“Böl parçala yut” politikasını yeniden güncelleyen Siyonizm Katar’ı da hedef tahtasına almak suretiyle Ortadoğu’da terör estirmeye devam ediyor.
Çok enteresandır ki, 500 yıllık politikalar üreterek, dünya barışını tehlikeye girdiren ve terörizme destek veren ABD, şimdilerde yeni kurbanlar yeni pazarlar oluşturmaya devam ediyor. Terör ve terörist sever ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi Arabistan’ı ziyareti sonrası Körfez ülkelerinin karışması tesadüfü değildir. Müslümanların kurban ve hac paralarını ABD’ye haraç olarak veren Sudi Arabistan, saltanatını sürdürmek pahasına diğer Müslüman ülkeleri siyonizme kurban vermektedir.
Kılıç dansı ile aynı sahnede Trump ile birlikte poz verenler arasında bir soğuk savaş başladı. Aslında ziyaretin hemen sonrasında dünya basınında oluşan gündem daha ziyade Trump’ın cebinde 110 miyarı silah ticaretinden olmak üzere 400 milyar dolar ile ABD’ye dönmesi olmuştu.
Trump ve taraftarları bunu zafer olarak görürken, Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez ülkeleri de meseleye başka bir açıdan bakıyorlardı. ABD desteği ve özellikle silahlanma bölgenin mutlak güvenliğini sağlayacak bir girişimdi. Bu gelişme “Körfezi yutma niyetinde olan” İran’ın ihtiraslarını durduracak en büyük adım olarak yorumlanıyorsa da burada asıl hedef Türkiye’dir.
Her yıl ABD’den milyar dolarlık silahlar satın alan ve bu silahları çölde kuma gömen Sudi Arabistan’ın bu teslimiyetçi yaklaşımı kabul edilemez. Yaklaşık bir ay önce Amerika’nın yeni Başkanı Riyad yönetimi ile tüm sorunların çözüldüğünü söylemesinin ardından Amerikan basınında iki ülke arasındaki gizli anlaşma konusunda bazı yorumların yer alması boş ve malayani değildir.
Anlaşılan odur ki, Sudiler Ortadoğu ve Afrika’da Amerikan ekseninden uzaklaşan Türkiye’nin yerini dolduracak. Ankara yönetimini zora sokacak bazı hamleler yapılması karşılığında Trump yönetimi Suudilerin 11 Eylül bağlantıları iddiasından vazgeçecek ve bloke ettikleri Suud parasının serbest bırakılmasını sağlayacak bir anlaşma olarak da yorumlanabilir.
Terösrist sever ABD ile onun güdümündeki Suudi Arabistan ve diğer 5 körfez ülkesinin Katar meselesinde takındıkları tavıra gelince, bilindiği gibi Katar Türkiye’nin en yakın müttefiklerinden biri, ayrıca bu ülkede Türk askeri üssü bulunuyor ve Katar Suudi Arabistan açısından bakıldığında çok stratejik bir konuma sahip. Son dönemde Katar’ın Amerikan yönetiminden ziyade Ankara ile askeri ve finans alanında işbirliği yapması ve “Müslüman kardeşler” ile sıkı bağları Wahabi yönetim tarafından tepki görmektedir.
Wahabist inancın başka ülkelerde yaygınlaşması için milyarlarca dolar harcayan Riyad yönetimi ve güdümündeki diğer ülkelerin bu kararı alması saçmalıktan başka bir şey değildir. Burada Suud yönetimine şu sorulabilir: Suriye’de Suudların silahlandırdığı sözde İslam ordusu, Katar’ın desteklediği Özgür Suriye Ordusu’ndan daha mı demokrat?
Katil ABD ve onun güdümündeki terörist sever ülkeleri nefretle kınarken, Allah Müslümanların sırtından geçinen ve Müslümanları menfaati icabı Siyonistlere peşkeş çektiren Vehabileri helak eylesin. Salih Müslümanların yar ve yardımcısı olsun.