Mehmet KARAGÖZ Yazdı….
Nasrettin Hoca ya sormuşlar;
-Sen Kimsin?
– Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca:
– Sen kimsin?
– Mutasarrıf demiş hem de kabara kabara.
– Sonra ne olacaksın? diye sormuş Nasrettin Hoca.
– Herhalde vali olurum diye cevaplamış adam. Daha sonra diye üstelemiş Hoca
– Vezir demiş adam.
– Daha daha sonra ne olacaksın?
– Bir ihtimal sadrazam olabilirim.
– Peki, ondan sonra
– Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp son makamını söylemiş:
– Hiç. Deyince hoca;
– Daha ne kabarıyorsun be adam. Ben şimdiden senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım Hiçlik makamında.
Canhıraş uğraşarak yaşanılan şu hayatı ne güzel açıklıyor bu hiç kelimesi değil mi?
İnsan ömrü hatta dünyanın ömrü aslında koskocaman bir hiçtir. Ama bu gerçeği görebilmek bir ömür tüketiyor. Hatta ömür tüketiyoruz bu gerçeği göremeden maalesef.
Kahir ekseriyetimiz hayatımızdan memnun olmayız. Hep terslikler içinde eksikler içinde yaşadığımızı düşünürüz. Bizi yiyip bitiren bir hırsın esiriyiz. Makam, mevki, şan, şöhret, mal, mülk peşinde koşarız. Bütün bunları elde edince mutlu olacağımızı düşünürüz. Bu hale kavuşmak için bitmez bir mücadelenin içine gireriz. Ne gariptir ki bütün bunları elde ettikten sonra bile mutlu olamayız. Çünkü aranan gerçek mutluluk bunlarda değildir. Bunlar koskocaman bir hiçtir. Gerçek mutluluk ve huzurun kapısından girmek bunları HİÇ ettiğimizde mümkün olur. Aksi halde paşa olsan ne yazar padişah olsan ne yazar.
Kanuni Sultan Süleyman bile vasiyetinde ne diyor? Ben ölünce bir elimi tabutumun dışına atın. İnsanlar görsünler ki, padişah olan Kanuni bile bu dünyadan eli boş gidiyor. Kanuni Sultan Süleyman bu dünyada mal, mülk, şan, şöhret elde etmiş bir devlet adamıdır. Ama o aslında bütün bunların bir hiç olduğunun farkına varmıştır ve bütün insanlığa da bunun böyle olduğunu göstermiştir.
Huzuru ve mutluğu dışta arayanlar, malda, mülkte, şanda, şöhrette arayanlar gözü yumulunca hakikati göreceklerdir.
Gelenin eğleşmediği, göçenin konmadığı bu dünya aslında bu mutluluğu bulmak içindir.
Tekasür suresi’nde de Rabbimiz çok açık şekilde uyarıyor. Mal, mülk, eşya, evlat v.b şeylerin çokluğu ile övünme duygusu sizi mezara kadar oyaladı. Ama hakikat öyle değil. Göreceksiniz buyurur.