Lafarge’ın terör örgütlerine verdiği desteğin ortaya çıktığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun hesabını Macron’a sordular” dedi.
Fransız çimento devi Lafarge’ın Suriye’deki faaliyetlerini devam ettirmek için bölgedeki silahlı güçlere başta DEAŞ olmak üzere teröristlere para ödediğine dair belgeler ortaya çıkartıldı.
ABD’deki yargı süreci devam eden Lafarge, belgeler sonrası “DEAŞ’a yardım etme” suçunu kabul ederek, 777 milyon dolar ceza ödemeye razı oldu.
Fransa’nın en önemli gündemi olan bu olaya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan tepki geldi..
“Macron’a bunun hesabını sordular”
İslam İşbirliği Teşkilatı 12. Enformasyon Bakanları Toplantısı’nda konuşan Erdoğan, Fransızlara bu olayı defalarca anlattığını ancak anlamadığını belirterek “Macron’a da bunları anlattım. Fransa Parlamentosu’nda Macron’a Lafarge’nın hesabını sordular” dedi.
“DEAŞ’a karşı göğüs göğüse sahada mücadele edip zafer kazanan tek ülke olmamıza rağmen aksi yönde ahlaksız suçlamalara maruz bırakılıyoruz.” diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yalancının mumu yatsıya kadar yanar”
“Dün bize iftira atanların aynı dönemde DEAŞ’la iş tuttuğu, ticaret yaptığı, teröristlere milyonlarca avro para aktardığı bugün delilleriyle mahkeme kararlarıyla tek tek ortaya konuluyor.
Şahsen kendim Lafarge denilen Fransız çimento devinin Suriye’nin kuzeyinde terör örgütlerine nasıl destek verdiğini, nasıl yardımcı olduğunu, onlara tüneller açmak suretiyle oralarda nasıl mikserlerle betonlar döktürdüğünü anlattığımda bunu Fransızlar anlamıyordu. Fransa Başkanı Macron’a da bunları anlattım. Fransa Parlamentosu’nda Macron’a Lafarge’nın hesabını sordular.
Lafarge, Fransa’nın gündemindeki en önemli konulardan biri haline geldi. Çünkü yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Ve bu yalan tutmadı. Lafarge, teröre destek veren en önemli kurumlardan bir tanesi olarak her şeyiyle açığa çıktı.”
“Yalan haberlerinin temeli İslam düşmanlığı”
Yalan haberlerin temelinde İslam düşmanlığının olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Yalan haber ve terör örgütlerine verilen destek madalyonun bir yüzünü oluştururken, diğer yüzünde İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı vardır.
“Amaçları İslam düşmanlığını kurumsal hale getirmektedir”
Müslümanların hareket alanları, faşizan düzenlemelerle daraltılmakta, ibadet hürriyetleri kısıtlanmaktadır. Parlamentolar ve hükümetler eliyle yürütülen faaliyetler İslam düşmanlığını kurumsal hale getirmektedir. Medya organları da toplumun bir kesimini karalamaktan uzak durmalıdır.” dedi.
“Dijital terör’ milli güvenliğe açık tehdit oluşturmaktadır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları ise şu şekilde: Maalesef bugün, yalan, sahte ve çarpıtılmış haberler sebebiyle dünyada milyonlarca insan mağduriyet yaşamaktadır. Dijital terör sadece demokrasiye, toplumsal barışa değil onlarla birlikte ülkelerin milli güvenliklerine açık tehdit oluşturmaktadır.
Dünyada yalan ve üretilmiş haberlere maruz kalan ülkelerin başında Türkiye geliyor. FETÖ’den bölücü terör örgütüne kadar çok geniş bir yelpazede karşıt görüşlerin hedefi konumundayız.
“Konferansa katkı sunan tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum”
Bu yılki konferansın ana temasını Hakikat Ötesi Çağda Dezenformasyon ve İslamafobi ile mücadele teşkil ediyor. Müslümanlar yanında tüm insanları da etkileyen bu iki temel sorunun gündeme alınmasını son derece isabetli buluyorum.
Konferansa katkı sunan, içeriğini zenginleştiren, tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum. ”
Habere ulaşmak kolaylaşırken insanlığın hakikatle bağı giderek zayıflıyor” İnancımız sadece habere değil, haberin kaynağına, kimden geldiğine, hangi amaçla getirildiğine dikkat etmemiz gerektiğini emrediyor. Herhangi bir konuda karar almadan, harekete geçmeden önce haberi taşıyanı, yazanı, konuşanı iyi araştırmamız tavsiye ediliyor. Bilhassa iletişim çağında bu ilahi tavsiyelerin ne kadar önemi haiz olduğunu bizzat tespit ediyoruz.
Habere ulaşmak kolaylaşırken insanlığın hakikatle bağı giderek zayıflıyor. Medyanın, özellikle sosyal medyanın günlük hayatımızda daha fazla yer edinmeye başlaması avantaj yanında beraberinde hayati riskleri de getirmektedir. Bilgi kirliliği ve dezenformasyon bu tehditlerden en fazla öne çıkanlardır.”