Tarih, geleceğimize ışık tutan değer olduğu gibi yine tarihte nesilden nesile aktarılması ve unutturulmaması gereken büyük olaylar, büyük zaferler vardır. Milletimizin bekasının taçlandığı ve altın harflerle yerini aldığı tarihindeki bu büyük zaferlerden biri de Çanakkale’dir.
Çanakkale, yorgun ve biçare düşürülmüş, dibi bin bir entrikalarla oyulmuş, yine içine sızdırılmış hainlerle çökmeye mahkum edilmiş bir Osmanlı İmparatorluğunun ardından, yine yekpare ve tek vücut olmuş düşman silsilesinin, bir Milleti tarih sahnesinden silmek istemesinin adıdır.
Dün Çanakkale’de olduğu gibi, ecdadımız Osmanlıyı tarih sahnesinden silmek isteyen güçler bu günde aynı emellerle, aynı senaryolarla yol almaya devam etmektedirler. Bir milletin tarih sahnesinden silinmesi için yekvücut olan düşman güçlerine karşı kahramanca çarpışan aziz ecdadımız kanları ve canlarıyla “Çanakkale geçilmez” destanının yazıldığı yer olmuştur.
Çanakkale imanın küfre, hakkın batıla, haklının haksıza karşı zaferinin perçinlendiği yerdir. Çanakkale, kuzeyden güneye, doğudan batıya nice vatan evladının mukaddesat uğruna omuz omuza şehadete koştuğu yerdir.
Çanakkale, İstiklal Şairimiz merhum Âkif’in,
“Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi,
Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi.” dizelerinde ifade ettiği gibi şehadetin destanlaştığı, bir milletin Allah aşkı ile şahlandığı yerdir.
Çanakkale, çağdaş dünyaya savaş ahlakının ve hukukunun öğretildiği müstesna bir yerdir.. Çanakkale, varlığına kast eden hayâsız akınlar karşısında unutulmayacak derslerin verildiği yerdir.
Çanakkale; “Allah Allah” nidalarıyla cepheye koşan Mehmetçiğimiz, yaralı düşman askerlerini sırtında taşıyacak, onlara matarasından su içirecek kadar yüce bir ruh sergilendiği yerdir..
Çanakkale, ortak ideallerde buluşmanın, millet ve ümmet bilincine sahip olmanın en güzel tezahürlerinden biri olduğu gibi, manevi değerlerin üzerinde hiçbir değer tanımamak gerektiğinin nadide bir örneğidir.
Çanakkale; dilleri, renkleri, coğrafyaları farklı nice vatan evladının din, millet, vatan, hak, hakikat, adalet ve fazilet için canından geçtiği, Anadolu’nun her evinden, Rumeli’nin her bölgesinden, şehadet şerbetinin içilmesi için cihada koşulan yeridir.
Öyleyse bizim için bir dönüm noktası olan Çanakkale Zaferi’ni 18 Mart’ta millet olarak gururla kutlayalım. Ancak tarihte eşine az rastlanan böylesi büyük bir hadiseyi ve ecdadımızın başarılarıyla övünüp kalamayalım. Ecdadımızın bu başarılardan büyük dersler ve ibretler çıkaralım, bugünümüzü ve geleceğimizi bu zaferlerin ışığında inşa etmenin gayretinde olalım.
Bugün bizlere düşen asıl görev, Çanakkale’nin o muazzam ruhunu iyice idrak etmek, geçmişten günümüze nice hain teşebbüslere rağmen yok olmayan bu ruhu nesilden nesile aktarmak ve aziz şehitlerimizin aziz hatıralarına sahip çıkmaktır.
Bu vesileyle bize bu cennet vatanı kanlarıyla sulayarak yurt edinmemiz için bırakan kahraman şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor, aynı kararlılıkla o muhteşem ruhun bir meşale gibi nesilden nesile aktarılmasını ümid ediyoruz.
Allah bu aziz milleti gaflete düşürmesin, iç ve dış düşmanlara karşı bizi bir ve diri tutsun. Hainleri hainliklerinde boğsun inşallah..