Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Refah’ta düzenlediği saldırılara sert tepki gösterdi. Dünyanın katliamı canlı yayında izlemekle yetindiğini söyleyen Erdoğan, “İslam ülkeleri ortak karar almak için daha neyi bekliyor?” ifadelerini kullandı.
AK Parti’de gözler bu konuşmaya çevrildi…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı’na katılmak üzere TBMM’ye geldi.
Partililer tarafından büyük bir coşkuyla karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Masum çocuklardan ne istediniz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Refah’a yönelik saldırılarına ilişkin, “15 bin masum çocuktan ne istediniz? İnsanlığa bu kadar mı düşmansınız. Hiçbir din şu vahşeti meşrulaştırmaz.” dedi.
“ABD sen de bu soykırımdan sorumlusun”
“Dünya, Netanyahu denen kanla beslenen vampirin vahşetini canlı yayında izliyor.” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ABD sen de bu soykırımdan sorumlusun.” şeklinde konuştu.
“İslam ülkeleri daha neyi bekliyor”
İslam ülkelerine de seslenen Erdoğan, “İslam ülkeleri, ortak karar almak için daha neyi bekliyorsunuz? Tepki göstermek için daha ne olmalı?” ifadelerini kullandı.
“Ey BM insanlığın soykırımı durduramayacaksan sen ne işe yararsın”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’deki soykırıma yönelik tepkilerinde şunları söyledi: İsrail’in Gazze’deki soykırım, Refah’taki saldırılar ile daha kanlı safhaya girdi. Çadırlara düzenlenen saldırılarda 45 masum Filistinli şehit edildi. Görüntülere kalp dayanmıyor. Bir baba kafası kopmuş bebeğini çaresizlik içinde eğer kaldı ise dünyanın vicdanına gösteriyor. Hangi günahından dolayı öldürdünüz,
şu masum yavrucuktan ne istediniz, 15 bin masum çocuktan ne istediniz? İçinizde insanlıktan kırıntı kalmadı, hiç mi haddiniz hududunuz yok, insanlığa bu kadar mı düşmansınız. Dünya bir hastanın manyağın psikopatın kanla beslenen vampirin barbarlığını canlı yayında izliyor. Ey ABD, bu kan senin eline de bulaştı. Sen de bu soykırımdan en az İsrail kadar sorumlusun. Ey Avrupa başkanları, bu barbarlığa siz de ortak oldunuz, çünkü sustunuz. Yardım konvoylarını, camileri, hastaneleri vurdular sustunuz.
Gazze’de sadece insanlık ölmüyor, bebekler ölmüyor. Gazze’de sadece soykırım yaşanmıyor, basın özgürlüğü, çocuk hakları da ölüyor. Kimse çıkıp da bize ifade özgürlüğünden bahsetmesin. İsrail Gazze’de insanlığı, Avrupa’da kendi değerlerini öldürdü. Her platformda dünya beşten büyüktür diye haykırıyoruz. Ey BM, 21. yüzyılda canlı yayında insanlığın soykırımı durduramayacaksan sen ne işe yararsın? Dünyanın geleceği 5 ülkeye kaldı ise ne gerek var o binalara.
“Bu vahşet artık derhal durdurulmalıdır”
Gazze’de BM de ruhu ile birlikte ölmüştür. İslam ülkeleri, ortak karar almak için daha neyi bekliyorsunuz? Tepki göstermek için daha ne olmalı? Gazze sokaklarında şehit naaşlarını köpekler yiyor. İsrailli teröristler Filistinlilerin odalarına girip yatak odalarından fotoğraflar paylaşılıyor. Ne zaman tepki göstereceksiniz, bir araya gelip kararlı duruş sergileyeceksiniz?
İslam alemi ne zaman Filistin hakkını onurunu canını koruyacak? Allah bunun hesabını size, hepimize sorar. Bir avuç terörist Müslüman soykırımı yaparken duymazdan görmezden gelene Allah bunun hesabını sorar. İsrail uluslararası hukuk kontrolüne girmeden kimse, hiçbir devlet güvende değildir. Buna Türkiye de dahil. Bu barbarlık Gazze ile sınırlı mı sanıyorsunuz. Kan içmeye doymayacaklar. Sırtlarını sıvazlayanlar olduğu sürece durmayacaklar. Sadece Filistin için değil dünya barışı için de tehdittir. Bu vahşet artık derhal durdurulmalıdır.
“Tekrar söylüyoruz dünya 5’ten büyüktür”
Filistin’i devlet olarak tanıyan tüm dost ülkeleri tebrik ediyorum. Şu an 147 ülke Filistin’i ülke olarak tanımış durumdadır. 147 ülkenin ortak kararı 5 üyeden oluşan güvenlik konseyinin keyfine bırakılamaz. Tüm dost ve kardeş ülkeleri bu adaletsizliğe itiraz etmeye davet ediyoruz. Tekrar söylüyoruz dünya 5’ten büyüktür. 47 beşten büyüktür. insanlığın vicdanı beşten büyüktür.
Bu işgale son vermeli ve yaptığının bedelini de hukuk önünde ödemelidir. İsrail ve onu destekleyenler bu soykırımın unutulacağını zannediyor. Batı kamuoyunda soykırımlarını unutturmayı başardılar ancak bu soykırım unutulmayacak. Ölen bebekleri dünya unutmayacak. Hastaneleri camileri, kilseler hedef alan bu barbarlık unutulmayacak. Sanatçıları, gazetecileri, bilim adamlarını hedef alan bu vahşet unutulmayacak.
Çocuğunu toprağa veren babaları, Filistin topraklarında sahnelenen mezalimi unutturmayacağız. Öğrenciler, akademisyenler Siyonist lobinin baskılarına rağmen soykırıma karşı seslerini yükseltiyorlar. İfade özgürlükleri ellerinden alınmış durumda. Okuldan atılma tehditlerine rağmen gençler Filistin ile dayanışma halindeler. Dünya genelinde Gazze’yi yüreğinden taşıyan herkese dayanışma mesajlarımı gönderiyorum.
“İstanbul Müslümandır ve ebediyen öyle kalacaktır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan satır başları şu şekilde: İstanbul’un Fethi’nin 571. seneyi devriyesini milletçe kutluyoruz. Abidevi kişiliğiyle, ilmiyle, cesaretiyle İstanbul’u millete armağan eden Fatih Sultan Mehmet’i ve ordusunu bir kez daha rahmetle yad ediyoruz. Fetih İstanbul’un karanlık bahtını aydınlığa çevirmek demektir. Fetih anlaşılmadan gemileri karadan yürüten inanç, azim, inanç, ufuk ve strateji anlaşılmaz.
Fetih bayındır kılmak, sadece toprağı, şehirleri değil gönülleri de masur etmek demektir. Birileri hala kabul etmese de İstanbul Türk’tür, . Fethe işgal diyenlerin İstanbul’un duvarlarını ‘Zulüm 1453’te başladı’ diye kirletenlerin haçlı sürülerinden hiçbir farkı yoktur. İstanbul’a şehirlerden bir şehir olarak bakmadık.
Bize o kutlu ordunun neferlerinin bize emanetidir. İstanbul bizim göz bebeğimizdir, Ayasofya’yı Fatih’in mirasına uygun şekilde ibadete açtık. Eserlerimizle, hizmetimizle mührümüzü vurduk. Güzelleştirmeye devam edeceğiz. Başta Fethi Mübarek’te yer almış tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
“Biz kimi kimin hançerlediği kısmıyla ilgilenmedik”
28 Mayıs seçimleri sonrasında ifşa olan gizemli anlaşmalar ülkemizin nasıl bir felaketten döndüğünü ortaya koyuyor. Koltuk uğruna tüm değerleri nasıl sattıklarını ibretle takip ediyoruz. Ortaya dökülenler buz dağının sadece bir kısmıdır. Türk siyasetini zehirlemek vakit, enerji kaybettirmek çıksın milletin soru işaretlerini gidersin.
İşaret diliyle ve imalarla konuşmayı bıraksın. Biz kimi kimin hançerlediği kısmıyla ilgilenmedik ama 14-28 Mayıs seçimlerinde milletimizin sırtına saplanmasına da izin vermedik. Ağır mesuliyetin farkındayız. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak teminatıyız. Farklı tercihte bulunanların da haklarına sıkı sıkıya emanetine sahip çıkıyoruz. Türkiye Yüzyılı’nın inşası için küresel siyasette iddia sahibi bir Türkiye için canla başla çalışıyoruz.
“Türkiye’deki darbeler, Filistin davasından ayrı düşünülemez”
İlk günden beri ziyaret ettiğimiz tüm ülkelerde bu konuyu gündeme getirdik. Soykırım davasında müdahil olmayı kararlaştırdık. İsrail yönetiminin açıktan tehdit ettiğini görüyoruz buna fırsat verilmemelidir. Türkiye’deki darbeler, Filistin davasından ayrı düşünülemez.
Darbelerin zamanlamasına baktığında Filistin ile dayanışmamızı kırmaya yönelik olduğunu görmüş olursunuz. Mesele sadece Gazze’dir, Filistin’dir. Siyonizm’in eli, içerdeki iş birlikçileri ve piyonlarıyla bölgedeki her ülkeyi karıştırmaya çalıştırmaktadır. İşte biz buna “dur” dedik. 15 Temmuz’da milletimizle birlikte direniş göstererek darbeye karşı çıktık.
“Türkiye’yi darbe mahsulü anayasadan kurtaracağız”
Milli iradeye kastedilmesine , ipotek altına alınmasına müsaade etmeyeceğiz. Menderes, Polatkan ve Zorlu’yu bir kez daha yad ediyoruz. Türkiye’yi darbe mahsulü anayasadan kurtaracağız. Bugüne kadar rotamızı daima milletimiz belirledi. Elitlere değil, halka baktık. Sessiz yığınların sesi olduk. Ne yaptıysa milletimiz için yaptık. Ne başardıysak milletimizin desteğiyle başardık. Bugün de aynı hassasiyetle yolumuza devam ediyoruz edeceğiz.