Paris yönetiminin izlediği politikayı beğenmeyen çiftçiler, otoyolları yakmaya başladı. Çiftçiler, su kaynaklarına kolay erişim isterken, düşük gelirden şikayetçi. Almanya’da başlayan çiftçi protestoları Fransa’ya da yayıldı.
Çalışma koşullarına tepki gösteren Fransız çiftçiler, başkent Paris’e doğru 10 bin traktörle yola çıktı. Fransa’da çiftçiler, hükümetin yeni kararlarına rağmen Paris’e giden yolları kapattı.
Protestolar yeni boyut kazandı
Günlerdir süren protestolar ise artık yeni boyut kazanmaya başladı.
Yolu yaktılar
Orleans-Clermont-Ferrand arasında bulunan A71 karayolu çiftçiler tarafından yakıldı. Yolların zarar gördüğü protestolar sonrası yetkililer, vatandaşlara bu yolları kullanmaması gerektiğini tavsiye etti.
15 bin polis ve jandarma görevlendirildi
İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, 15 bin polis ve jandarmanın traktörleri Paris’e ve diğer protestoların yaşandığı şehirlere sokmamak ve havaalanlarına erişimi açık tutmak için görevlendirildiğini söyledi.
Protestolar diğer şehirlere de yayıldı
Birçok çiftçi sendikası lideri, üyelerinden bu hafta boyunca özellikle salı günü Attal’ın parlamentoya hükümetinin siyasi programını açıklayacağı tarihe kadar hükümet üzerinde maksimum baskı uygulamalarını istedi.
Güneybatı Fransa’da, protestocular, hafta sonu Pau, Bayonne ve Agen dışındaki yolları bloke etmeye devam ettiler ve çiftçiler pazartesi öğleden sonra Lyon’u kuşatmayı planlıyorlar.
Çevre düzenlemelerine karşı çıktılar
AB’nin en büyük tarım ülkesi Fransa’da çiftçiler, kendilerine yeterince ödeme yapılmadığı belirtirken, çevrenin korunmasına ilişkin aşırı düzenlemelerin kendilerini baskıladığını ileri sürdü.
Çiftçiler, hükümet ve perakendecilerin gıda enflasyonunu düşürme çabalarının birçok üreticiyi enerji, gübre ve nakliye için yüksek maliyetleri karşılayamaz hale getirdiğini savundu.
Fransa’da hükümetin enerji dönüşüm politikası çerçevesinde çiftçilere dizel yakıt vergi muafiyetini aşamalı olarak kaldırma planı tepkileri artırdı.
Ukrayna’dan yapılan büyük ithalatlar hoşnutsuzluğu körükledi
Rusya’nın işgalinden bu yana AB’nin kota ve vergilerden feragat ettiği Ukrayna’dan yapılan büyük ithalatlar hoşnutsuzluğu körükledi.
AB ile Güney Amerika Ortak Pazarı arasındaki ticaret anlaşması da şeker, tahıl ve ette haksız rekabet şikayetlerini yükseltti.
Çiftçiler, katı ve karmaşık AB politikalarının ele alınmasını istedi. Tarım arazilerinin yüzde 4’ünün nadasa bırakılması zorunluluğu bu konular arasında yer aldı.
Fransa’da çitlerin onarılması gibi politikaların zorlayıcı olduğunu ifade etti.
Sulama projeleri, hayvan refahı ve tarım ilaçlarıyla ilgili eleştiriler de yapıldı. Yaşlanan Fransız çiftçi nüfusunun toplum tarafından göz ardı edildiği belirtildi.
Hükümetin adımları ve beklentiler
Fransa’da hükümet, krizi yatıştırmak için hareket geçti. Başbakan Gabriel Attal, çiftçiler için mazot vergisi artışlarının kaldırıldığını açıklarken, bürokrasiyi azaltacak adımları hayata geçirdi.
Şarap üreticileri için daha fazla destek üzerinde çalışılırken, hayvancılık için de ek tedbirler alınması bekleniyor.
Avrupa’da çiftçiler eylemde
Başta Almanya, Fransa, İspanya, Hollanda, Belçika, Polonya, İtalya ve Macaristan olmak üzere pek çok AB ülkesinde çiftçiler son dönemde uygulanan tarım politikalarına tepki gösteriyor.
Çiftçilerin eleştirdiği konular arasında Birliğin tarım politikaları, doğa restorasyon hedefleri, desteklemelerdeki kesintiler, Rusya-Ukrayna Savaşı sonucunda ortaya çıkan yüksek enerji, yakıt ve gübre maliyetleri, Ukrayna’dan gelen ucuz tahıl ürünleri ve su tasarruf tedbirleri yer alıyor.
Avrupa’nın dört bir yanındaki çiftçiler geçen yıldan beri akaryakıt fiyatları, vergilerdeki artış ve destekleme ödemelerinin yetersizliği nedeniyle kamu kurumları ve çeşitli kuruluşların önüne çamur veya gübre dökerek ya da yolları kapatarak protestolar düzenliyor.
Avrupalı çiftçiler, AB’ye, “Yeşil Mutabakat kapsamında karbon gübre ve pestisit kullanımına ilişkin katı kurallar getirerek tarımsal üretimi zorlaştırma” eleştirisinde bulunuyor.
Polonya ve Romanya’da ucuz Ukrayna tahılının ithalatının yasaklanması talebi öne çıkarken, Fransa’da artan yakıt fiyatları, İtalya’da ise AB’nin “Yeşil Mutabakat” programı ve artan maliyetler tepkilerin odak noktasını oluşturuyor.