Aziz Dağtekin Yazdı
“Binmişiz bir alamete gidiyoruz kıyamete” sözü bu günler için söylenmiş olması gerek. Ülkemiz son yanlış ekonomik politikalar yüzünden çok zor günler geçirirken, bu zorlukların faturasının emeklilere yükletilmesini eşitlik ilkesine aykırı ve akla ziyan olarak buluyoruz.
Kemer sıkılacaksa her kesim tarafından sıkılmalıdır. Çok kazanandan da az kazanandan da aynı vergi kalemlerinin alınması ne kadar ahlaki değilse, sık sık vergi borçlarına af getirilmesini de ahlaki bulmuyoruz. Ya adil bir vergi sistemi getirilsin ya da bu af işleri rafa kaldırılsın. Alınan vergiler ne kadar doğru kullanılıyor o da ayrı bir muamma. Devlet dairelerinde israftan geçilmiyor. Her devlet memuruna bir genel müdüre ve yardımcılarına zırhlı araç veriyorsunuz. Bu israf ekonomisine bizden başka hiç bir yerde rastlamak mümkün değil. Gelin genel müdüre, yardımcısına, şef, müdür daire başkanı kim varsa hepsine diyeceksin ki arkadaş arabayı ben veriyorum bari benzinini siz katın denilmiyor. Milletvekili mecliste görev yapıyor diye bin lira telefon faturasını bu milletin vergisiyle niye ödüyorsunuz. Abi sorması ayıp da meclis niye ödüyor bu faturaları? Bunlara verdiğiniz milletvekili maaşları yetmiyor mu? Bunları asilden ne üstünlüğü var?
Hayat pahalılığının başladığı zamların ayyuka çıktığı günden itibaren basbas bağırmaya başlayarak kemer sıkın diyorlar. İyi güzelde kemeri gelin hep beraber sıkalım. Madem ki kemer sıkılacak, madem ki bu dönemde tasarruf edeceğiz diyorsunuz. Tamam abi gelin o zaman kamuda da görelim kemer sıkmayı, tasarrufu. Gelin kamuda ki genel müdürlere, şeflere ve diğerlerine bir yıl süreyle araba kiralaması yapmayın. Hem araba fiyatları düşsün, hem de ikinci el araç piyasası da normale dönsün. Görüyoruz kamuda her müdüre bir makam arabası onun yanında bir şoförü onun yanında bilmem asistanı onun yanında bilmem nesi!
Sonra belediyelere bakıyorsun etkinlik üstüne etkinlik. Her bir konser başına 200.000 TL 300.000 TL, 400.000 TL. Ondan sonra asgari ücretin bile altındaki ücretle geçinen emekliden ve asgari ücretle geçinen işçiye diyorsun ki abi biraz kemer sık. Neyi sıkacağız abi. Kemerleri sıka sıka delik kalmadı. Dar gelirlinin sıktığı kadar siz de sıksanız inanın ülke düzlüğe çıkar.
Tasarruf bir kesimin özverisiyle olmaz. Tasarruf 3 dönem, 5 dönem üst üste milletvekilliği yapan ve her dönem için emekli aylığı alanların maaşının kesilmesiyle olur. Tasarruf beytül malı doğru kullanmakla olur. Tasarrufu önce devletten başlatın ki, vatandaş olarak bizde görelim aşka gelelim. “Kulağı ezanda olmayanın gözü camide olmaz” misali. Mazota para vermeyen kamu kuruluşlarının litresi 38 TL olan mazotun pahalılığı kimin umurunda olur. Hayat pahalılığı varmış kime ne? Adamların tuzu kuru..
Bir diğer önemli konu da ihaleleri bakanların yeğenleri, yakınları yüzde 25 ile takip ediyor. Bazı belediye başkanlarının da çok yakınındakiler har vurup harman savurulur hale gelmiş durumda. Belediyeler mütaahhit firmalara ihale ettiği işlerin takibini yapmıyor. Sonra yarım yamalak işlerden dolayı hem devlet zarara uğruyor hem de vatandaş can ve mal kaybına uğruyor. “Milleti yaşat ki devlet yaşasın” sözü adeta “ihaleciler ile komisyoncuları yaşat ki, devlet batsına” döndü.
Reis, sonuç itibariyle, devletin şuan içinde bulunduğu ekonomik çıkmaz emekliye yükleniyor. Bunu ekonomi bakanınız açıklıyor. Ne diyor Şimşek? “Bütçe açığının sebebi emekliler” diyor. Haydi oradan çok bilmiş bakan!.. Bu vatandaşın ev ekonomisini iyi yönettiği kadar sizler ülke ekonomisini doğru yönetmiş olsaydınız ülke bu halde olmazdı. Keseri hep kendisine vuran 600 milletvekilinin yarısından fazlası 2’şer, 3‘er emekli maaşı alıyor. Üstüne üstlük her biri yaklaşık 100 bin lira da el kaldırıp indirme parası alıyor. Yani vekil yaşıyor, asil can çekişiyor. Reis, bu açmaza el koymanız lazım. Çünkü bu millet 22 yıldır her zorlukta hep arkanızda durdu. Sizin sözlerinize inandı itibar etti. Erdoğan’a inananlar verdikleri destek ile devleti yaşattı. Şimdi sıra sizde Reis. Söylenecek çok şey var ama ahde vefa imandandır. Size hoş görünmek için getirilen masa başı içi boş tablolara asla inanmayın. Devletin maliyesi elinizin altında. Kimin neyi kaç liraya aldığını faturalar üzerinden takip edebilirsiniz. Zincirler marketin 4 alt şirketi var. Bu şirketler aynı cebe hizmet ettikleri için faturaları şişiriyor. Buna dikkat ediniz. Ha şunu da söyleyeyim. Para cezaları çözüm değil. Lisans iptali süresiz kapatma ve hapis cezası getirmediğiniz sürece fırsatçılarla baş edemezsiniz.
Bir de diyorsunuz ya faize karşıyım. Faize karşı iseniz faizle mücadeleye önce devletin birleşik faizinden başlayın. En büyük tefeci devletin kendisi olmuş. Unutmayın faiz bir Yahudi vergisidir. Yahudi’ye hizmet edelim diye bu birleşik faizlerle ve hayat pahalılığı ile milletin canı çıkıyor.
İnanın her defasında “benim milletim” dediğiniz Millet çok perişan. Tuzu kuru olanların bu ülkeye düşmanlığından başka hiç bir hayrı yoktur. Her sıkıştıklarında bu ülkenin kaynaklarını yurt dışına kaçırdıkları gibi! Tıpkı memura verdiğiniz seyyanen zammın size verilmeyen oyları gibi. Velhasıl kelam Reis’im dar gelirliler, vatanseverler hayat pahalılığından can çekişiyor. Can çekişen bu milleti yaşat ki devlet yaşasın. Ondan sonra da cihan-ı şümul davamız hayat bulsun.