Geçmiş yıllarda olduğu gibi, 15 Temmuz 2016’da da Türklüğe kefen biçen eli kanlı güçlerin, tezgah ve oyunlarının defalarca bozulduğuna, milletimizin başına yapışan belanın def edildiğine bir defa daha tanık olduk.
Kahraman Türk Milletinin şanlı mazisini haysiyetli istikbale taşıma istemiyle girdiği ölüm-kalım savaşlarından alnının akıyla, çıkan aziz milletimiz, 15 Temmuz FETÖ kalkışmasının, yüzyıllardır süren saldırı ve habis senaryoların en vahşi, en merhametsiz türünü gördü yaşadı ve 15 Temmuz’da Türkiye’nin attığı çığlığı ile bertaraf etmesini bildi.
Yıllardır Türk milletinin egemenliğini ve bekasını eline geçirmek hem de cennet vatanımızı işgal etmek için dahili ve harici düşmanlarımız hiç boş durmadı. Yıllarca kardeşi kardeşe kırdırdılar. Sağ dediler, sol dediler olmadı. Alevi-sunni dediler oda tutmadı. Kürt- Türk dediler o da tutmayınca en sonunda 15 Temmuz’un, karanlık bir planın, istismar ve takiyye postuna saklanmış ederi bir dolar olan şerefsizler, verilen selalarla, tankın önüne sere serpe yatan kahramanlarla durdurulmuş, dağlanmış ve dağıtılmışlardır..
Kahraman ecdadından aldığı ilham ve ruhla ayağa kalkan diriliş ruhu, milleti diri diri yakmak ve toprağa gömmek isteyen hainleri ve arkalarındaki güçleri yerle bir ederek, Türk’e kefen biçmeye kalkışanların kefenleri biçilmiştir.
Çünkü Türk, imanlıdır, iradelidir, ihaneti sevmez ve göz yummaz, milli olan sükunu değil, mücadeleyi sever, uyuşukluğu değil, uyanıklığı seçer. Dün olduğu gibi 15 Temmuz’da da gördük ki bu aziz millet milli ruh ve duruşu sergiledikçe, hainleri ve illeti silip süpürmektedir.
15 Temmuz’da asker kamuflajına giren ve istiklalimize göz diken, varlığımıza diş bileyen hainler ağa babalarıyla birlikte püskürtülmüştür. 15 Temmuz’da 249 vatan evladı şehit, 2 bin 193 vatan evladı gazi olmuştur. Hepsine şükran borçlu olduğumuz unutulmamalıdır. Milli şuur ayakta değilse, millet ölüm yatağındadır.
Bizi geleceğe taşıyacak olan bu şuur, kardeşlik hukuku, iç barış ve huzur ortamıdır. Milli ruh, bezginlik, baygınlık, durgunluk, teslimiyet ve kaybetme tanımaz, kabul etmez. Dayanışma ve kucaklaşmayla her mihnet aşılacaktır. 15 Temmuz’da destan yazan milletimizle bir kez daha iftihar ediyor ve Aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize de şükranlarımızı sunuyoruz.
15 Temmuz’da da gördük ki Türk gençliği Türk vatanının hem süsüdür, hem de bekasının güvencesidir. Bu sebepledir ki Türk, milletine namlusunu çevirmiş tankı hiçbir zaman selamlamaz. Çünkü; Türk esir olmaz. Çünkü; Türk Devletsiz olmaz. Çünkü; Türk Bayraksız olmaz. Çünkü; Türk Ezansız olmaz. Çünkü; Türk Hürriyetsiz olmaz.
Ne mutlu Türküm diyene!