CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı bir canlı yayında önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın suçlamalarına, “Partideki adayların tamamı CHP’li. CHP’de kayıtlı, savcılıkta, Yargıtay’da kayıtlı. Hepsinin dosyası var. Aday olmadan önce iyi hal kağıdı alıyorlar. Diplomalarını getiriyorlar. YSK seçime girmelerine engel yoktur diye onay veriyor” yanıtını veren Kılıçdaroğlu, PKK iddialarını gündeme getiren medya kuruluşları için, “Devletin istihbarat örgütü partinin istihbarat örgütüne dönmüşse af kanunlarına göre belgelerin tamamının imha edilmesi gerekirken darbecilerin fişlemelerinden medet umarak bunu yapıyorlar. Devletin istihbaratı havuz medyasına servis yapıyor. Bu arşivi tutmak başlı başına suç. Havuz medyası arşivini açıklasın” dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Haber Global’de katıldığı özel yayında gazeteci Erdoğan Aktaş’ın sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, terör örgütüyle CHP’yi bağdaştıran Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’lilere “Biz ağır ifadeler kullanmıyoruz. İftiralar atmanın gereği yok. Ağır ifadeler, suçlamalar tek taraflı geliyor. Alınmıyoruz. Hiçbir suçlamayı hak etmedik. Önce hal esnafını, sonra pazarcıları, esnafın kendilerine oy vermeyenleri, CHP, İYİ Parti’yi terörist ilan ettiler” dedi.
Kılıçdaroğlu, YSK’nın CHP adaylarını onayladığını söyleyerek, “Partideki adayların tamamı CHP’li. CHP’de kayıtlı, savcılıkta, Yargıtay’da kayıtlı. Hepsinin dosyası var. Aday olmadan önce iyi hal kağıdı alıyorlar. Diplomalarını getiriyorlar. YSK seçime girmelerine engel yoktur diye onay veriyor” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, AKP’nin Mansur Yavaş’a teklifini açıkladıKılıçdaroğlu, AKP’nin Mansur Yavaş’a teklifini açıkladı
“VATANDAŞIN GÜNDEMİ İŞSİZLİK”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Bir tane PKK’lı varsa hükümet sensin. Tutukla kardeşim. Savcıya sor, sen nasıl PKK’lıyı belediye meclisi üyesi yaparsın diye. Kem söz sahibine aittir. İspat etsinler. Halk bunları ciddiye almıyor. Millet bu tür palavralara inanmıyor. Milletin gündemi başka. Patlıcanı taneyle almaya başladılar. Varlık kuyruğu diyor. Milletin aklıyla dalga geçiyorlar. Vatandaşın gündemi işsizlik, yoksulluk, babanın çocuğuna karçlık verememesi, ekonomideki kırılmalar, liranın değer kaybetmesi…” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Rantiye sınıfı ve saraydan beslenenler hariç hiç kimse hayatından memnun değil. Çiftçi, işçi memnun değil. Asgari ücretin altında 2 milyon 300 bin kişi ücret alıyor. TBMM tarihinde bir işsiz gelip kendini yakmadı. Bunların döneminde geldi kendini yaktı. 17 yılın sonunda Türkiye’de işsizlik 8 milyona yaklaşıyorsa, işsizler kendisini yakıyorsa, köylü traktörüyle yüksek faizler, borçlar nedeniyle kendisini yakmak istiyorsa… Türkiye’nin geldiği nokta budur. Sorunu çözecekleri yerde CHP’yi yönetiyorlar. Ülkeyi tek başına yönetiyorlar. 17 yıldır istediğiniz kanunu, kararnameyi çıkartıyorsunuz. Neden 17 yılın sonunda insanlar soğan kuyruğuna muhtaç oldu. İnsanlar üstüne düşeni yaptı. Oy verdi, vergi yaptı. Fabrikaları özelleştirdi, borç aldı. Çok sayıda ülkenin nüfusundan fazla işssiz sayısı var. Çözüm üreteceklerine bizi suçluyorlar. Her ülke, her aile planlama yapar. Devasa Türkiye Cumhuriyeti’nin kalkınma planı yok. Bunlar da 17 yıldır yönetiyor. Tüm gerçekler dururken onların hedefinde CHP, İYİ Parti, SP, HDP var, diğer partiler var” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu Şişli’de konuştu: Oyları bölmeyinKılıçdaroğlu Şişli’de konuştu: Oyları bölmeyin
“HAVUZ MEDYASI ARŞİVİNİ AÇSIN”
Kılıçdaroğlu, hükümete yakın gazetelerde çıkan 19 CHP’li meclis üyesi adayının PKK ile ilişkisi olduğu iddialarına şöyle yanıt verdi;
“19 kişi doğrudan bağlantılıysa onlara seçilme hakkını veren savcıyı savcılıktan atsınlar. YSK’yı lağvetsinler. Onların elinde. Ankara’da Mansur Yavaş’tan korktular Ekrem İmamoğlu’ndan korktukları gibi. Tertemiz bir aday. Karalıyorsunuz, kampanyalar açıyorsunuz. Kazanacak. Halkın iradesine saygı duymuyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar Mansur Yavaş kazanacak. 23 yıl bürokraside çalıştım. Partinin istihbaratı ayrı. Siyasi iktidarlar gelir geçer, devlet bakidir. Bürokrat siyasi otoritenin verdiği çerçeve içerisinde görevini yapar. Anayasaya aykırı talimatlar ve emirler uygulanmaz. Devletin istihbarat örgütü partinin istihbarat örgütüne dönmüşse, af kanunlarına göre belgelerin tamamının imha edilmesi gerekirken darbecilerin fişlemelerinden medet umarak bunu yapıyorlar. Devletin istihbaratı havuz medyasına servis yapıyorsa… Devletine bağlı memurları tenzih ediyorum.
Bizim arşivimizde yok böyle bir şey. Bu arşivi tutmak başlı başına suç. Havuz medyası arşivini açıklasın. MİT de açıklama yapsın. Bu rezaletler, ahlaksızlıklar, yasa dışı uygulamalar nereden çıkıyor? Parlamento, devlet size ne zaman bu yetkiyi verdi?”
Mansur Yavaş anket sonuçlarını açıkladı! Tarihi fark…Mansur Yavaş anket sonuçlarını açıkladı! Tarihi fark…
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle; “Karalamayı yapanlara sormak isteriz. Erdoğan, Tank Palet Fabrikasını neden Katar ordusuna sattı?
Resmi Gazete’de yer alan karar özelleştirme kapsamına alınması.
Erdoğan, 50 milyon dolara ihtiyacımız vardı, o nedenle Katar’a verdik dedi. Kamu imkanlarıyla gerçekleştirmeye kalktıklarında 50 milyon dolar gerektiğini, ülke olarak bu teknolojiye geçmeleri gerektiği için acilen bu kararı aldıklarını söyledi. 50 milyon dolar İstanbul’da bir villa. Fabrikanın değeri 20 milyon dolar. 9-10 dedim 11 uçağı varmış. Birini satsa bunu yapabilirdi.
Daha acı olanı ise üretilecek tankı bize satacaklar. Fabrika zaten bizim, zaten biz yapıyoruz. İşçiler dilekçe yazıyor, biz devletin sırlarının verilmesine ortak olmak istemiyoruz bizi başka fabrikalara veriyoruz diye.
Bir teklif yaptım. Sözleşmeyi iptal et, ben 50 milyon doları bulacağım, bulamazsam istifa edeceğim diye. 50 milyon dolar bulunur.
Deva bir fabrika, tanklar, paletler, fırtına obüsleri burada üretiliyor.
Dünyada hangi ülke askeri fabrikasını başka bir ülkeye peşkeş çekmiştir?
Bahçeli’nin bu gerçekler ortada dururken çıkıp bir şey dememesi daha acı. Ben mi milliyetçiyim o mu milliyetçi? Ben mi ülkücüyüm o mu ülkücü? Erdoğan’ın vatansever olduğuna da inanmıyorum.
Vatandaşın geçmeyeceği köprüden vergi alıyorlar. Bir de döviz garantisi veriyorlar.
Saray sosyetesi hayatından memnun. Yakın olanları, eski milletvekillerini büyükelçi, genel müdür, daire başkan yardımcısı olarak atıyor.
Damat işsizlik, yoksulluk nedir bilir mi? Tam kibir abidesi. Millet perişan vaziyett. Yarın ekmek bulamadılarsa pasta yesinler derlerse şaşmayın. Bir kadın geldi Kasımpaşa’da elinde 3 lira. Kanser hastası. 3 lirayla nasıl geçineceğim diyor.
8 milyon hanede insanlar aç. İnsanların elektiriği, suyu kesiliyor. Suyu kesmeye ne hakları var.
Belediye meclis üyesinin bekayla ne ilgisi var. İl genel meclisi seçiyoruz. Başında valisi var. Savcılığın, YSK’nın izin verdiği vatandaşlar seçiliyor. Bekayla ne ilgisi var. Kadıköy belediye başkanının beka ile ne ilgisi var. Büyükşehir belediye başkanı seçilecek Ekrem İmamoğlu bunun bekayla ne ilgisi var.
Türkiye o kadar zayıf bir ülke mi? Bütün olaylara rağmen Türkiye bölgenin en güçlü ülkesi.
Bu da tutmadı. Soğan üreticisini, pazarcıyı terörist ilan ettiler, beka sorunu var dediler tutmadı. Şimdi CHP, İYİ Parti, SP’nin içinde terörist var dediler. Bu kadar adiliğe küçülmeye, yalnızlaşmaya benim aklım ermiyor.
Bu süreç içerisinde yoksulluğu, işssizliği nasıl önleyeceğiz diye bir söz duydunuz mu? Mutfaktaki yangını nasıl söndüreceklerine dair bir söz duydunuz mu? CHP, CHP diyor. Bu ülkeyi CHP mi yönetti?
Kriz yok diyorlardı. Binali Bey de sonunda kriz var dedi.
Binali Bey, Ekrem İmamoğlu’nun ardından istihdam yaratacağım dedi. Sen başbakanken niye 500 bin kişiye iş bulmadın. Ulaştırma Bakanlığı yaptın. Sosyete damat da seçimlerden sonra 2 buçuk milyon kişiye istihdam yaratacağım diyor. Kandırıyorlar. Buldun da seni tutan mı var?
Her parti gibi bizim de siyasi hedeflerimiz var. İstanbul, Ankara, Adana, Mersin’in kazanılmasını arzu ediyoruz. Bu kentlerde halka yeteri kadar hizmet götürülmedi. 3 büyük imparatorluğa başkent olan İstanbul beton ormanı içinde kaldı. Kendileri itiraf ettiler. İstanbul’a ihanet ettik diye. Ekrem Bey, insana dokunan projeler yapacağım diyor. Kütüphaneler, sosyal donatı alanları yapacağım, gençleri kültür sanatla buluşturacağım diyor. Herkese dokunan projeler, yaşanabilir bir kent yapmak istiyor. Aynı şehi diğer kentlerde de hayata geçireceğiz
Bedeva TIR’larla aldıkları sebzeleri halka satıyorlar. Sorsalar göstereceğiz. İrsaliyelerde isimleri de var yardım yapanların. İzmir Büyükşehir Belediyesi 35 bin yoksul aileye 10 kilo patates, 10 kilo soğan teslim etti.
Her belediyemizde yoksul ailelerin kayıtları vardır. Bunlar ifşa edilmeden yardım yapılır.
İzmir’de çocuklara süt dağıtıldı. Hiçbir çocuk zehirlenmedi.
Bursa demokrat bir kent. Bursa’da göç alan mahalleler derin bir yoksulluk, derin bir işsizlik yaşıyor. İnegöl’ün dünya mobilya kenti olmaması için hiçbir sebebi yok. İnegöl’ü dünyanın en önemli mobilya merkezlerinden biri haline getireceğiz. İstihdam yaratacağız, Türkiye’yi tanıtacağız.
Hatay Büyükşehir Belediyesi Expo’yu kazandı. İkinci dönemde çok daha güzel şeyler yapılacak.
Anketler geliyor. Anketler bizim açımızdan güzel sonuçlar veriyor. Ben doğrudan doğruya halkın gösterdiği ilgiye bakıyorum. Esnaf dükkanından çıkıp, sokaktaki vatandaş el sallıyorsa, ilgi gösteriyorsa çok önemli bir gösterge. Bunu Mersin’de, Adana’da, Bursa’da, İstanbul’da görüyorum.
Bu kentlerden başarılı olan ilçe belediye başkanlarını büyükşehirde aday gösterdik.
Bugün Ankara’da beton ormanına döndü. Cumhuriyet’in kimliğine uygun bir başkente dönüştürülecek.
Bir yerde toplantı yaptığımızda önce belediye başkan adayımız konuşuyor. Sonra ben konuşuyorum. Adayımızı öne çıkartıyoruz, kente neler yapacağını söylüyor. Ortak bir söylem geliştiriliyor. Kreş yapacağız diyorlar. Bir kreş en az 10 kişiye istihdam demek. Yüzme havuzu, neresinden bakarsanız 30-40 kişi çalışacak.
Gençlerin kötü alışkanlıklarından kurtulması anlamına geliyor. Ekrem İmamoğlu Beylikdüzü’nde bunu yaptı. Gösteri salonları, kütüphaler, kültür merkezleri…
Bunları AK Partili belediyeler yapmadı. Harcadıkları paranın hesabını vermediler. Uyuşturucu neden 10 yaşına indi. Gençlere bir şey vermez, kültür ve sanatla buluşturmazsanız o gençler nereye gidecek?
Bütçe kaynaklarını doğru kullanırsanız olağanüstü kaynak var. Erzurum’un Çat Belediyesi’nde Türk İslam Eserleri Müzesi kuruldu, belediye binası kuruldu belediyenin kendi imkanlarıyla.
İzmir metrosunu yaptı. Para var kimse yok diyemez. Düşünüldüğünden çok daha büyük para var. O kadar büyük yolsuzluk, israf var ki önlenmesi lazım. Düzgün namuslu herkes bunu yapabilir.
Parkın adını değiştirdiler Millet Bahçesi dediler. Aksaray’dan Yeşilköy’e gidin. Denizi kapattılar vatandaşa. İstanbul’a ihanet etmeye devam ediyorlar. Kıyılar halkın. Şimdi insanların geçmesi mümkün değil. İstanbul’da mezarlıkların dışında yeşil alan kalmadı.
Büyük depremin üzerinden kentsel dönüşümü ne kadar hayata geçirdiler. İnsanları kira parası vereceğiz diye mağdur ettiler. Şimdi ortada müteaahhit yok.
Kentsel dönüşümde İzmir’de evlerin garantisi belediye oldu. Kimse yerinden yurdundan edilmedi. Kimse mağdur olmadı. Benzer tabloları diğer belediyelerimiz de yaptı. İstanbul’da öyle olmadı.
Sırf o insanlar başka yerlere gitsin diye camilerini yıktılar, elektirikleri kestiler. Sizin deniz görmeye hakkınız yok başkalarının hakkı dediler. Biz bunları değiştireceğiz.
Bir ülkenin beka sorunu üretimden koparılıp koparılmamasına bağlıdır. Tarlada, fabrikada, hizmet sektöründe üretiyorsa güçlü bir ülkedir. Türkiye özellikle tarımda üretimden koparıldı. Türkiye şimdi canlı hayvandan tütüne kadar ithal ediyor.
Yunanistan’dan 113 milyon dolarlık tütün, 15 milyon dolarlık pamuk ithal edildi. Üretim yapacak yer mi yok? Üretimden koparılırsa işsizlik olur.
Fabrikalar satıldı. Özelleştirmenin koşulları vardır. İstihdam yaratılır. Makineler satıldı. Bütün tasarruflar inşaata gitti. Sonuç insanlar içsiz. Kamunun verimli olarak çalıştırmadığı, özel sektöre verildiğinde daha verimli olacağı yasada söyleniyor. Satılanlarda hiçbirisi olmadı.
Hedef, nerede adayımız varsa orada almaktır. Türkiye’nin geleceği için yeni bir ivme kazandırmak, büyük metropolleri yaşanabilir kente çevirmemiz lazım. Paris’te 1 yıldızlı oteller bizim 5 yıldızlı otellerimizden pahalı. Antalya’ya turist geliyor, esnaflardan alışveriş yapan yok. Kültür turizmi yok. Hitit döneminden kalan halan çalışan bir barajın olduğunun kim farkında. Çorum’da. Bunu kim yapacak Çorum Belediye başkanı. Hititlerden haberi var. Bunu biz yapacağız.
Bu bir yerel seçim. Erken seçim fırsatçılık olur. Ülke zarar görür. Millet seçimden bıktı. 10 yıldır kaçıncı seçim? Vatandaş sözlerini yapıp yapmadıklarını görecek. Biz de göreceğiz.”