AK Parti Grup Toplantısı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan, asgari ücretle ilgili net mesajlar verdi. Erdoğan, “Yılbaşında telafi sözümüzü yerine getireceğiz” dedi.
Milyonlarca kişi, aralık ayında asgari ücrete yapılacak olan zammı bekliyor.
Öyle ki 9 bin liralara kadar tahminler yükseltildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da AK Parti Grup Toplantısı’nda asgari ücretten bahsetti, izleyenleri heyecanlandırdı.
“Doğru istikamette gidiyoruz”
“Bir bütçe hazırladık. İstihdamımızın 31 milyonu geçerek tarihimizin en yüksek seviyesine ulaşması, işsizliğin tek haneye düşmesi doğru istikamette gittiğimize işaret ediyor.” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bundan sadece 15 yıl önce istihdam sayımızın 20 milyonun altında bulunduğunu göz önüne aldığımızda geldiğimiz seviyenin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Ülkemizin büyümesinin kimi yerler gibi kağıt üzerindeki hesaplarla değil, üretim ve istihdamla gerçekleşmesi geleceğe güvenle bakmamızı sağlıyor.
“Ekonomimize yönelik tuzağı bozduk”
Küresel ekonomik krizin önümüze çıkaracağı sıkıntıların elbette farkındayız. Hatta kimi sektörlerde bunun etkilerini görmeye de başladık. Ancak üGeçtiğimiz yıl ekonomimize yönelik tuzağı bozduk.
“Yılbaşında sözümüzü yerine getireceğiz”
Bu arada yükselen enflasyon sebebiyle vatandaşımızın kaybolan refah seviyesini telafi etmekte kararlıyız. Ocak ve temmuz ayında yaptığımız iyileştirmelerle bu konuda mesafe katettik. Şimdi önümüzdeki yılbaşında yeni bütçemizle birlikte daha ileri adımlar atarak telafi sözümüzü yerine getirmeyi sürdüreceğiz. ”
Maden faciası
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından diğer satır başları şöyle:
“Hepinizi en kalbi duygularımla muhabbetle selamlıyorum. Cuma günü Bartın Amasra’da yaşanan elim kaza hepimizin yüreğini dağlamıştır. TTK’ya ait Amasra taşocağı, 713 çalışanı ile yılda 100 bin ton üretim yapan bir müessesedir.Bu madene 77 milyon lira yatırım yapılmıştır. Bu ocakta 20 yılda hayatını kaybeden kişi sayısı 6’dır. Her 37 madenciye 1 iş sağlığı ve güvenliği uzmanı düşmektedir. Son dönemde mevzuaatta yaptığımız düzenlemeler sonucunda Amasra maden ocağında da 50 kalemi bulan iyileştirmeler gerçekleştirilmiştir.
“Rapor haricinde söylenen her şey spekülasyondur”
Madende gaz inceleme sensörleri 24 saat çalışmaktadır. Belli bir seviyenin üzerinde gaz tespitinde ışıklı ve sesli alarm verilmektedir. Yüzde 1.5 metan gazı seviyesinde elektrik kesilmekte, yüzde 2’de ise maden boşaltılmaktadır. Patlama yaşanması için ise metan gazı seviyesinin 5 ve üzeri olması lazım. 18.05’te 1.5 seviyesinde metan gazı tespit edilmesi sonrası elektrik kesilmiştir.18.10’dan sonra tespit edilememiştir. Rapor haricinde söylenen her şey spekülasyondur. Bize düşen rapor çıkana kadar yapabileceklerimizi yapmaktır. Kazadan sonraki 18 saat içinde arama kurtarma faaliyetleri tamamlanmıştır. Ocağın vardiyasında çalışan 110 kardeşimizden 41’i maalesef hayatını kaybetmiştir.
“Bazılarının durumunun iyiye gittiğini biliyorum”
6’sı İstanbul Çam ve Sakura Hastanesi’nde, diğerleri ise yerinde tedavi altına alınmıştır. Bartın’a cumartesi günü giderek çalışmalara yerinde katıldım. İlk gün ben de aileleri ziyaret eden kişi oldum. Çam ve Sakura’da yaralıları ziyaret ettim. Bazılarının durumunun iyiye gittiğini biliyorum.Yaralı kardeşlerimize dualarımızı yapıyoruz, Bakanlığımız da ne gerekiyorsa yapıyor. Beşer planında atılması gereken adımları atıyoruz. En ileri teknoloji ne ise bu Çam ve Sakura’da mevcut. İlgilenen doktorlarımız alanlarında kendilerini ispatlamış profesör arkadaşlarımız.
“Hocalarımız hastalarımızla ilgileniyorlar”
Gerek anestezide gerek enfeksiyonda kendini ispatlamış hocalarımız hastalarımız ile ilgileniyorlar. Bartın’daki yaralılarımızın tamamı taburcu edilmiş durumda. İçişleri Bakanlığımız çeşitli illerden 110 AFAD ekibini bölgeye yönlendirmiştir. Jandarma teşkilatımız 210 personel, Sahil Güvenlik personelimiz 45 personel ile güvenliği tesis etmiştir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, 35 personeli ile kazazede ve yakınlarına psikososyal destek sağlamıştır.
“Ağustosta 7 gün boyunca denetlendi”
Adalet Bakanlığımız Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturmayı yakından takip etmiştir. Çalışma Bakanlığımız da kaza ile ilgili soruşturma başlatmıştır. Kurumlarımız canla başla görevlerini yapmaktadır. Kazanın meydana geldiği maden ocağı, ağustosta 7 gün boyunca denetlenmiştir.
Tüm madenlerimiz gibi bu madenimiz de 4 kez denetlenmektedir. Eksik varsa gerekli müeyyideler uygulanmaktadır. Bir eksik varsa tespit etmek ve gereğini yapmak bizim en temel görevimizdir. Enerji Bakanımız bize ve Meclis’e kapsamlı bilgi verdi.
“Bunun siyasi istismarı olmaz”
Madenci yakınlarına 1.5 milyon ile 1.7 milyon TL arası ödeme yapılacaktır. Hayatları boyunca şehit madencilerin çocuklarına MEB burs verecek ve masraflarını karşılayacak. Madencilerimizin aileleri ve çocukları bize emanettir. Bunun siyasi istismarı olmaz.İstismarı yapanları da milletime havale ediyorum. İktidara gelirseler hepsine haklarını vereceklermiş. Ne yaptığımızdan haberi yok. Soma’da 1500 ailenin çocuklarını işe yerleştirdik. Biz bunu yaptık. Sen nereden geliyorsun ya, bu geriden geliyor. Nal toplamaya alışmış.
“Hala geriden geliyor”
Hala geriden geliyor. Biz aynı şeyi Soma’da yaptık. Kimseyi aç, açık bırakmadık. Biz gerekli destekleri verdik, veriyoruz, vereceğiz. Bizim ulaştığımız yere senin hayallerin bile ulaşmaz bunu böyle bilesin. Maden kazaları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşanabiliyor. Ülkemizde kayıt tutulmaya başlandığı 1930 yılından bu yana 2 bin 14 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 1983’te Zonguldak’ta 103, 1992’de Zonguldak’ta 263 ölüm, 2014’te Manisa’da 301 ölüm yaşanan kazalar görüyoruz. Bizim inancımız tek bir insanımızın burnunun beşer hatasından dolayı kanamamasını emreder.
“Kaza ve kadere inanırız”
Can söz konusu olduğunda en ufak bir esnekliğimiz olamaz. Hayatını kaybeden her bir madencimizin acısını yüreğimizde hissediyoruz. Onların geride bıraktığı yavrularının, sevdiklerinin yüzündeki hüzün adeta ömrümüzden ömür götürüyor. Ama biz aynı zamanda inananlar için burası çok çok önemli, kadere inanan insanlarız. Kaza ve kadere inanırız.Tespit edilirse suçlunun yakasına yapışacağız. Eksikler varsa gidereceğiz. Geride kalanlara sahip çıkacağız. Bu makamımızın gereği ve milletimiz ile gönül bağımızın tabii gereğidir. Bunları yaparken de mukadderata teslim olacağız. Yeri geldiğinde bu ülkenin yüzde 99’u Müslüman diyor muyuz? Ama senin Müslümanlık ile alakan yoksa İslam ile alakan yok ise biz bunu bıraktık.Dua ederken en çok istediğimiz hakkımızda hayırlısını istemek değil midir? Sonrası Rabbimize aittir. Sen inanmayabilirsin senin bileceğin iştir. Bay Kemal, ben kaza ve kadere iman etmiş bir insanım, böyle yürüyorum. Bu bizim imanımızın gereğidir. Sen de o yoksa bilemem. Amasra’daki maden kazası yasaması ile yürütmesi ile yargısı ile hiçbir ihmalin cezasız kalmaması temin edilecektir.Bay Kemal, önce adamlarına sahip çık. Meclis’in kürsüsünde çekiçle telefon kırmaya kalkmasınlar. Bu ahlaki değildir, edebe adaba terstir. Siz bunları yapadurun, Parlamento, Meclis iç tüzüğünü süratle değiştirmelidir. Bu işler böyle yürümez. Daha bunlar bu tüzükle çok çekiçle gelir telefon kırar, başkasının kafasını da kırar. Bunlara eyvallah mı edeceğiz. Bu milletin parlamentosu bunlara da haddini bildirmelidir.Avrupa enerjiyi nereden temin edeceğiz diye fellik fellik dolaşıyor. Bizim böyle bir sorunumuz yok. Türkiye şimdi doğalgazda da inşallah bir hat olacak. Sayın Putin ile son görüşmemizde hemfikir olduk. Burada Rusya’dan gelen gazla bir hat olacağız. Putin, ‘Avrupa doğalgazını Türkiye’den temin edebilir.’ dedi.Turizmde 50 milyon turiste doğru giden bereketli bir sezon geçiriyoruz. Bunu daha da ileri taşıyacak hazırlıklar içerisindeyiz. Bütçe açığımızı küresel salgın ve savaş şartlarına rağmen yüzde 3.5’un altında tutabileceğimiz anlaşılıyor.
“Beyler, dost acı söyler”
Savunma bütçemizi 469 milyar lira ile oldukça yüksek bir seviyeye çıkarıyoruz. Reel sektöre 145 milyar liralık kaynakla destekleyeceğiz. Dünya Kadın Çiftçilerimiz ile Külliye’de bir araya geldik. Maşallah hepsi de taşı sıksa suyunu çıkarır. Öyle inanmış.Beyler, dost acı söyler. Hanımınızı tarlaya, kendinizi kahveye sürmeyin. Beraber olacaksınız. Her kesime uygun kaynaklar ayırdığımız bir bütçe ayırdık. Genel Kurul’daki müzakerelerin ardından bu bütçemizi milletimizin hizmetine sunacağız.TBMM, geçtiğimiz hafta tarihi bir kanunu kabul etti. Kamuoyunda ‘Sosyal medya düzenlemesi’ olarak bilinen bu kanun, dünyanın pek çok yerinde zaten vardır. Ülkemizi bu düzenlemeye kavuşturduğu için Meclisimize teşekkür ediyorum.Bu kanun keyfi keder bir kanun değil, acil bir ihtiyaçtı. Ana muhalefet buna da karşı çıktı. Çünkü işlerine gelmiyor. Bizim amacımız sosyal medyada vatandaşlarımızın güvenlik ve huzurlarını temin etmektir. Adeta ağızlarından köpükler saçarak höykürenler sosyal medya kaoslarından beslenenlerdir.
“Kimseden izin alacak değiliz”
Kimseden izin alacak değiliz. ABD’de, Almanya’da, İngiltere’de var olan düzenlemeyi Türkiye’ye çok gören zihniyet ya müstemleke zihniyeti ya beşinci kol elemanıdır. Vatandaşımızı savunmasız bırakamazdık. Yalan ve iftira kampanyaları da bir çeşit terör saldırısıdır. Yalanla yatıp kalktıkları için gerçek insanla ilişkisi kopanların bunları anlaması mümkün değildir.Gazeteci, öğrenci diye çıkardıkları ya terörist ya kriminal suçlu olanlar hakikat ışığını istemez. Meclis’e, Başkanı’na, milletvekillerine hakaret edenlerin derdi özgürlük de demokrasi de hukuk da olamaz. Bunların tek karın ağrısı bir çöplüğü ıslah edecek adımların atılmasıdır. Hukukun sokakta, evde, iş yerinde olduğu gibi sosyal medyada geçerli olması herkesin menfaatinedir.
“Bununla ilgili davayı da açacağız”
Seçime ayların kaldığı bir dönemde ABD’ye gitti. Benzin istasyonuna girmiş, orada hamburgerci varmış, orada 8 saat geçirmiş. Bu görüntüleri vermek için oraya kadar gitmesine gerek yoktu. Burada da benzin istasyonu var, hamburgerci var. Orada da vakit geçirebilirdi. Kılıçdaroğlu’nun kayıp 8 saatinin hesabını sormak partisine düşer.Bu zatın Amerika’da görüştüğü FETÖ iltisaklı kişi ve kurumları irdelemek de 6’lı masadaki ortaklarının işidir diye düşünüyorum. TÜRKEN’in yaptırdığı bina için çocuklarıma laf atıyor. Attığın bütün yalanlarda, açtığım davaları kazanıyorum. Bununla ilgili davayı da açacağız buradan da bir şeyler gelecek.Bu zatın tamamı yalan, tamamı bühtan olan yalanlarını tekrar etmekten artık ben bıktım. Siyasetten anladığı bu ise hem kendisine, hem partisine hem de ülkesine yazık. Millete hizmet etme aracı olan siyasetin böylesine kirletilmesine gönlümüz razı olmuyor.Siyaset bu adamın yaptığı iş değildir. Siyasetin ne olduğunu görmek istiyorlar ise bizim 20 yıldır yaptığımız işlere baksınlar. Bizim yaptığımız hizmet ve eser siyasetidir. Bir kez daha eser ve hizmet siyaseti yalan siyasetine galebe çalacaktır.
“Fikirlerimizi, vizyonlarımızı yarıştıralım”
Bu zat Türkiye’nin menfaati olan her görüşmeden uzak durmuştur. Birkaç görüşmesini saymazsak kapalı kapılar ardında şaibeli kişiler ile bir araya gelmektir. Kılıçdaroğlu’na buradan bir çağrı yapıyorum.Madem kendine bu kadar güveniyorsun, madem siyaset tarzına bu kadar eminsin, öyle ise hodri meydan. Gücün yetiyorsa, yüreğin var ise, kendi özgür iraden var ise seçimlerde çık karşıma. Fikirlerimizi, vizyonlarımızı yarıştıralım. Bırakalım kararı millet versin.
“Ben muhafazakar bir devrimciyim”
Kürsüye çıkıyor, ‘ya benimle olun ya önümden çekilin’ diyor. Efeleniyor ha. Bay Kemal, senin nasıl bir devrimci olduğunu bilmiyorum ama ben muhafazakar bir devrimciyim.Türkiye’de fırsat buldukça kafasını çıkaran vesayet ile mücadele etmek yürek ister. Biz maalesef muhalefet cenahında bu vasıflara sahip bir aday, profil göremiyoruz. Türkiye Yüzyılı’nı inşa ederek ülkemizi 2053’e hazırlayacağız.”