AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Kaz Dağları ile ilgili iddialara ilişkin açıklamalarda bulundu. Çelik, “Kaz Dağları ya da Türkiye’nin herhangi bir yerindeki çevre meselesiyle ilgili olarak çok yüksek bir hassasiyete sahibiz” ifadelerini kullandı.
Yapılan AK Parti MYK’sı sonrası konuşan sözcü Ömer Çelik, Fırat’ın doğusuna operasyondan Kaz Dağları’ndaki altın arama çalışmalarına kadar gündemdeki birçok konuya yanıt verdi.
Ömer Çelik, Kaz Dağları ile ilgili iddialara ilişkin şu ifadeleri kullandı;
Burada yapılan iş bütün bir insanlığın yükünü, sorumluluğunu tek başına Türkiye ortaya koymaktadır. Türkiye insanlığın vicdanıdır. Türkiye’yi eleştirenler kendi üzerine düşeni yapmamasıdır ve kara propaganda ortaya koymaktadır. Vatandaşları tahrik ettirmek için bu sığınmacıların vatandaşlarımızı fakirleştirdiği, suç oranların bunların gelmesiyle çoğaldı yaklaşımlar elimizdeki verilerle örtüşmemektedir. Sosyal medyada gündem olan bir konu var. Kaz Dağları etiketiyle yapılan bir gündem söz konusu. Kaz Dağları’nda çok yüksek hassasiyete sahibiz. Çevre Bakanımız bir sunum yapacaklar. Gerekli hassasiyeti gösteren partiyiz. Hükümetlerimiz döneminde yapılan ağaçlandırma faaliyetleri en çok gururlandığımız işlerdendir. Bu meselede bütün dostlarımızın, vatandaşlarımızın doğru hassasiyetlerini aynen paylaşırken, birtakım maniplatif hareketlere karşı açıklamak yapmak zorunlu olmuştur.
“SİYANÜRLE YAPILAN BİR ARAMA SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”
Bir kere oradaki olan yer Kaz Dağları değildir. Arada 40 kilometre vardır. Kesilen ağaçların tamamı yerine fidan başka bir alana dikilmiştir. Burada yapılacak işlemler bittikten sonra buranın ağaçlandırılması tam olarak gerçekleşecektir. Söz konusu yer Kaz Dağlarına 40 kilometre uzaklıkta. Bu izinler iktidarlarımızdan önce 2001 yılında verilmiştir. CHP’li bir şahısla SİT izniyle ortadan kaldırılmış. Burada 14 bin civarında yeni ekim yapılmıştır. Sadece bu sene Çanakkale’de 2,5 milyon fidan dikilmiştir. Siyanürle ilgili söylentilerin doğru olmadığını uzmanlar söylüyor. Siyanürle arama söz konusu değil, izole ve kapalı mekanlarda gerçekleştiriliyor. Biz vatandaşlarımızın çevre hassasiyetiyle ortaya koyduğu bütün bu mevzulara saygılıyız. Fakat birtakım grupların maniple ettiği çalıştığını, hükümetle siyasi mücadelelerini bu örtü altında yapmaya çalıştıklarını, birtakım yatırımları engelleme içerisinde olduklarını görüyoruz. Çevreci dostlarımızla her zaman beraberiz.
“SOSYAL MEDYADA ORTAYA KONULANLARIN GERÇEKLE ALAKASI YOKTUR”
ÇET Raporuna karşı hiçbir şeye izin verilmeyecektir. Burada ticari faaliyetler gözetilirken verdiğimiz ruhsatlar çevresel etkiye uygun olarak hayata geçirilecektir. Ormanla ilgili ortaya koyulan prensiplerine tamamen uygun olarak takip edilecektir. Çevreyle ilgili hassasiyeti olan dostlarımızın her zaman yanındayız. Oradaki hassasiyetleri yakından takip ediyoruz. Ama sadece bu meseleyi siyasi mücadeleye dönüştürmeye çalışan grupların, çevreci vatandaşlarımızın büyük hassasiyetini çalmaya ve siyasal ajandalarına istihdam ettiklerine inanıyoruz. Bakanlığımız oradaki çevre örgütlerinin uygun bir şekilde bilgilendirilmesi gerekiyor. Bugün bir bilgilendirme başladı. Bundan sonra daha yoğun bilgilendirme yapılacaktır. Çevre konusunda hassasiyet gösteren bütün vatandaşlarımızın başımızın üstünde yeri vardır. Bu hassasiyetleri, vatandaşlarımızı kışkırtmaya çalışan birtakım radikal grupların, bunların mensubu bazı kişileri orada görüyoruz. Ortaya koyulan soruların hepsinin cevabı vardır. Sosyal medyada ortaya konulanların gerçeklerle alakası yoktur.
‘TAKVİMİMİZ SON DERECE KISALDI’
Çelik, Suriye’nin kuzeyine yapılması öngörülen askeri harekata ilişkin, “Fırat’ın doğusuyla ilgili ortaya çıkan gelişmeler, Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçları doğrultusunda artık adım atma konusundaki takvimin son derece kısaldığı bir döneme girildiğini gösteriyor” dedi.
Türkiye’nin ulusal güvenliği için ortaya koyduğu arayışın dünya barışı için elzem olduğunun altını çizen Çelik, “Burada müttefiklerimizden olumlu yaklaşım bekliyoruz. NATO çerçevesindeki müttefikliğimiz, güvenliğin bölünmezliği ilkesine dayanır. Burada ittifak dayanışması temeldir. Adil şekilde risk paylaşımının söz konusu olması lazımdır. Dünyanın başka yerlerinde başka devletleri ilgilendiren riskler söz konusu olduğunda NATO’nun altını çizenlerin Türkiye söz konusu olduğunda güvenliğin bölünmezliği ilkesini zedeleyen dayanışma ruhuna aykırı hareket eden ve Türkiye’nin kaygılarını geri plana itmeye çalışan yaklaşımları hiçbir şekilde kabul edilmeyecektir” diye konuştu.
‘TÜRKİYE KENDİ ADIMINI KENDİ ATACAK KUDRETE SAHİPTİR’
Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde bir barış koridoru kurmak istediği belirten Çelik, “Türkiye’nin önüne sürekli olarak uzatmalar, oyalamalar, Türkiye’nin ulusal güvenlik kaygıları için alınması gereken ihtiyaçları sündürme dönük tavırlar söz konusu oluyorsa, Türkiye kuşkusuz burada kendi adımını kendi atacak kudrete, kapasiteye ve kararlılığa sahiptir. Türkiye’nin bölge mazlumlarına şemsiye olma, dünya barışına katkıda bulunma yaklaşımı takviminin son derece kısaldığını belirtebiliriz” dedi.
‘TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDE SEÇİM YOKTUR’
Muhalefetin, Fırat’ın doğusuna yapılması öngörülen askeri operasyona ilişkin, ‘Yaklaşan bir seçim mi var? Saf mı sıklaştırılmaya çalışılıyor’ şeklindeki açıklamalarına da değinen Çelik, “Türkiye’nin önünde seçim yoktur. Türkiye dış politikadaki ihtiyaçlarını, iç politikadaki reform süreçlerini kararlılıkla sürdürmeye kararlıdır. Bu açıklamaları yapanlar, defalarca hatırlattık, böyle bir milli duruştan yoksunsalar bile, orada görev yapan TSK unsurlarına buradan verilen mesajların öneminin farkında olmalılar. Ordumuz dünyada moral ve motivasyonu en yüksek ordudur. Yaptıkları görevleri askerlerimiz yüksek hassasiyetle icra ediyorlar. Tabii ki buradan gidecek güçlü mesajlar, onların moral motivasyonuna katkı sağlayacaktır. Buradan yapılan açıklamaların, bu operasyona katılacak askerleri nasıl etkilediği dikkatli bir şekilde düşünülmelidir” açıklamasında bulundu.
‘TÜRKİYE BUNLARI GERİDE BIRAKMIŞTIR’
‘Ortadoğu’nun sorunu Ortadoğu devletleri tarafından çözülmelidir’ şeklindeki yaklaşımları eleştiren Çelik, bunun Ortadoğu gerçeğine ve fiili duruma aykırı olduğuna dikkat çekerek, “Ortadoğu’da sadece Ortadoğu devletleri yok. Türkiye’ye Irak’tan ve Suriye’den kaynaklanan terör tehdidini bertaraf etmek için hangi Ortadoğu devletine havale edeceğiz bunu? Bu tipik ‘oryantalist Ortadoğu’ yaklaşımı sürekli dillendiriliyor. Maalesef CHP yönetiminin bu aşağılayıcı yaklaşımdan uzaklaşması hiçbir zaman mümkün olmadı. Bu, bizim içimize girmiş yabancı unsurdur. Bu bizim dış politika yazılımımıza zorla sokulmaya çalışılmış virüstür. Dünyanın büyün devletleri oradayken Türkiye’nin orada olmasını yadırgamak, dünyanın bütün devletleri orada ilişkiler kurarken Türkiye’nin oraya sırt dönmesini teklif etmek gibisinden maalesef son derece tehlikeli bir virüstür. Türkiye bunları geride bırakmıştır, bu geride bırakmayanların sorunudur. Tüm dünya devletleri oradayken Türkiye’ye sırtını döndürmek ya da o bölgeden kaynaklanan terör tehdidi topraklarımızı tehdit ederken buna karşı ‘duyarsız kal’ demek, bir kere daha bir basiretsizlik olarak hayata geçmiştir” değerlendirmesinde bulundu.
‘TÜRKİYE’NİN BİR GÖÇ KRİZİ YOKTUR’
Türkiye’de sığınmacı olarak bulunan Suriyeliler hakkında özellikle sosyal medyada çok miktarda manipülatif haberin dolaştığına dikkat çeken AK Parti’li Çelik, “Tarih boyunca yaptığımız gibi mazlumlara kucak açtık ve bunu onur levhası olarak taşıyoruz. Bunu da gelecek kuşaklara devredeceğiz. Türkiye’nin bir göç krizi yoktur. Bu, yönetilmesi gereken meseledir. Yönetilmesi de İçişleri Bakanlığı tarafından dirayetle, basiretle ve insani bir yaklaşımla, evrensel standartlarda gerçekleştirilmektedir. Irkçılık ve benzeri tür yaklaşımları yakışıksızdır. Sadece sorun alanlarının yönlendirilmesiyle ilgili yapılan düzenlemeler, hem bu misafirlerimizin rahatları için, hem de toplumumuzda huzursuzluk çıkmaması için elzemdir. Süreç Bakanlığımız tarafından evrensel standartlara uygun olarak dirayetle yönetilmektedir. Bu konuda herhangi bir sorun yoktur” diye konuştu.
‘TÜRKİYE İNSANLIĞIN VİCDANIDIR’
Türkiye’nin Suriyelilere karşı yaklaşımı noktasında yanlış bilgilendirilen herkesi Türkiye’ye davet eden Çelik, “Kendilerine yardımcı olalım, bu insani faaliyetleri doğru şekilde görsünler. Burada yapılan iş bütün insanlığın yükünü, sorumluluğunu tek başına Türkiye ortaya koymaktadır. Türkiye insanlığın vicdanıdır. Türkiye’nin bu konuda eleştirilmesi, vicdanen, siyaseten, ahlaken ve madden üzerine düşenleri yapmayanların, kendi üzerine düşenleri yapmamasını örtbas etmek için ortaya koyduğu bir karar propagandadan ibarettir. Vatandaşlarımızı tahkir etmek için bu sığınmacılara yaptığımız ev sahipliğinin vatandaşlarımızı fakirleştirdiği, ellerindeki imzaları azalttığı şekildeki ya da sadece suç oranlarını bunların gelmesiyle çoğaldığı şeklindeki yaklaşımlar, elimizdeki verilerle örtüşmemektedir” dedi.
Göz Atmak İster misiniz?
Aralık 2024 Faiz indirimi beklentisi ve ekonomik dinamiklerle olası senaryolar
AZİZ DAĞTEKİN’İN İNCELEME YAZISI Kasım ayında politika faizini yüzde 50’te sabit tutan Türkiye Merkez Bankası …