Suriye’de Esad rejiminin sona ermesiyle, bölgede önemli ekonomik fırsatların doğması bekleniyor. Ülkede yenilenme ve ticaret koridorunun açılmasıyla Türkiye’ye 100 milyar dolarlık pazar açılacak.
Suriye’de 13 yıldır devam eden iç savaşın seyri, 27 Kasım’da Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalif grupların başlattığı saldırılarla hızla değişti.
Rejim karşıtı güçler, 7 Aralık gecesi başkent Şam’a girdi.
Suriye lideri Beşar Esad ve ailesi ise Rusya’ya sığındı.
Yönetimi ele geçiren muhalifler, şehirlerin toza döndüğü ve ekonomiyi çökerten iç savaştan sonra ülkeyi yeniden inşa etme gibi devasa bir görevle karşı karşıya.
TÜRKİYE KİLİT KONUMDA
Türkiye, yeniden inşa ve büyük dönüşüm sürecinde kilit rol üstlenecek.
Türkiye’de yaşayan Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönüşü, hem sosyal hem de ekonomik anlamda etkiler yaratacak.
12 yıldır kapalı olan Şam yolu yeni ticaret koridorlarına açılacak. Milyonlarca mültecinin dönüş yolunda olduğu şu günlerde Türkiye’nin ekonomik yükleri de önemli ölçüde düşmüş olacak.
100 MİLYAR DOLARLIK İNŞAAT PAZARI
Sadece inşaat sektöründe Türk firmalarının Suriye’deki projelerden alacağı payın, ilk yılda 3 milyar dolar, 5 yılın sonunda ise 40 milyar dolarlık bir toplam hacme dönüşmesi bekleniyor.
Analizlerde, Suriye’nin yenilenmesi süreci ve ticaret koridorunun açılmasının Türkiye’ye etkisinin 100 milyar doların üzerine çıkacağı vurgulanıyor.
ALTYAPI YENİDEN İNŞA EDİLECEK
Suriye’de savaş boyunca zarar gören elektrik şebekeleri, yollar, köprüler, hastaneler ve okullar gibi temel yapıların yeniden inşa edilmesi gerekecek.
Bu durum, Türk müteahhitlik firmaları için devasa bir pazar anlamına gelecek.
Türk şirketleri, 2000’li yıllardan itibaren bölgede başarılı projelere imza atmış ve inşaat sektöründe önemli bir deneyim kazanmıştı.
Halep, Şam ve Lazkiye gibi kritik şehirlerde altyapı projeleriyle büyük şantiyeler kurulacak. Bu projeler, yan sanayi ve malzeme ihracatında da büyük artış sağlayacak.
TİCARET YOLLARI TEKRAR CANLANACAK
Türkiye’nin Suriye’ye coğrafi yakınlığı, lojistik sektörü için büyük bir avantaj sağlayacak.
Halep üzerinden Şam ve Ürdün’e uzanan ticaret yolları tekrar canlanacak ve Türkiye’nin ihracatında ciddi bir artışa yol açacak.
Ayrıca, Türkiye’nin Mersin ve İskenderun limanları, Suriye’nin ticaret akışında lojistik merkez olarak kullanılabilecek.
Bu durum, Türkiye’nin transit ticaret gelirlerini de artıracak.
PETROL REZERVLERİ GÜNDEMDE
Suriye, savaş öncesi dönemde enerji kaynaklarıyla dikkat çeken bir ülkeydi.
Petrol ve doğalgaz rezervleri, savaş yıllarında çeşitli grupların kontrolüne geçerek ekonomiden uzaklaştı.
Bu rezervlerin yeniden ekonomiye kazandırılmasında Türkiye, enerji şirketleri aracılığıyla önemli bir rol oynayacak.
Ayrıca enerji iletim hatlarının yenilenmesi ve bölge ülkelerine elektrik ihracatı, yeni bir işbirliği alanı sunacak.
SURİYE’DE TURİZM TEKRAR CANLANACAK
Suriye’de barışın sağlanmasıyla birlikte turizm sektörü de tekrar canlanacak. Şanlıurfa, Gaziantep ve Hatay gibi Türkiye’nin sınır şehirleri, artan turist hareketliliğinden faydalanacak.
Aynı zamanda, Suriye’deki tarihi alanlara yapılacak ziyaretler, Türkiye’yi bu alanda bölgesel bir merkez haline getirecek.
Öte yandan, Türkiye’de yaşayan Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönüşü, hem sosyal hem de ekonomik anlamda etkiler yaratacak.
Mültecilerin dönüşüyle Türkiye’nin üzerindeki ekonomik yük azalacak ve sosyal entegrasyon sorunları hafifleyecek.
DENGELİ BİR DİPLOMASİ İZLENECEK
Her ne kadar Suriye’deki siyasi değişimin Türkiye için büyük ekonomik fırsatlar sunması beklense de bu süreçte karşılaşılabilecek riskler de bulunuyor.
Politik istikrarın tam olarak sağlanması ve güvenliğin tesis edilmesi, bu fırsatların gerçekleşmesi için temel şart olacak.
Bölgede rekabet eden diğer güçlerin (Rusya, İran ve Çin gibi) etkisi dikkate alınarak dengeli bir diplomasi izlenecek.
YENİDEN İNŞASI İÇİN GEREKEN BÜTÇE 400 MİLYAR DOLAR
Birleşmiş Milletler’in yayınladığı raporlara göre, Suriye’nin savaş sonrası yeniden inşası için gereken bütçe 400 milyar doları da aşabilir.
Vision of Humanity’nin verilerine göre, iç savaşın başladığı 2011’dan bu yana ülkedeki konutların yüzde 17.5’i yıkıldı. Tahminler, savaştan kaynaklanan altyapı hasarının 117.7 milyar doları bulduğunu gösteriyor.
Yaşanan yıkım ve tahribat 2010 yılında ülkenin GSYİH’sinin 2 katına tekabül ediyor.
2017 yılı itibarıyla Dünya Bankası raporuna göre, petrol dışı ekonomi, altyapıların tahrip olması, yakıt ve elektriğe erişimin azalması, düşük iş güveni ve ticaretin aksaması nedeniyle yüzde 52 oranında küçüldü.
BORSA İSTANBUL OLUMLU TEPKİ VERDİ
Suriye’de yaşanan gelişmeler Borsa İstanbul’da yankı buldu.
Türkiye’nin, yeni kurulacak Suriye rejimiyle ilişkilerini güçlendirme ihtimaline yönelik iyimser beklentiler ve bölgede savaş tahribatını gidermek için yeniden yapılandırmada öne çıkan ülke olması Borsa İstanbul’da çimento hisselerine ilgiyi zirveye taşıdı.
İNŞAAT VE ÇİMENTO HİSSELERİ UÇTU
İnşaat, demir-çelik ve inşaat yan sanayi hisselerinde de sert alımlar dikkat çekti.
Borsa İstanbul’da endeks günü yüzde 1.75’lik yükselişle tamamlarken, çimento şirketlerinin yer aldığı taş-toprak endeksi yüzde 8.2, metal ana sanayi yüzde 4, inşaat endeksi ise yüzde 3.5 prim yaptı.
Çimsa, Kaleseramik, Uşak Seramik, Yibitaş, Çimentaş, Konya Çimento, Afyon Çimento, İsdemir, Oyak Çimento, Nuh Çimento, Akçansa hisseleri yüzde 10’a yakın prim yaptı.
Ereğli ve Kardemir’de yükseliş gün içerisinde yüzde 6’yı geçti.