Sabah Gazetesi yazarı Hasan Basri Yalçın, bugünkü köşe yazısında muhalefetin adeta bir siyasi taktik olarak sistematik bir şekilde kullandığı “Yalan terörü”nü kaleme aldı. “Muhalif gazeteciler bilerek yalan haber yapıyor. Toplumun canını yakan ne tür olay varsa hemen ardından ortaya saçılan bu adamlar aslı astarı olmayan hikayeler üreterek ortalığı karıştırıyor.” diyen Yalçın, “Doğru pabucunu giyene kadar yalan dünyayı dolaşıyor.” ifadelerini kullandı.
İşte Sabah Gazetesi yazarı Hasan Basri Yalçın’ın “Yalan terörü” adlı köşe yazısı:
Lütfen bir kenara not edin. Ülkemizde muhalefetin yalancılığı bir ulusal güvenlik sorunu haline geldi. Dur durak bilmeden yalan söyleniyor.
Muhalif siyasiler sistematik biçimde yalan açıklama yapıyor.
Muhalif gazeteciler bilerek yalan haber yapıyor. Toplumun canını yakan ne tür olay varsa hemen ardından ortaya saçılan bu adamlar aslı astarı olmayan hikayeler üreterek ortalığı karıştırıyor.
Söyledikleri yalanı düzeltmek için ne yaparsanız yapın, doğru pabucunu giyene kadar yalan dünyayı dolaşıyor. Özellikle günümüz haberleşme araçlarının dağınıklığından faydalanan bu kafa tıpkı teröristler gibi gerilla taktiği uyguluyor. Bildiğiniz vur-kaç taktiği.
Yalanı söyle. Yayılmasını bekle. Sansasyon yarat. Sonra özür diler gibi yaparak ortadan kaybol. Sonra başka bir yalancı çıksın ve yeni bir yalan söylesin. Sonra o da ortadan kaybolsun.
Uzun süredir toplum olarak aynı bilinçli yalan taktiğine maruz kalıyoruz.
Son bir haftada olup biten bile tek başına nasıl yoğun bir yalan saldırısı altında olduğumuzun göstergesi. Deprem gibi toplumu sarsan bir olayın ardından bile uydurulan yalanların haddi hesabı yok. Kılıçdaroğlu utanmadan, sıkılmadan deprem bölgesinde “tek bir Kızılay çadırı görmedim” dedi. Akıl alacak gibi değil. Kızılay çadırı önünde görüntüleri yayınlandıktan sonra tek bir laf dahi etmedi.
Çığ faciası olmuş. Herkes çığ altındaki insanlarımızı kurtarmaya çalışırken bir gazeteci çıkmış ikinci çığda kaybettiğimiz insanları bir AK Parti eski milletvekilinin üzerine yıkmaya çalışıyor. Numaradan özür diliyor.
Ama zaten olan olmuş. Biten bitmiş. Tüm medyada yayılmış. Yalan haberin önüne geçmenin neredeyse imkânı yok.
Kimse bana bu tür şeylerin birkaç ufak hatadan kaynaklandığını iddia etmesin. Uzun süredir sistematik biçimde uygulanıyor. Nasıl terör örgütleri terör saldırıları yoluyla toplumu terörize ediyorsa bu yalancılar da toplumu terörize etmek için yalan haber yayıyor.
Teröristler terör saldırısının reklamını yaparak toplumu korkutur. Bunlar da doğal afet gibi olayları sömürüp topluma korku pompalıyor.
Terörün asıl amacı korku ve endişe yaymaktır.
Korku üzerinden propaganda yapmaktır.
Nasıl PKK terör saldırıları üzerinden propaganda yapıyor ve siyasi düzeni sarsmak istiyorsa, bu yalancılar da ülkedeki siyasi istikrarı hedef alıyor. Nasıl PKK’lı vurup kaçıyorsa bunlar da yalanı söyleyip kaçıyor. Nasıl FETÖ yalanlarla suyu bulandırarak ülkeyi terörize ettiyse bunlar da aynısını yapıyor.
İşte bu yüzden yalancılık bir ulusal güvenlik sorunudur. Terör zaten düzensiz bir saldırı biçimidir. Toplum düzenini yıkmak için silahla yapılır. Yeni medya düzeninde yalancılık da bir çeşit silaha dönüştü. Tek farkı yalanın daha masum görünmesi. Ama sonuçları bakımından bir fark yok. İkisi de toplumsal düzeni ve siyasi istikrarı yıpratmanın peşinde. Normal yollardan iktidarı ele geçiremeyenler bu tür yollara tevessül eder.
Göz Atmak İster misiniz?
Ünlü eski AKUT başkanı Nasuh Mahruki tutuklandı
Eski Arama Kurtarma Derneği (AKUT) Başkanı Nasuh Mahruki, “Yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” ve “Yargı organlarını …