Emperyalistlere mektup!

Kardeşin kalleşi, kalleşin de kardeşi olmaz. Ey Siyonistler ve emperyalistler, çıkardığınız her savaşı güya mazlumlara özgürlük için başlatıyorsunuz ama her ne hikmetse ölenler hep mazlumlar oluyor. Size göre insan hayatı çok ucuzudur. Sizin için insan hayatının dini milliyeti hiç fark etmez. Ucuz gördüğünüz insan hayatı siz emperyalistlere bakın ne kadar çok pahalıya mal oluyor!
Ortadoğu’da IŞİD oldunuz, masum insanları diri diri yaktınız. Bununla da yetinmediniz. Afganistan’da ateş olup masum canlar aldınız. Sonra Arap Baharı adı altında bölgeye hiç baharı göstermediniz. Bölgeyi hep kışa çevirdiniz. Kardeş Libya’yı parçalamak ve yeraltı kaynaklarını daha çok sömürmek için istediğiniz gibi at oynattınız. Suriye’de genç yaşlı demeden işgalci Rusya’nın ve emperyalist ABD’nin keza harçlı zihniyetinin misket bombalarıyla ve kiralık katillerinizin marifetiyle oluk oluk Müslüman kanı akıttınız. Bu da yetmedi, dönüp 5 milyon insanı mülteci sıfatıyla yerinden yurdundan ettiniz. Kimini fahişe yaptınız, kimini de Ege denizinde acımasız Yunan’ın elleriyle azgın sularda boğdurdunuz. Haydi bunlar Müslüman idi.
Peki mazlum Ukrayna halkından ne istediniz? Dün Orta Doğu’da oynadığınız oyunu şimdilerde de Doğu Avrupa Ülkesinde sahnelediniz. Orta Doğu oyununuzu anladık. Onlar Müslüman idi. Çünkü size göre Müslüman’ın canı ucuzdu bir de Orta Doğu’da petrol vardı. İyi de Ukrayna’da bizim bilmediğimiz ne var? Orta Doğu’da kullandığınız kiralık katillerinizi Ukrayna’da niçin topluyorsunuz?
Türk’ün çok güzel bir atasözü var. Kalleş dostun olacağına, delikanlı düşmanın olsun. Ama siz emperyalistlerde ne arar delikanlılık? İçinde vicdan olmayan siz emperyalistlerin arkadan ne tür oyun oynadığınızı gayet iyi biliriz. Siz emperyalistler mazlumlara hiçbir zaman dost olmadınız. Çünkü dostun iyisi güzel günde değil, zor günde belli olur.
Sözde dost ve müttefik olup da, icraata gelince siz kalleşlerden usandık. Dost görünen siz kalleş müttefiklerimiz Suriye’de, Irak’ta yıllarca PKK terörünü besleyip finanse ettiniz. Bu da yetmedi güneşli havada şemsiye verdiniz, bulutlu havada bu şemsiyeleri geri topladınız. Yarınlarınız hep kalleş dolu. Şunu iyi bilin ki sizin her cilalı sözünüz bize kimyasal başlıklı silah gibi geliyor.
Biz Türk Milleti olarak hiçbir emperyalistin gücüyle veya varlığıyla var olmadık. Merak etmeyin biz Türk Milleti olarak siz emperyalistlerin yokluğuyla da eksilmeyiz. Dünya’nın barışını, huzurunu bozan siz emperyalist güçler, dost görünüp de kalleşliklerinde sınır tanımayanlar, ne yaparsanız yapın, ne kadar kaliteli parfüm kullanırsanız kullanın, hep kalleş kokacaksınız!
Dünyanın huzurunu, barışını bozan siz sahte dost ve müttefikler, kimi zaman NATO şemsiyesine, kimi zaman ABD, kimi zaman AB, kimi zaman AHİM, kimi zaman Arap Baharı olup barış ve özgürlüklerden bahsettiniz. Orta doğuyu ve masum halkını kana buladınız. Sanal bir terör örgütü üretip adına da IŞİD koydunuz. Oluk oluk Müslüman kanı akıttınız.
Rusya’nın sınırları NATO marifetiyle tehdit edildiği için Ukrayna’yı işgal ettiğini öne süren İşgalci Putin’e sormak lazım. Mademki sınırlar ve ülke güvenliği noktasında çok hassassınız. Peki burnumuzun dibindeki Suriye’de ne işiniz var? Burada ABD’nin, AB’nin, Rusya ve diğer şer unsurların bulunması Türkiye için tehdit olmuyor mu?
Biliyorum siz sahte dostlar sabun gibisiniz. Her ne kadar sabun elimizi yüzümüzü temizlese de fırsatını yakaladığında ayağımızı kaydırır. Tıpkı siz emperyalistlerden dost, ayıdan post olmadığı gibi.
İşte bu sebeplerle bizler Türk Milleti olarak gidenin arkasından diz çökmeyiz. Biliriz ki cenaze namazında secdeye varılmaz. Yine biliriz ki kardeş ile kalleş birbirilerine çok yakın iki kelime olsa da insana ihanet beklemediği yerden gelir. Çünkü; kalleş, kalleş olmadan önce mutlaka, müttefik, kardeş, dost, arkadaş kılığına girmiştir.
Burada satırlarımıza son verirken Türk Dış Politikası için de özetle söyleyeceklerimiz var. Türk dış politikası ve üst aklı her dostuz, müttefikiz cilalı sözlere kanmayalım. Her savaşta, her krizde, her olumsuz havada ağır yumruklar yiyen ve bir türlü akıllanmayan bir ülke olarak artık dış görünüşlere, sahte müttefik, dost ve cilalı sözlerine aldanmayalım. Sahte dost ve müttefik görünüp de ihanetin kitabını yazmış dünyada bir sürü kalleş var. Hangisini sayalım ki! En bariz örneği Ukrayna ortada. Bilmem anladınız mı? Tekraren söylüyorum. ne kadar zorlasanız zorlayın kardeşin kalleşi, kalleşin de kardeşi olmuyor be abi!..

Hakkında Aziz Dağtekin

1960 yılında Elazığ'da doğdu. Öğrenimini İstanbulda tamamlayarak gazetecilik mesleğine 1983 yılında başladı. sırasıyla Hergün, Bulvar, Hürriyet ve Türkiye Gazetelerinde muhabirlik ve yazı işleri kadrolarında görev aldı. Basın sektöründen 2006 yılında emekli oldu. Halen idare yeri Adana olan ve Ulusal yayın yapan Netinternet, Ekonet Haber, Eko İntenet Haber sitelerinde Genel Yayın Yönetmenliği ve ekonomi ile alakalı yazı ve yorumlar yazmaktadır. Gazetecilik mesleği yanısara sigortacılık, pazarlama ve finans sektöründe üst düzey yöneticiliklerde bulundu. Sırasıyla İhlas Barter ve Turk Barter'da franchise ve bölge müdürlüğü görevlerinde yer aldı. 2005 yılında Turk Barter'dan ayrılarak Anadolu Barter'ı kurdu. Halen 13'e yakın şubesiyle faaliyet gösteren Anadolu Barter'ın Yönetim Kurulu Başkalığını yürütmektedir. Evli ve 2 çocuk babası olan Gazeteci-Yazar Aziz Dağtekin halen Basın Konseyi üyesi ve Adana'da Kurulu bulunan Çukurova Güreş Vakfı ile Elazığlılar Kültür ve Dayanışma Derneğinin de kurucu üyesidir.

Göz Atmak İster misiniz?

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, 8 Mart’ta Türkiye’nin kredi notunun yükseltilmesinin devamı niteliğinde bir karar …

Bir yanıt yazın