25 Mart 2009’da helikopter kazasında hayatını kaybeden Muhsin Yazıcıoğlu davasıyla ilgili önemli bir gelişme yaşandı. FETÖ imamı Abdullah Önder’in yaptığı itiraflar, Yazıcıoğlu suikastını çözecek nitelikte. Hürriyet Gazetesi Yazarı Nedim Şener, Önder’in çarpıcı itiraflarını bugünkü köşesine taşıdı.
Hürriyet Gazetesi Yazarı Nedim Şener bugünkü yazısında, Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili FETÖ’nün Elazığ avukatlar sorumlusu Abdullah Önder’in itiraflarına yer verdi. Şener’in yazısında yer verdiği itiraflar şöyle:
KONU BÜYÜĞÜMÜZE (GÜLEN) AKTARILDI
“17 Nisan 2014’te Ahmet Atilla Kavuran isimli Elazığ avukatı, beni cep telefonumdan aradı. Bu tarihi çok iyi hatırlıyorum, özel yetkili mahkemeler kaldırıldığı için Muhsin Yazıcıoğlu dosyası Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’na gelmiş, dosyadaki gizlilik kalkmıştı. Örgütte sorumlu olduğum avukat Ahmet Atilla Kavuran beni arayarak, ‘Abi çok önemli bir konu var, yüz yüze görüşmemiz lazım’ dedi. Örgüte ait bir öğrenci yurdunda buluştuk. ‘Abi, Muhsin Yazıcıoğlu davasında helikopterden sökülen cihazları götüren askerler var ya… Atalar onların avukatıymış. Dosyada bugün gizlilik kalktı. Elazığ Barosu bununla çalkalanıyor’ dedi. Ben de bunun üzerine Kahramanmaraş imamı Mehmet Durakoğlu’nu cep telefonumdan arayarak, ‘Acil bir durum var görüşelim’ dedim. 16.30’da geldi. Avukat Ahmet Atilla Kavuran’ın yanında duyduklarımı anlattım. Durakoğlu, ‘Bu nasıl iş?’ dedi.”
BBP’DEN SORUMLU FETÖ’CÜ
“(Elazığ imamı) Durakoğlu, BBP Elazığ İl Başkanı Selami Ekici’den sorumlu örgüt mensubu Sezai Çetin’i aradı. Sezai’ye, ‘Selami’yi de al, buraya gel’ dedi. Selami Ekici, cemaatten bir avukatın Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinden parça söken askerlerin avukatlığını almasını içine sindiremediğini söyleyince, Durakoğlu ‘Bu durumdan haberimiz yok, Mustafa bu işi para kazanmak için yapmış’ dedi.
Toplantıdan sonra avukatlardan sorumlu olmam nedeniyle Mustafa Atalar’ı aradım. Kendisi bana kazanın yaşandığı 2009’da 12 ilin imamlığını yürüten Turan Canpolat ile konuyu görüştüğünü, Canpolat’ın ‘Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinden söküm yapan askeri personel abilerimizdendir, yani bizdendir’ dediğini, soruşturmayı takip görevinin bizzat Canpolat tarafından verildiğini anlattı.
Ertesi gün Mehmet Durakoğlu, örgütün bölge sorumlularını topladı. Durakoğlu, avukat Mustafa Atalar’ı kastederek, ‘Bu çocuk aptalın teki, olayın vahametinin farkında değil. Bu konu Amerika’da büyüğümüze aktarıldı’ dedi. Örgüt içinde ‘büyüğümüz’ sıfatıyla bahsedilen kişi terör örgütü lideri Fetullah Gülen’in kendisidir.
Bir hafta sonra avukat Mustafa Atalar’ın 23 HY 009 plakalı aracıyla Malatya’ya Turan Canpolat ile görüşmeye gittik. Avukatlardan sorumlu olduğum için Canpolat bana, ‘Mustafa’ya biz emir verdik o emrin gereğini yerine getirdi’ dedi. Dönüş yolunda Mustafa, astsubay Aydın Özsıcak’ı telefonla aradı ve avukatlığını bıraktığını söyledi.”
GÜLEN, ‘BU ORTAYA ÇIKARSA ALTINDAN KALKAMAYIZ’ DEDİ
“Daha sonra Mehmet Durakoğlu, örgütte amiri konumunda olan, örgütün Gaziantep bölge sorumlusu Mehmet Kocatürk ile konuyu görüşmek üzere Gaziantep’e gitti. Durakoğlu’na ne konuştuklarını sordum. Gaziantep sorumlusunun, ‘Yazıcıoğlu dosyasına bakan soruşturma savcısı yabancı değil, bizim abilerimizden birisi’ dediğini aktardı.
Bu görüşmeden iki gün sonra Mehmet Kocatürk ve Mehmet Durakoğlu, İzmir’de örgütün Türkiye imamı olan, gıyaben tanıdığım Barbaros Kocakurt’un yanına gitti. Ardından da İstanbul’da TSK mahrem yapılanmasından bir kişi ile de görüşmüşler.
Bu görüşmelerden çıkan sonuca göre konuyla ilgili olarak Amerika’ya, doğrudan Fetullah Gülen’e rapor veriliyormuş. Fetullah Gülen, cemaatten bir avukatın helikopteri sökenlerin avukatlığını üstlenmesini ‘bomba’ diye nitelendiriyor ve olay ortaya çıkarsa altından kalkılamayacağını söylüyormuş.”
FLASH BELLEKTE YAZICIOĞLU’NUN ÖLMEDEN ÖNCEKİ GÖRÜNTÜLERİ VARDI
Abdullah Önder ifadesine şöyle devam etti: “2015 yazında avukat Mustafa Atalar bana Yazıcıoğlu’nun ölümüyle sonuçlanan kaza ile ilgili elinde görüntüleri içeren flash bellek ve çok sayıda belge olduğunu söyledi. Ayrıca örgütün talimatı ile astsubay Aydın Özsıcak’tan biri suçu kendisinin tek başına işlediğine dair, diğeri resmi görev gereği işi yaptığını beyan eden el yazısıyla iki adet dilekçe aldıklarını söyledi. Bunun Özsıcak’ın itirafçı olmasına karşı tedbir amacıyla alındığını anlattı. Flash belleğin ve belgelerin Bank Asya’nın Elazığ şubesinde kiralık kasada olduğunu söyledi. Defalarca izlediğini söylediği flash bellekteki görüntüleri izlemek istediğimi söyleyince, ‘Göstermeye yetkim yok, ancak televizyonda izlediğiniz cihazların sökülmesinin çok öncesine ait görüntüler ile Yazıcıoğlu’nun görüntüleri var’ dedi. Bank Asya’ya el konulacağı haberleri üzerine Atalar, kiralık kasayı boşalttı. Belgeleri ve flash belleği il imamı Durakoğlu’na teslim etti.”
HELİKOPTERDEN CİHAZLARI SÖKENLER ERDOĞAN’A SUİKASTA GİDENLERDİ
“Ben, Mehmet Durakoğlu, Kamil Bakum, Turan Canpolat, Mustafa Atalar, Ahmet Atilla Kavuran, Halil Kayış ByLock kullandık.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında da görünümü Facebook olan kriptolu bir haberleşme programıyla yaptığımız görüşmede, Mustafa Atalar bana, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast için giden astsubay Aydın Özsıcak’ın Yazıcıoğlu’nun öldüğü kazadaki helikopterden cihazları söken kişi olduğunu söyledi. Yine o dönemde helikopter cihazını söken kişinin aynı baskına katılan Davut Uçum olduğunu öğrendim.”
HELİKOPTERİ F-16 DÜŞÜRDÜ
Abdullah Önder itirafının sonunda “Bu işi örgüt yaptı” dedi. İşte Önder’in söyledikleri:
“2014 yılı başında dershanelerin kapatılması sürecinde Elazığ il yapılanması mensupları olarak İzmir’e gittik. Yamanlar Koleji’ni ziyaret ettik. Okulun 5’inci katında bir F-16 maketi vardı. Orada verilen brifingde bu F-16’nın Yazıcıoğlu’nun helikopterinin üzerinden geçen F-16’nın maketi olduğu söylendi. O tarihte F-16’yı kullanan pilotun bizden biri olduğu da söylendi. Benim tecrübelerime göre bu hadise tamamen FETÖ/PDY silahı terör örgütünün işidir. Bugüne kadar kimseye güvenemediğim için anlatmadım. Dosyanın yeniden açıldığını medyadan öğrenince bizzat gelip ifade verdim. ByLock yazışmaları ve HTS kayıtları getirilirse doğru söylediğim anlaşılacaktır. Adı geçenler konuşursa olay çözülecektir.”
YAZICIOĞLU NEDEN HEDEF OLDU?
19 Ocak 2007 günü öldürülen gazeteci Hrant Dink cinayetini soruşturan FETÖ’cü istihbaratçılar, suikastı Yazıcıoğlu’nun başında olduğu BBP’yi de kapsayacak şekilde bir komploya çevirdiler. Yazıcıoğlu, Trabzon’da cinayetin planlanmasında rol oynayan BBP üyesi Erhan Tuncel’in FETÖ’cü istihbaratçı il emniyet müdürü Ramazan Akyürek tarafından polis muhbiri yapıldığını, onun yönettiği Yasin Hayal’in de Alperen Ocakları üyesi olduğunu öğrendiğinde tepkisini “Bizim tarlayı sürmüşler” diyerek göstermişti.
Bu arada Dink cinayetinden yargılanan FETÖ’cü istihbaratçı Ali Fuat Yılmazer’in başında olduğu büro, Yazıcıoğlu’nun faaliyetlerini, öldürülmesinden iki yıl öncesinden takibe almıştı.
25 Mart 2009’da öldürülen Yazıcıoğlu ayrıca FETÖ’nün devlet içinde yapılanmasına karşı çıkıyor, “Devletin içine çete sızmışsa ne gerekiyorsa yaparım” diyordu.
Fetullah Gülen de Yazıcıoğlu’nun ölümünden birkaç gün sonra, “Aldanırsanız böyle kurban gidersiniz, bir perşembe günü akşamı vefat edersiniz, bir cuma günü cenazenize ulaşırlar” demişti.
KAYNAK: HÜRRİYET
Göz Atmak İster misiniz?
Kışlasız bedelli olur mu?
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, kışlasız bedelli askerlik uygulamasının gündemde olmadığını söyledi. Rusya-Ukrayna savaşı sonrası …