Irak’ın kuzeyinde sürdürülen hain referandum sürecinde şer odakları iş başında. Türkiye’nin bu hain referandum ile ilgili olarak tavrını net bir şekilde ortaya koymuştur. Emperyalizme hizmet eden Barzani bu coğrafyayı yüz yıl önce düştüğü tuzağa tekrar düşürüyor. Barzani emperyalizmin kaos ve çatışma amacına hizmet ederek Kürtleri de yanlızlığa itiyor..
Barzani ve avaneleri bu coğrafyayı tekrar etnik kimlikler üzerinden bir kaos içine çekmek için adım adım kaosa ve çıkışı zor olan bir yola giriyor.. Bu hain adım aynı zamanda Kürt, Arap ve Türk düşmanlığınında habercisidir.
Daldan dala koşan Barzani bu coğrafyayı 100 yıl önce düştüğü tuzağa düşürmüş durumda. Hem de en rahat olduğu dönemde… Çünkü bir kere sırtını güçlü bir dosta, Türkiye’ye dayamıştı… Güvenlik sorunu yoktu, ekonomik faaliyetleri devam ediyordu. Çevresel baskılara maruz kaldıklarında koşup geldikleri bir Türkiye vardı…
Türkiye, dost kapısını hainlerin yüzüne derhal sert bir şekilde kapatmalıdır. Bu noktadan hareketle Türkiye ulus devlet olduğunu net bir şekilde ortaya koymalı, bu referandumu savaş sebebi sayarak, Kerkük’teki soydaşlarımızı ve Irak’ın toprak bütünlüğünü korumak adına derhal askeri müdahalede bulunmalıdır. İsrail’in tuza düşürdüğü Barzani bölgedeki Kürt Halkına yaptığı kötülüğün bedeli olarak da ülkesini derhal terk etmelidir…
İsrail’in piyon olarak kullandığı Barzani sayesinde sözde bağımsızlık referandumunun sonuçlarının zamana yayılarak adım adım uygulamaya konulmasının amaçlandığı görülmektedir. Bu durumda Türkiye’nin fiili askeri güç kullanımını da içeren etkili ve kapsamlı bir “Caydırıcılık politikası” izlemesi ve bunun için gerekli tüm önleyici ve zorlayıcı tedbirleri süratle belirleyerek gelişmelerin seyrine göre tedricen uygulamaya koyması kaçınılmaz hale gelmiştir…
Her platformda demokrasiden ve Irak’ın toprak bütünlüğünden dem vuranlar Kuzey Irak’ta bağımsız devlet ilanını Irak’ın nihai olarak parçalanmasına yol açacak ve Türkiye’nin milli güvenliği için çok ciddi bir tehdit oluşturacak planlarının hayat bulması için Barzani ve avanelerini net bir biçimde kullanmaktadırlar…
Türkiye böyle bir bölücülük, kaos ve tehdit içerikli gelişmeyi önlemek için tüm imkanlarını kullanacak ve bu vahim sonuna kadar karşı koyacak güçtedir. Kuzey Irak’ta yapılan hükümsüz ve korsan referanduma siyasi ve hukuki sonuçlar kazandırma çabaları, tüm bölgeyi içine alacak büyük bir yangının fitilini ateşleyeceği net bir şekilde ortadır..
Referandumun uygulamaya geçirilmesi yolunda atılacak adımlar, Irak’taki Türkmenler ile Arapların yanı sıra, bölge ülkelerini de içine alacak top yekün bir çatışmaya davetiye çıkaracaktır. Böyle bir bölgesel çatışma ortamından en fazla zarar görecek olan da Irak’lı Kürtler olacaktır. Siyasi hayatının sonuna gelen Barzani, Irak’ın ayrılmaz bir parçası olan Kürtlerin geleceğini de ateşe atmaktadır.
Barzani’nin sözde bağımsızlık hayallerine aleni destek veren yegane devletin İsrail olması, her bakımdan düşündürücü ve ibret vericidir. İsrail’in güvenliğinin Ortadoğu ülkelerinin parçalanmasından geçtiğini düşünen Yahudi devleti, Barzani’nin en büyük müttefikidir. Ortadoğu’da barış ve istikrarın önündeki en büyük engel olan işgalci İsrail, bölgede kendisinden sonra ‘İkinci bir çıbanbaşı’ oluşturma hevesindedir…
Bölge ülkelerinin karşı çıktığı ve sadece İsrail’in desteklediği suni bir siyasi oluşumun varlığını sürdürmesinin imkansız olduğu ortadadır. Temennimiz Barzani’nin de bu gerçeği vakit çok geç olmadan görmesidir. Yaşanan son gelişmeler Türkiye’nin milli güvenliğini ve Türkmen kardeşlerimizin varlığını ve geleceğini doğrudan ilgilendirmektedir…
Uzun lafın kısası olarak, İran ve Türkiye, Rusya’yı da yanına alarak Irak’ın toprak bütünlüğünü ve Türkiye başta olmak üzere diğer komşu ülkelerin bekasını ve huzurunu inşa etmek adına derhal bu geceden itibaren Irak’a havadan ve karadan askeri operasyon düzenlemeli İsrail uşağı Barzani’yi al aşağı etmelidir. Piyon Barzani ve avaneleri öteden beri sıkıştıkları her anda Türk’e sığınmışlardır ama asla dost olmamıştır…