Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın Soçi kentinde düzenlenen 18. Valday Uluslararası Tartışma Kulübü toplantısına katıldı. Programda kendisine yöneltilen soruları cevaplayan Putin, Rusya’nın iç ve dış politikalarına dair düşüncelerini aktardı.
“ERDOĞAN İYİ BİR ANALİST”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iyi bir analist olduğunu ifade eden Putin, “Erdoğan kısa süre önce Rusya’ya geldi ve görüştük” ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın Türkiye’nin de Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi daimi üyesi olabileceğini düşündüğünü aktaran Putin, “Ancak buna Rusya tek başına karar veremez, oy birliği gerekiyor. Hindistan, Güney Afrika gibi ülkeler de var. Önemli olan dengeyi sağlayabilmek. Erdoğan’a da söylediğim gibi, eğer daimi üyelerin haklarını ellerinden alırsak, BM ölür. Uluslar birliğine dönüşür ve sona erer. Sadece bir tartışma platformuna dönüşür. Valday Tartışma Kulübü 2 olur” dedi.
“CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN HAKLI”
Güvenlik Konseyi’nde değişiklik yapılabileceğini savunan Putin, “Ancak Güvenlik Konseyi’ni temelini yıkmadan bir değişiklik yapılması gerekiyor, zira bugün Güvenlik Konseyi, BM’nin anlamıdır. Daimi üyeler var, onların hakları var. Güvenlik Konseyi’nde temsil edilip daimi üye olmayanlar var. Dolayısıyla bu yapıyı nasıl daha dengeli, etkin kılacağımızı düşünmeliyiz. Bu açıdan Cumhurbaşkanı Erdoğan haklı. BM 2. Dünya Savaşı’ndan sonra kuruldu ve o zaman farklı güç dengeleri vardı. Artık bu değişti. Bunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Elbette bunların hepsini tartışmalıyız ancak reform yolunda hata yapılmasına izin vermemeliyiz” şeklinde konuştu.
“DÜNYA SON 10 YILDIR MEDENİYET KRİZİ YAŞIYOR”
Dünyanın son 10 yıldır medeniyet krizi yaşadığını savunan Putin, “Karşı karşıya olduğumuz kriz, kavramsal bir kriz, hatta medeniyet krizi. Fiiliyatta bu, insanın yeryüzündeki varlığını tanımlayan yaklaşım ve ilkelerin krizi. Bu durumda hangi yöne ilerleyeceğiz, nelerden vazgeçeceğiz, neleri gözden geçireceğiz veya düzelteceğiz? Asıl değerler için savaş gerektiğinden, onları tüm gücümüzle takip etmemiz gerektiğinden eminim” dedi.
ABD’nin, Irak’tan sonra Afganistan’dan çıkması ve bölgede karmaşaya sebep olmasını eleştiren Putin, “20 yıldır dünyanın en güçlü ülkesi kendisiyle denk olmayan 2 bölgede askeri operasyonlar yürütüyor. 20 yıldır kendi hedefleri için girdiği bölgelerden çıkarken büyük zararlar verdi. ABD’nin yürüttüğü savaşlar operasyon bölgelerine büyük darbe vurdu” ifadelerini kullandı.
Afganistan’da kontrolü ele aldıktan sonra geçici hükümet kuran ve dünya kamuoyunda kaygılı yaklaşılan Taliban rejimine ılımlı yaklaşan Putin, Taliban’ın ülkedeki radikal gruplardan kurtulmayı amaçladığını söyleyerek, “Rusya olarak, Taliban’ın, Afganistan’daki radikal gruplarsan kurtulmayı amaçladığını görüyoruz” dedi.
Batılı ülkelerin birçok ülkeye dayatmalarda bulunduğunu ve bunun aile yapısına zarar verdiğini savunarak batıyı eleştiren Putin, “Azınlıklar lehine çoğunluklara tersine ayrımcılık yapılması veya anne-baba, aile ve hatta farklı cinsiyetler gibi temel değerlerden vazgeçilmesi talebi, onlara toplumsal güncellemeye yönelik yolda atılan kilometre taşları. Ancak Batı bizim evimize sızmaya çalışmasın. Zira Rusların büyük çoğunluğu, manevi değerlerin ve tarihsel geleneğin, kültürün esas alınması gerektiğini düşünüyor” diye konuştu.
“Hazır reçeteler yok. Vahşi kapitalizm de işlemiyor” diyen Putin, “Herkes, bugün ezici çoğunluktaki ülkede toplumsal düzenin temeli olan mevcut kapitalizm modelinin hükmünü yitirdiğini söylüyor. Artık kapitalizmin çerçevesi dahilinde, giderek daha da karmaşıklaşan çelişkiler sarmalından bir çıkış yolu bulunmuyor. Devletlerin ve piyasaların gücünü karşılaştırmak gerek. Bu konuda Çin’in deneyimleri incelenebilir” ifadelerini kullandı.
Putin ayrıca, Çin ile ülkesinin iyi ilişkilerinin bulunduğunu askeri anlamda da ortak politikalar yürüttüklerini fakat askeri blok oluşturmadıklarını belirtti.
NATO’nun Sovyetler Birliği’ne karşı kurulduğunu hatırlatan Putin, Sovyetler Birliği’nin dağılmasına rağmen NATO’nun Rusya’ya karşı adımlar attığını belirterek, “Rusya, NATO’nun askeri genişlemesinin doğuya kaydırılmayacağının söylenmesiyle kandırıldı” dedi.
NATO’nun, Rusya’nın komşusu olan Ukrayna’daki varlığının kendileri için bir tehdit oluşturduğunu savunan Putin, “Ukrayna’nın, NATO’ya katılımı gerçekleşmeyebilir ancak bölgede askeri yatırımlar devam ediyor. Bu Rusya için gerçek bir tehdit anlamına geliyor. ABD Savunma Bakanı’nın açıklamaları da Ukrayna için kapıyı aralamaktır. NATO, eğitim merkezleri adı altında buraya her şeyi yerleştirebilir. Rusya’nın hemen burnunun dibine roket atabilirler” dedi.
Ülkesindeki gelir adaletsizliğine karşı sosyal devlet inşa etmeleri gerektiğini belirten Putin, “Sosyal devlet inşa etmeliyiz. Avrupa’da, özellikle Kuzey Avrupa’da, uzun zamandır bir sosyal devlet inşa edilmesi gerektiği konuşuluyor. Ancak farklı kategorilerdeki vatandaşların gelir farkını göz önünde bulundurduğumuzda bu bizim özel önem taşıyor. Her ne kadar bu sadece bizim sorunumuz olmasa da” dedi.
Rusya’daki insan hakları ve özgürlükler üzerine yaptığı çalışmalar nedeniyle bu yılın Nobel ödülünü alan gazeteci Dmitri Muratov’un da toplantıya katılmasını fırsat bilen Putin, salonda bulunan Muratov’u aldığı ödül nedeniyle eleştirerek, “Öncelikle Nobel Ödülü almanızdan dolayı sizi tebrik etmek istiyorum. Daha önce söz ettiğim ve Bolşevikler tarafından 1922’de felsefe gemisine bindirilerek sınır dışı edilen Nikolay Berdyayev’in, defalarca aday gösterilmesine rağmen Nobel Ödülü alamadığına dikkatinizi çekmek isterdim” dedi.
Muratov’un aldığı para ödülünü çocuklar için yardım kuruluşlarına bağışlayacağını açıklamasına da ironi yaparak yaklaşan Putin, “Yardım kuruluşundan bahsettiniz. İşte ben olsaydım, sırf bu yardımseverlikle ilgilendiğiniz için size bu ödülü verirdim, gerçekten” dedi.