türk milleti bu tür “uyarılara” diz çökmez daha da güçlenir.
BU BİR ULUSAL GÜVENLİK ALARMIDIR
Bu olay bir “uçak kazası” değil, ulusal güvenlik ihlali ihtimalidir.
Türkiye bu dosyayı sıradan bir kaza gibi kapatırsa, yarın aynı oyun başka gökyüzlerinde oynanır.
Artık şu soruların cevabı açık şekilde istenmelidir:
- Uçak hangi yükle havalandı?
- Uçuş rotası kimler tarafından biliniyordu?
- Radar kayıtları neden aniden kesildi?
- Havada patlama izi var mı?
- O bölgede hangi yabancı radarlar aktifti?
Bu soruların cevabı Türkiye’nin geleceğini belirleyecek.
Çünkü bu olay, bir kazadan daha fazlası.
“GÖRÜNMEYEN ELLER” DÜŞÜRDÜ, GÖRÜNÜR BİR CEVAP VERİLMELİ
Kafkasya’da Türk bayrağını gölgelemeye çalışan kim olursa olsun, artık bilmelidir. Türkiye susmaz, geri adım atmaz. Bir C-130 düşmüş olabilir, ama o uçak Türk-Azeri birliğinin gökyüzüne kazıdığı iradenin simgesiydi. Küresel aktörlere ve Türk’ü yıldırmaya çalışan hainlere son sözümüz şudur: Bir uçağı düşürebilirsiniz, ama bir milletin kararlılığını asla…
Netinternet Haber İnternet Haberciliğinin Doğru Adresi