Esad’ın devrilmesinin ardından uyuşturucu imalathaneleri gün yüzüne çıkıyor

Suriye’de Baas rejiminin devrilmesinin ardından ülkenin dört bir yanındaki uyuşturucu imalathaneleri ortaya çıkarılıyor. Başkent Şam’daki Duma ilçesinde bir fabrikadaki uyuşturucu imalathanesinin keşfedilmesinin ardından Mezze Askeri Havaalanı’nda da uyuşturucu üretim atölyesi bulundu.
Suriye’de 61 yıllık Baas rejimi ve Esad Ailesi’nin 53 yıl süren iktidarı, muhalif gruplar tarafından devrildi.

Yeni hükümete bağlı güvenlik güçleri, captagon haplarının da aralarında bulunduğu uyuşturucuların üretildiği ve depolandığı büyük bir deponun ele geçirildiğini duyurdu.

Esad’ın captagon üretimi yaptırdığı yerleri tespit etmeye devam eden muhalif güçler, son olarak Şam’a 15 kilometre uzaklıktaki Duma’da dağ eteğine kurulmuş bir cips fabrikasını keşfetti.

Muhalifler fabrikaya gittiğinde ise cips yerine captagon üretildiğini gördü.

Fabrikanın incelenmeye başlamasıyla birlikte bodrum katında bir de paketleme atölyesi olduğu ortaya çıktı.

Atölyede elektrik panosunun içindeki yapay bobin içine yerleştirilen sevkiyata hazır binlerce uyuşturucu hap bulundu.

Diğer yandan Başkent Şam’daki Mezze Askeri Havaalanı’nda da uyuşturucu üretim atölyesi ortaya çıktı.

Askeri İstihbarat Servisi’nin kullandığı karargahın altında captagon üretim atölyesi bulundu.

Üretilen captagon hapların, başka ülkelere gönderilmek üzere yapay taş, elma, nar, kavun gibi meyve ve sebze kalıplarına yerleştirildiği belirlendi.

Depodan çıkarılan uyuşturucu haplar ve imalatında kullanılan ekipman, burada yakılarak imha edildi.

Muhaliflerin Esad’ın uyuşturucu imalathanelerine yönelik tespit çalışmaları bir yandan devam ederken diğer yandan da bu yöntemle elde edilen gelir gündem oldu.

1960’larda Almanya’da narkolepsi, depresyon ve dikkat eksikliği bozukluğunu tedavi etmek üzere üretilen bir ilaçken, 1986’da çoğu ülkede yasaklanan captagon, Bulgar suç çetelerince 1990’larda Lübnan’ın Bekaa Vadisi’nde üretilmeye başlandı.

Esad döneminde ülkeyi “narko devlet”e çeviren bu yasa dışı uyuşturucu, uluslararası yaptırımlar nedeniyle ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalan rejimin başlıca gelir kaynaklarından biri haline geldi.

Suriye’de 2011’deki gelişmeler ile Lübnan’daki siyasi ve ekonomik düzenin çöküşü, captagon ticaretinin bölgede yayılmasına yol açtı. İç savaş ve uluslararası yaptırımların ortasında nakit sıkıntısı çeken rejim uyuşturucunun üretimi artırdı.

Uyuşturucu kaçakçılığından elde edilen para, gelirlerinin büyük kısmını İsrail’le savaşmak için silahlara harcayan İran destekli grupların finansmanında kolaylık sağladı.

Washington merkezli düşünce kuruluşu New Lines Institute, küresel captagon pazarının yaklaşık 5,7 milyar dolar değerinde olduğunu tahmin ediyor.

Arap dünyasındaki captagon ticaretini takip eden Observatory of Political and Economic Networks de 2020 ile 2022 yılları arasında Esad rejiminin, bu gelirden yıllık ortalama 2,4 milyar dolar elde ettiğini hesapladı.

Bu miktar Suriye’nin gayrisafi yurt içi hasılasının (GSYİH) yaklaşık dörtte birine denk geliyordu.

Çoğunlukla Lübnan üzerinden kaçakçılığı yapılan uyuşturucudan sağlanan kazancın, Suriye’nin yasal ihracat gelirinin neredeyse iki katına ulaştığı öngörülüyordu.

ABD’nin Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisinin (OFAC) captagon üretiminde “küresel bir lider” olarak tanımladığı Suriye’de bu uyuşturucu maddenin yüzde 80’inin üretildiği ve devrik rejime büyük maddi destek sağladığı biliniyor.

ABD, captagon üretimi ve kullanımındaki artış nedeniyle çıkardığı “Captagon Yasası”nda, “güvenlik tehdidi” olarak tanımladığı bu uyuşturucu maddenin ticaretini Esad rejimiyle ilişkilendirdi.

ABD Hazine Bakanlığı da captagonun üretimi ve ihracatında rol oynadıkları gerekçesiyle, aralarında Esad’in 2 kuzeninin de bulunduğu 6 kişiyi yaptırım listesine eklenmişti.

Esad’ın kuzenlerinden Samer Kamal Esad’ın 4. Tümen ve Lübnan’daki bazı ortaklarıyla koordinasyon içinde rejimin kontrolündeki Lazkiye’deki önemli captagon üretim tesislerini yönetirken, diğer kuzeni Wassim Badi Esad’ın da bölgesel uyuşturucu kaçakçılığı ağında önemli bir figürdü.

Yaptırım uygulananlar arasında, Mahir Esad’ın yakın arkadaşı ve ülkedeki captagon üretiminin kilit ismi olarak tanımlanan Suriyeli iş insanı Khalid Qaddour da bulunuyordu.

İngiliz hükümetinin hesaplamalarda da rejimin yasa dışı captagon ihracatından yaklaşık 57 milyar dolar kazandığı belirtildi.

Bu miktar, Meksika uyuşturucu kartellerinin toplam ticaretinin yaklaşık üç katına eş değer.

Birleşmiş Milletler (BM) Uyuşturucu ve Suç Ofisinin raporunda, captagon sevkiyatlarının ana çıkış bölgelerinin Suriye ve Lübnan olduğu, Körfez Arap ülkelerine bu sevkiyatların ya doğrudan kara veya deniz yoluyla ya da diğer bölgeler üzerinden dolaylı olarak ulaştığı bildirildi.

Middle East Institute’un 2021 yılına ilişkin raporuna göre, yurt dışında yaklaşık 6 milyar dolar değerinde Suriye yapımı captagon ele geçirildi. Sadece Nisan 2022’de Suriye’ye komşu ülkelerde 500 milyon dolar değerinde 25 milyon captagon hapına el konuldu.

Suriye’de uyuşturucu maddenin tek bir hapının üretimi sadece birkaç sente mal olurken, captagon, Riyad gibi Orta Doğu’nun zengin şehirlerinde 25 dolara kadar satılabiliyor.

Komşu Arap ülkelerinde ciddi bir sosyal sorun haline gelen captagon kaçakçılığı, bu ülkeleri, uyuşturucu tedarikini durdurmak için rejimle müzakerelere zorladı.

Hakkında Editör

Taraf olmayan, habercilik yapan Net İnternet Haber, bağımsız özgür, tarafsız habercilik ilkesini benimsemiş olup, hakkın ve haklının yanında yer almayı ilke edinmiştir.

Göz Atmak İster misiniz?

Gözaltına alınan Özlem Gürses ifadesinde: Dilim sürçtü

Gözaltına alınan Özlem Gürses’in avukatı Furkan Kamalak’ın yaptığı açıklama doğrultusunda ifadesinde ‘dil sürçmesi’ savunmasında bulunduğu …

Bir yanıt yazın