CHP ve gerilim siyaseti!

Uzun yıllardan beri iktidar yüzü görmeyen CHP, kimin dümenine takılmış olduğu beli olmamakla birlikte, sadece gerilim siyaseti gütmek ve can derdine düşen toplumun güven, huzur ve sükununu bozmak suretiyle her gün yeni bir gerilim gündemiyle sahne almak istemesini çok yadırgıyorum.

Proje ve vizyonu olmadığı halde, topluma “her şey güzel olacak” sloganıyla ucuzluk ve indirim sözü veren CHP’li belediye başkanlarının geçen süre içerisinde bahaneden başka iş üretememesi ve halkın beklentilerine cevap vermemesine kılıf uydurmak için yalan rüzgarlarına sarılıp tsunami yaratmaya çalışmaları toplum vicdanında derin yaralar oluşturmaktadır.

Ülkemizin her haklı çıkışına sadece muhalefet olsun diye karşı çıkan, Suriye’de Libya’da ne işimiz var? diyen, şehir hastanelerinin otoyol ve tünel ile köprülerin yapılmasına karşı çıkan bir anlayışın ülke ekonomisine, sanayisine ve ülkenin kalkınmışlığına katacakları hiçbir katma değer yoktur. Bu yapılanların görmezden gelinmesi, ihtiyaç hasıl olduğunu gördüklerinde de biz böyle söylememiştik diye çark etmeleri ayrı bir tartışma konusu.

Daha düne kadar şehir hastanelerine karşı çıkan, Suriye’de ne işimiz var? Esad bize mi saldıracak? Barışın yolu Esad ile görüşmekten geçer diyen CHP yönetimi bir türlü doğru yola gelmek istemiyor. Gerilim ve tehdit dilini kullanmaya devam ediyor. Dünya korona ile savaşırken, bunlar gündemden kalmak için, darbe ve idam çığırtkanlığı bile yapmaktan çekinmiyorlar. Erdoğan korkusu ve düşmanlığı bunların ruh halini bozmuş olmalı ki darbe aynı zamanda idam tellallığı yapmaktan geri durmuyorlar.

Düşününüz; dünyayı etkisi altına alan coronavirüs salgınını bile Erdoğan’a mal eden, nerede bir Türk varsa Türkiye Cumhuriyeti Devleti orada imajı ile yurt dışında hastalığa yakalanan ve onları ölüme terk eden sözde medeniyet tellallığı yapan ülkelerin göbeğine inip ambülans uçakla vatandaşlarını tedavi için ülkesine getiren bir devletin sosyal dayanışmasını, halkına verdiği değeri önemsizleştirmek için “bakan akrabasını kurtardı” diyerek algı oluşturan bir zihniyetten ne beklenebilir ki?

Ülkenin ekonomik bakımdan daha da kötüleşmesi için IMF ile gizliden gizliye otel lobilerinde fiskos eden, ülkenin sağlık, siyasi, ekonomik açıdan çöküntüye düşmesi için adeta kriz çıkartma nöbetleri tutanlardan ülke yararına fazla beklenecek bir şey yok demektir.  Düşünün Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir felaketin kuşatmasını yarmak için savaş verirken, milli dayanışması dış güçlerce hayranlıkla izlenirken, içeride ise malum siyasi parti ne yapıyor? O da ekonomik tetikçilere, demokrasi düşmanlarına, küresel tefecilere, vatansız fesat yuvalarına kucak açıp gel gel yapıyor. Devletimiz ne zaman vatan ve millet adına hayırlı bir işe soyunsa, yıldızı parlamaya tutuşsa, mutlak surette iç ihanet cephesi ile dış işgal cephesi el ele verip pusu atıp, ardından saldırıya geçiyorlar. Aynı yemlikten beslenip, aynı yıkımı hedefleyenlerin vızıltısı, elbette nasıl ki ormanda ağaçların arasında lodos eserken sinek vızıltısı duyulmaz ise bunların vızıltısı da o ahenkte ama yine de sinek küçük mide bulandırıyor işte!

Bu siyasi anlayış, ne hazindir ki; Türkiye’yi tuzağa çekip kafese koymak isteyenlere göz yumar, samimiyetsiz ve çapsız olduklarından dolayı yüzlerine demokrasi boyası sürüp, kafalarına özgürlük hunisi geçirirler, siyasetlerine de zincir vurdururlar, sonra da darbeyi çağrıştıran şifreli mesaj verirler. Bu hastalığa yakalan köhne bir siyasi anlayışın ülkeye verecek hiçbir katkısı yoktur.

Bu zihniyet sahipleri, kriz ve kaos siyaseti ile yoğrulmuş, kan ve kaostan beslenme mayasıyla mayalanmış bozuk itikadın sahiplerinin gazına gelmemek lazım. Türkiye her yönüyle güçlü, dinamik ve kararlı bir ülkedir. Dinamik yapısıyla dosta güven düşmana korku salmaktadır. Erdoğan düşmanlığı üzerinden Türkiye düşmanlıklarını gizleyerek saldıranlara siyaset gerilimi çıkaranlara aman dikkat!

Hakkında Editör

Taraf olmayan, habercilik yapan Net İnternet Haber, bağımsız özgür, tarafsız habercilik ilkesini benimsemiş olup, hakkın ve haklının yanında yer almayı ilke edinmiştir.

Göz Atmak İster misiniz?

Haydi 20-21 Nisan’da kafe ve restoranlara boykota

Restoran ve kafelerdeki fiyatların fahiş oranda artmasına tepki yağıyor. Sosyal medyada dile getirilen tepkiler dalga …

Bir yanıt yazın