11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Saadet Partisi’nin D-8’in kuruluşunun 22. Yıldönümü için İstanbul Çırağan Sarayı’nda düzenlediği toplantıya katıldı. Gül, “Mutlak yönetimlerde mutlak hâkim olan mutlak otoritenin sürdürülebilirliği mümkün değildir” dedi.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Saadet Partisi’nin D-8’in kuruluşunun 22. Yıldönümü için İstanbul Çırağan Sarayı’nda düzenlediği toplantıda konuştu.
Gül, “Rahmetli Erbakan Hocamızı rahmetle anıyoruz. Bu teşkilat kurulurken adalet, eşitlik, diyalog, uzlaşı, ulvi prensipler, evrensel değerler ” dedi.
Gül, konuşmasında, “Kendi ülkelerimizin sağlamlığı muhakkak ki huzur, mutluluk ve ekonomik refahtan geçiyor. Bunun yolu da medeni bir şekilde demokrasi ve hukuk standartlarının yükseltilmesi, insan hakları meselelerinin halledilmesi ile açık-şeffaf rekabet ortamlarının oluşturulmasından geçiyor.” ifadelerini kullandı.
‘MUTLAK OTORİTENİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ MÜMKÜN DEĞİL’
Gül’ün konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Mutlak yönetimlerde mutlak hâkim olan mutlak otoritenin sürdürülebilirliği mümkün değildir; mutlak hâkimiyet sadece Allah’a mahsustur. Filistin, Irak, Suriye meseleleri hepsinin vekâletleri, savaşmaları… Bugün üzülerek ifade etmek isterim ki bu kadar şey İslam dünyasını bitirmemiş gibi çok daha büyük bir savaş bulutları üzerimizde dolaşmaktadır. İran- Arap savaşları…
Ne yazık ki şimdiye kadar ABD ve Avrupa’nın belirli gazetelerinde, belirli akademisyenlerin uyarıları hariç ciddi çaba sarf eden güç görmüyorum. Bunların olmaması için güzel düşüncelerle rahmetli hocamız Erbakan bu fikri ortaya atarak bu ülkelerin iş birliği yapmasını, ekonomi ve dünya barışına yardım edecek adımların atılmasını istedi. Her şeyin başı, herkesin kendi evinden geçiyor. Kendi evi düzenli olmazsa bir ülkenin, kendi evi itibarlı olmazsa dünya ülkeleri nezdinde o zaman kendisine bir faydası olmadığı gibi, bölgesine, komşularına ve İslam dünyasının meselelerine de bir katkısı olmuyor. Bununla da neyi kastettiğim gayet açık. İnsan haklarının, demokrasinin, hukukun üstünlüğünün, diyalogun, huzurun; bütün bunların sağlanması gerekir.
Silahlar, tanklar caydırıcılık anlamında önemli ama o ülkenin yumuşak gücü yoksa etkili olmaz. Hepimizin birbirimize yardım etmemiz gerekiyor. Dayanışma içinde olmamız gerekir. Şüphesiz ki hiçbirimiz naif olacak değiliz.
Önce kendi ülkelerimizi sağlam yapmamız gerekir. Kendi ülkelerimizin sağlamlığı da muhakkak ki huzur, mutluluk ve ekonomik refahtan geçiyor. Bunun yolu da medeni bir şekilde demokrasi ve hukuk standartlarının yükseltilmesi, insan hakları meselelerinin halledilmesi ile açık-şeffaf rekabet ortamlarının oluşturulmasından geçiyor.”
Gül konuşmasını, “Bütün bunların rüyasını gördüğü için değerli hocamız bu ilkeleri sıraladı. Şimdi bunları hayata geçirmek bu ülkeleri yönetenlere, siyasetçilerine ve düşünürlerine rol düşmektedir. Bu anlamda bugünkü toplantıyı değerli buluyorum. Bundan dolayı Temel Bey ve arkadaşlarına teşekkür ediyorum” sözleri ile tamamladı.
Gül, “Bugünkü mesajlarınızın iç siyasetle bağını kurabilir miyiz?” sorusuna “Bölgesel” cevabını verdi.
D-8 NEDİR, HANGİ ÜLKELERDEN OLUŞUT?
‘Gelişen 8 Ülke’ (D-8) topluluğunun kurulmasına yönelik olarak ilk adım, Türkiye’nin daveti üzerine İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Mısır ve Nijerya’nın katılımıyla 22 Ekim 1996 tarihinde İstanbul’da düzenlenen ‘Kalkınmada İşbirliği Konferansı’ oluşturulmuştu. Bu konferansın ardından gerçekleştirilen hazırlık çalışmaları sonrasında 15 Haziran 1997 tarihinde İstanbul’da yapılan zirve ile D-8’in kuruluşu resmen ilan edilmişti.
Göz Atmak İster misiniz?
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Emekliyle asgari ücretliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz
Asgari ücretli ve emekli vatandaşların enflasyona ezdirilmeyeceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kırmızı ette fiyatları düşürecek …