Esed rejiminin İdlib’deki Türk askerine yönelik saldırısının ardından, Türkiye’nin başlattığı Bahar Kalkanı Harekatı’nın yankıları sürüyor. Yazar Serdar Turgut, Erdoğan’ın “Bugün Suriye’de bu mücadeleyi vermezsek yakında bunu kendi ülke topraklarımızda vermek zorunda kalabiliriz” sözünü hatırlatarak, bölgede 2018 yılında yaşananlarla ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Habertürk Yazarı Serdar Turgut’un yazısı şu şekilde; 2018 yılı Şubat ayı içinde 8 günde çok ilginç gelişmeler yaşandı.
Bu gelişmeler sonucunda Rusya ile ABD, Suriye’nin geleceği, Kürtler ve nasıl bir Suriye oluşturulacağı konusunda ön anlaşmaya vardılar.
Başlıktaki soruyla başlayarak bugün sadece bazı kritik soruları sormakla yetineceğim.” O” 8 gün içinde ne oldu da bugünlere gelindi. Varılan anlaşmanın sonucunda Türkiye ile ilgili neler konuşuldu. Bunlar henüz net belli değil ama bazı soruların sorulmasının da tam günü.
Gelişmeleri ben o dönemde çok yakından izlemiş olduğumdan kafamda bazı cevaplar da var ama bugün benim ne düşündüğüm şu anda önemli değil. Burada asıl önemli olan devletimizin olan biteni görmekte olup olmadığı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün Suriye’de bu mücadeleyi vermezsek yakında bunu kendi ülke topraklarımızda vermek zorunda kalabiliriz” dediğine göre ben devletin o günlerin gerçek anlamını çözümlemiş olduğunu düşünüyorum.
Bunu da belirtikten sonra sorularımızı sormaya başlayabiliriz:
1- Putin’in Ortadoğu danışmanı Vitaly Naumkin 2018 Şubat ayının 28’inde Washington’a neden geldi? Putin’den ne özel mesaj getirdi?
2- Bir gece sonra 26 Şubat’ta Vitaly Naumkin, Georgetown Üniversitesi’nde sadece özel davetlilerin katılabileceği yemekli konuşmasında Suriye’nin geleceği ve Kürtler konusunda neler anlattı?
3- Washington’un tüm dış politika ve ulusal güvenlik yapısının elitlerinin katıldığı bu önemli toplantı hakkında Amerikan basınında neden tek bir haber bile çıkmadı? Konuşulanları ben öğrenebildiğime göre Amerikan medyasının devletle kaynakları çok daha iyi olan gazetecilerinin bu konuda tek bir yazı bile yazmamış olmaları tuhaf değil mi?
4- Yoksa konuşulanlar son derce kritik olduğundan ve meselenin Türkiye’yi ilgilendiren boyutu henüz o günlerde tam çözülememiş olduğundan mı acaba gazetecilere “Bu konuda bir şey yazmayın” diye rica mı edildi?
5- Naumkin gelmeden bir hafta önce Rusya’nın üç istihbarat servisinin başındaki isimler gizlice CIA’nin yardımıyla Washington’a gelip o günlerde CIA başkanı olan Mike Pompeo’nun odasında neler konuştular? Orada casuslar Naumkin’in bir hafta sonra açıklayacağı Suriye planının ön hazırlığını mı yaptılar?
6- Aralarında Rus istihbaratının SVR Örgütü’nün başı Naryshkin’in ve FSB’nin başı Alexander Bartnikov’un da, (üçüncü kişi askeri istihbaratın temsilcisiydi) bulunduğu bu grubun aslında Amerika’ya girmeleri yasaktı çünkü haklarında yaptırımlar vardı. Buna rağmen CIA bunları neden gizlice Washington’a getirtmek gereği duymuştu?
7- Amerikan basının CIA ile neredeyse iç içe yaşamakta olan gazetecileri bu önemli gelişme hakkında neden tek bir haber yorum yayınlamadılar. Neden bu konu sadece benim köşemde işlenebildi?
Düşünsenize Rus istihbaratının üç önemli ismi gizilce Washington’a getirtiliyor ve Pompeo ile görüşüyorlar ve bu bir tek benim köşemde yer alıyor. Bu normal bir şey mi Allah aşkına?
8- Kürtlere özel sevgisi ve yakın bağları bulunan Vikrtor Naumkin’in açıkladığı planda Suriye Kürtlerinin geleceği konusunda neler deniliyordu?
9- Bu konuşmalarda Rusya’nın ‘Kuzey Irak Modeli’ Amerikan tarafının ise ‘Kamışlı Modeli’ diye adlandırdığı Kürt Otonom Bölgesi’nin konfederatif Suriye içindeki yeri tartışıldı mı?
10- Bu tartışmalar bağlamında Türkiye nasıl ele alındı? Amerika ve Rusya, Türkiye hakkında da ortak bir zeminde buluştular mı?
11- 27 Şubat’ta CIA Başkanı Pompeo, Başkan Trump’a günlük verdiği brifinge o gün neden geç geldi? O günkü PDB (Presidential Daily Briefing) nasıl geçti? O PDB de Türkiye hiç konuşuldu mu? Trump kendisine sunulan Rusya’nın Suriye ve Kürt planına yönelik hiç yorumda bulundu mu? Bir hafta önce Rus casus liderlerini neden gizlice getirttiğini Pompeo’ya sordu mu?Sorduysa da buna ne cevap aldı?
12- Brifingden sonra Başkan Trump, Rus Devlet Başkanı Putin’i telefonla aradı. Bu görüşme neden bu kadar uzun sürdü? İki liderin üzerinde o günlerde tam anlaşamadıkları konu neydi? Bunun Türkiye ile ilgisi var mıydı?
Sevgili okurlar ben bütün yaşanmakta olanların bu anlattığım gelişmeler ile direkt bağlantılı olduğunu düşünüyorum. İşte bu yüzden sadece soruları sormakla ve hatırlatmakla yetindim.
Göz Atmak İster misiniz?
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Emekliyle asgari ücretliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz
Asgari ücretli ve emekli vatandaşların enflasyona ezdirilmeyeceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kırmızı ette fiyatları düşürecek …