Başkan Erdoğan: Biz ekonominin kitabını yazdık

Erdoğan, katıldığı programda ekonomi konusuna değindi. 1915 Çanakkale Köprüsü’ndeki istihdam sayısına işaret eden Erdoğan, “Millet aç diyorlar. Biz ekonominin kitabını yazdık.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 7’nci Memur-Sen Büyük Türkiye Buluşması programında konuştu.

Erdoğan, programdaki konuşmasında ekonomiye dair mesajlar verdi.

Yapımı süren 1915 Çanakkale Köprüsü’nden bahseden Erdoğan, “Şimdi bu köprüden 6 dakikada karşıdan karşıya geçeceğiz. Bu nasıl yapıldı? Burası 2 milyar 400 milyon euroya çıkmış olan bir köprüdür.” dedi.

Köprünün Yap-İşlet-Devret modeliyle inşa edildiğini hatırlatan ve ‘millet aç’ söylemlerine değinen Erdoğan, “Burada 5 bin kişi çalışıyor. Millet aç diyorlar. Bu mesele, ekonomide kafanız nasıl çalışıyor, buna bakıyor. İşte biz bu noktada ekonominin kitabını yazdık, yazmaya devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, konuşmasının diğer bölümünde şunları söyledi: “Memur-Sen’in kurucu genel başkanı, gönül adamı Mehmet Akif İnan’ı rahmetle yad ediyorum. Memur-Sen kamu görevlilerimizin haklarını savunmanın yanında, ülkemizde ve tüm dünyada hakkın, adaletin ve özgürlüklerin gür sesi oluyor.

İdeolojik sendikacılıkla arasına mesafe koyan Memur-Sen darbe ve vesayete dönük tüm teşebbüsler karşısında dik bir duruş sergilemiştir. Memur-Sen, ülkemizi ve milletimizi ilgilendiren her kritik hadisede onurlu bir tavır takındı. Bay Kemal, öğretmenleri tehdit ediyor, subayları tehdit ediyor, polisleri tehdit ediyor. Kamuda hangi memur varsa tehdit ediyor. Ama bilmiyor ki benim kamudaki kardeşlerim bunlara pabuç bırakmayacak.

Milletimizin desteğiyle başlattığımız demokrasi mücadelemizi işte böyle bir zeminde yürüttük. Ülkemize kazandırdığımız her eser için çetin mücadeleler verdik. Son 19 yılda elde ettiğimiz her başarının gerisinde çok ciddi bir emek, gayret, sabır, strateji ve alın teri vardır.1915 Çanakkale Köprüsü 12 yıl sonra devlete, millete kalacak. Ama bunların kafası buna basmaz. Diyor ki nasıl yaptınız bunu? İşte böyle yaptık.

Türk firmalarıyla, Kore ile iş birliğiyle yaptık. Birçok yatırımlarımızı böyle gerçekleştirdik. Hâlâ gerçekleştiriyoruz.19 yıldır Türkiye’nin dört bir yanında eğer yollar yapılıyorsa, 6 bin 100 kilometreden 28 bin kilometreye çıkardıysak, bu ‘iş bilenin, kılıç kuşananın’ anlayışıyla oldu. Okullarımızın hallerini biliyorsunuz. Kırtasiyeci dükkanından kitap alamazdık. Biz ‘sıralarımızın üzerine kitaplarımızı koyacağız, yavrularımız ücretsiz okuyacak’ dedik.

Belediyelerde vatandaşlarımı sokağa atan sizsiniz. İşçilerimizi sokağa atan sizsiniz. Hani kimseyi kapıya koymayacaktınız. Akşam yalan sabah yalan. Türkiye’ye hizmet yolculuğumuzda gizli, açık pek çok müdahaleye maruz kaldık. Gezi’de Bay Kemal Taksim’deydi, senin ne işin var orada? Çünkü o da Gezi’ci. Bunlar değil miydi Bezmialem Valide Sultan Camii’ne bira kutularıyla girenler? Camiden başbakanlık ofisine kanal açarak gidenler bunlar değil miydi? Bunlar tahribat yapar biz ise iş yaparız.

“HİÇBİRİNE EYVALLAH ETMEDİK”

Biz sürekli üretiyoruz. Millete tepeden bakanlarla hep karşılaştık. Türkiye’nin güçlenmesini istemeyenlerin operasyonlarına maruz kaldık. Hiçbirine eyvallah etmedik. Onlar Gezi olaylarında AKM’ye teröristleri astı, biz yeniden muhteşem bir opera binası yaptık. Taksim Camii’ni yaptık mı? Yaptık, bizim işimiz yapmak bunların işi yıkmak.

SAVUNMA SANAYİMİZ YÜZDE 80 YERLİ”

Demokrasimizi güçlendirdik. Ekonomimizi bir avuç elite rağmen büyüttük. Savunma sanayimiz yüzde 20 yerliydi. Şimdi yüzde 80 yerli. İlk seçimi kazandığımızda ABD ve Avrupa ziyareti yaptım. Bush’a gidip ‘bak biz terörle mücadele yapıyoruz, İHA verecektiniz vermediniz’ dedim. Dışişleri Bakanı’nı (Condoleezza Rice) çağırdı, Türkiye’ye süratle insansız hava aracı vereceksiniz dedi. 38 saat süreyle aldık. Bu bizi ev sahibi yaptı. Bayraktar’ın sahibi, Allah rahmet eylesin, oğullarıyla yaptı. İHA’larımız, SİHA’larımız var. Teröristleri yok ediyoruz. Hem içeride hem de sınır dışında. Kötü komşular bizi ev sahibi yaptı.

“ÜRETİMİM