Türkiye ne zaman ayağa kalktıysa iç ve dış güçler hep tetikte olmuş birlik ve beraberliğimize kast etmişlerdir. Bir yıldan beri ülke gündemimizi meşgul eden ve bir arpa boyu kadar yol almayan Millet ittifakının son masa oyunu bize birçok konuyu atlamamızı sağlamıştır.
Bizi sürekli narkozlayan ve depremde can veren yaklaşık 50 bin vatandaşımızın acısını unutturan bu masa devirme olayının perde arakasını iyi okumak lazım. İki perden oluşan bu tiyatroyu yine iki ana başlıkta incelemek lazım.
Birinci olay tesadüf mü, oyun mu bilemedik. ABD Genel Kurmay Başkanı Mark Milley Kuzey Suriye’ye gelip PYD/PKK güçlerini ziyaret etmesiyle ülkemizdeki masa devirmelerin ard arda gelmesi bizi kuşkulandırıyor. Bildiğimiz bir gerçek var ki o da emperyalistler bizleri sürekli narkoz uyuşukluğunda tutup, ülkemizi günübirlik olay ve oyunlarla oyalamaya çalışıyorlar. Tesadüfe bakınız. 03.03.2023 Akşener 6’lı masayı aniden terk ediyor. Ve bu terk ediş birden ülkemizin gündemine oturuyor. Ve uyuşturulan Türkiye gündeminden bir gün sonra yani 04.03.2023’te ABD Genel Kurmay Başkanı Mark Milley Kuzey Suriye’ye gelip PYD/PKK güçlerini ziyaret edip denetliyor. Tabi bizim ülke gündemi halen Akşener’in masayı terk etmesinin şokundan çıkmadığı için bu oyun kurucuların manevraları perde arkasında sönük kalıyor.
ABD Genel Kurmay Başkanı Mark Milley Kuzey Suriye ziyareti bitikten bir gün sonra da Akşener, devirdiği masaya yeniden dönüyor. Türkiye, gerek iktidarı gerekse muhalefeti masa devirme gündemiyle meşgulken olup biteni okuyamıyor. Cennet vatanımız Türkiye’mizin insanları sürekli narkozlanıyor. Bir yandan deprem ile okullarda uyutulan halk, diğer taraftan dış operasyon ve algılarla Meral Akşener’in masayı devirmesi olayı bu gerçeği görmeyi gölgelemiştir.
İkinci olay ise, “büyük lokma ye ama büyük konuşma” diye halk dilinde çok güzel bir deyimimiz vardır. Bu deyim tabiri caiz ise tam Meral Akşener’i anlatıyor. Meral hanım, kamuoyunun anlamlandıramadığı altılı masa krizine dair ses getiren açıklamalarında geri vites yapması her kesimde şok etkisi yaptı.
“Ya tarih yazacağız ya da tarih olacağız” diye çok sert çıkışlar yaparak 6’lı masayı dağıtan İyi Parti lideri Meral Akşener’in yeniden “U” dönüşü yaparak geri dönmesiyle tarih olacağının sinyalini verdi. Bu “U” dönüşü “Meral Akşener’in Sevr masasının” figüranı olduğunu kanıtlamıştır. Anketçilerin makyajladığı yüzde 20 oy oranı ile havaya giren İYİ Parti bu çelişkili dönüşüyle ciddi bir güven ve itibar kaybına uğramıştır.
Bu kadar sert bir çıkıştan sonra masaya utanmadan sıkılmadan dönmesi, ABD Genel Kurmay Başkanı Mark Milley Kuzey Suriye ziyareti planı dahilinde değilse o zaman eski Bakan Yaşar okuyan beyin Kılıçdaroğlu’na teslim ettiği dosyalar etkili olmuştur demektir. Belli ki büyük bir baskı altında Sevr masasına oturan Akşener, eğer baskı altında Kılıçdaroğlu’nun adaylığını onaylamış ise vakit geçirmeden istifasını sunması lazım. Şahsen bu çirkin hareketten sonra Meral Akşener’in istifasını bekliyorum.
Bu Sevr Masasında tek mutlu olan bütün masayı Kılıçdaroğlu ile dizayn eden Davutoğlu’nun kendisi olmuştur. Davutoğlu bu performansı ile galiba birinci başkan yardımcılığını da garantilemiştir. Bize göre, Davutoğlu kendi ihtiraslarıyla o masayı bu hale getiren kişilerin başında geliyor.
Bakın ne demişti; meral hanım! Ne noter masasına, ne de kumar masasına oturmayacağız. Bu sözlerinden 72 saat sonra onun tabiri ile ‘Noter masasına’ oturdu, oturduğu yerde de adaylığı imzalattılar. Tuzak mı kurdular, yoksa İsrail Cinleri marifetiyle beynine mi girdiler, içerden mi, dışarıdan mı nasıl bir baskıya maruz kaldı bilemiyoruz.
Bildiğimiz odur ki, Akşener’in önceki gün söylediklerinden bugüne o söylediklerini yutturan kendisine hangi bir dış ve iç kuvvet oldu? Yaşar Okuyan’ın “elimde onu bitirecek dosyalar var” dediği dosya ve belgeler tehdidine mi maruz kaldı? Bir şantaja mı maruz kaldı? Bizim bilmediğimiz bir şey mi vaat edildi. Onu da zamana bırakalım. Onun da kokusu çıkacaktır elbet.
Önceki günden bu güne sarkan “U” dönüşü yaparak Sevr masasına sıkılarak oturduğunu yüz ifadesinden okuduğumuz Meral Akşener’den toplumun beklediği bir açıklama var. Akşener, her ne sebeple bu masaya geri dönüş yapmış ise, “Ben bir şantaja uğradım. Ben bir tehdide uğradım” veya tam tersi “Ben hiçbir baskı olmadan bu masaya gittim oturdum.” Hangisini diyecekse vakit geçirmeden kendi ağzından bu açıklamayı millete duyurmak zorunda.
Tarih yazmak niyeti ile önceki gün çok önemli bir çıkış yapan tarih yazma yerine tarih olacak olan ve dün ki rezillik İyi Parti adına Meral Akşener’in Sevr masası oldu. Keza bu rezillik Sevr imzası olmuştur İyi Parti adına. Sonuç itibariyle, Meral Akşener’in masayı devirdi rolünü üstlenmesi bize göre, ABD Genel Kurmay Başkanı Mark Milley Kuzey Suriye’ye gelip PYD/PKK güçlerini ziyaret edip gitmesini sağlamıştır. Meral Akşener, bu eylemiyle hem kendisini hem de partisini tarihe gömmüş ve Amerikan emperyalizminin ekmeğine yağ sürmüştür.
Meral Akşener’in önce masa devirmesi sonra geri dönmesini ABD’nin yeniden Kuzey Suriye’de yapılanmasını sağladığını ve bunu ciddi bir tehlike olarak okuduğumuzu vurgulamak istiyoruz. Türkiye’nin güneyini etkisi altına deprem ile, Akşener’in rol gereği masa devirme operasyonu Türkiye’nin elini kolunu bağlamıştır. ABD’nin gerek Yunanistan’da gerekse güneyimiz Suriye’deki PKK ve üst yapılanmasına dikkat çekilmesini arzuluyoruz.